Aralık ayı yine geldi. Milyonlarca asgari ücretli, adı “komisyon” olan bir masadan çıkacak rakama kilitlendi.
Tahmin çok, umut az… Değişmeyen tek şey ise geçim derdi.
Her yıl ben de karar açıklanana kadar bu konuyla alakalı bir iki yazı yazmaya çalışıyorum.
Bu sene için de bir yazı kaleme alayım dedim.
Nasılsa, sadece yazıp çiziyoruz…
Diğer senelerde olduğu gibi kavramlar aynı kalıyor, rakamlar küçücük değişiyor.
Gelelim konumuz olan ‘asgari’ye!.
Asgari ücret, Türkiye’de milyonlarca insanın doğrudan maruz kaldığı, hayatın tam ortasına dokunan en can alıcı konuların başında geliyor.
Her yıl aralık ayı yaklaştığında aynı tablo ortaya çıkıyor. Tahminler yapılıyor, rakamlar havada uçuşuyor, beklentiler büyüyor.
İşveren dertli…
İşçi dertli…
Sendikalar dertli…
Ama sonuç çoğu zaman aynı.
Her yıl olduğu gibi Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başkanlığında toplanıyor. 2026 yılında uygulanacak asgari ücret için de süreç resmen başladı. Masada yine “sosyal diyalog”, “makroekonomik dengeler” ve “enflasyona ezdirmeme” cümleleri dolaşıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, her fırsatta benzer açıklamalar yapıyor.
“Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” diyor.
“İstihdamı koruyacağız” diyor.
Kulağa hoş gelen cümleler…
Ama mutfakta karşılığı her geçen gün biraz daha azalıyor.
Son yıllarda küresel ekonomik resesyon gerekçesiyle yılda iki kez zam yapılan asgari ücret artık birkaç yıldır “yılda bir kez” kararı alınmıştı. Ve bu kararla birlikte uzmanları görüşü de yine iki farklı boyutla vatandaşa yansıyor.
Kimi, bu yıl artışın yüksek olacağını savunuyor.
Kimi ise, alım gücü artmadıkça rakamların bir anlam ifade etmediğini söylüyor.
Ancak herkesin gözden kaçırdığı bir gerçek var:
Türkiye’de toplumun çok büyük bir kısmı, beyaz yaka ya da mavi yaka fark etmeksizin, fiilen asgari ücret düzenine mahkûm edilmiş durumda olduğu.
Üniversite mezunu da…
Vasıfsız işçi de…
Kalifiye eleman da…
Seçme hakkı yok.
İtiraz etme gücü yok.
Geçinmenin mümkün olmadığı biliniyor ama yine de milyonların kaderi birkaç toplantıyla belirleniyor.
Asgari ücretlinin beynindeki tek gerçeklik;
Asgari Ücret Tespit Komisyonu; toplantılar yapıyor, karar alıyor ve sonuç her yıl aynı nakarat…
Bu süreçte asgari ücretliler ise adeta psikolojik bir baskı altında bırakılıyor. Aralık ayı, asgari ücretli için tam anlamıyla bir bekleme işkencesi.
Herkes konuşuyor, herkes tahmin yürütüyor ama en az söz hakkı olan yine asgari ücretli oluyor.
Kamuoyunda çok ses getiren sendikalar da var, her sene olduğu gibi, bu sene de bilindik cümleler kullanıyorlar.
Her ne kadar…
Bakan Işıkhan, sendikaların taleplerini dinlediklerini ve süreci “sosyal diyalog” içinde yürüttüklerini ifade etse de…
O sendikaları hepimiz tanıyor ve biliyoruz. Ne kadar sert demeçler verseler de aralık ayının son haftasında yine belirlenmiş rakam kamuoyuna açıklanıyor.
Şimdi…
Olası zam senaryolarına göre 2026 asgari ücret tahminlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Uzmanlar ve ekonomi medyasında konuşulan tahminlerin ortak noktası, mevcut asgari ücret (2025’te net 22.104 TL) üzerinden yapılacak yüzde 20–35+ aralığında zamlar:
Senaryolara göre net asgari ücret (TL):
%20 artış: ~26.500 – 26.584 TL
%25 artış: ~27.600 – 27.630 TL
%28,5 artış (enflasyon tahmini paraleli): ~28.400 TL
%30 artış: ~28.735 TL
%35 artış: ~29.840 TL
%40 artış halinde: ~30.900+ TL
Bu arada bu tahminleri paylaşmışken kendi tahminimi de yazayım.
Bana göre 2026 asgari ücret 28 bin küsür bandında olacak
Tüm bunlar yaşanırken…
Öte yandan Bakanlık, 2026-2030 dönemini kapsayan Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgesi hazırlıklarına başlandığını duyurdu.
Bu elbette önemli…
Ama kira fiyatlarının asgari ücreti aştığı bir ülkede, bu açıklamalar havada kalıyor.
İşçi, insanca yaşam istiyor.
İşveren, artan maliyetlerden yakınıyor.
Hükümet, küresel ekonomik şartları ile birlikte birçok gerekçe gösteriyor.
Sonuçta tablo net:
Çarşı pazarda fiyatlar her gün değişiyor.
Ama işçinin geliri yılda bir kez…
Ve asgari ücretli, her yıl olduğu gibi yine komisyonun belirleyeceği rakama mahkûm ediliyor.
Çünkü başka bir seçeneği yok.
SAĞLIKLA KALIN!