Hava Durumu

Bu bayram gerçekten kimin bayramı?

Yazının Giriş Tarihi: 02.05.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.05.2025 00:05

Dün 1 Mayıs’ı kutladık.

Takvimler kırmızı, bayram havası... Adı “Emek ve Dayanışma Günü”.

Ne hoş değil mi?

Emek kutsal, dayanışma yüce, sloganlar coşkulu.

Peki sahada ne oluyor?

Hadi biraz göz atalım:

Devlet memurları yine her zaman ki gibi tatil yaptı. Sabah dokuzda kalkmak yok. Kimisi kahvaltısını uzatıyor, kimisi kahvesini yudumlarken sosyal medyada “Yaşasın 1 Mayıs!” yazıp üstüne bir de #emek etiketi koyuyor. Bazısı o kadar dayanışmacı ki, plaja giderken bile story atmayı ihmal etmiyor: “Emeğin bayramı kutlu olsun!”

Ama hadi markete bir uğrayalım: Kasiyer yerinde. Paketleme görevlisi, reyonda çalışan, güvenlik görevlisi... Hepsi mesai başında. Sanayi sitesine gidelim, matbaa, tekstil atölyesi, kargo deposu... Bütün çarklar dönüyor. Gazeteci halkın haber alma hakkı için her yerde…

Çünkü “işin bayramı”nda işler durmuyor.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

Koca ülkede “emek” kelimesi öyle yontulmuş, öyle cilalanmış ki, artık sadece resmi tatil günlerinde afişlerde kullanılıyor. Emekçiyi hatırlamak, yılda bir günle sınırlı; o da zaten çalışarak geçiyor. Onlar için bayram yok, sadece bordro var. O da her ay ‘acı reçete’ gibi geliyor.

Bazı sektörlerde 1 Mayıs çalışmak zorunlu.

Zorunluluk neden?

“Üretim durmaz.” İyi de, emeğin günü dediğin şey üretimin azıcık durması gereken gündür, değil mi?

Hayır!

Bizde durum tersine. Biz 1 Mayıs’ı tatil zannediyoruz ama aslında “emekçiye fazla mesai” günüdür.

Bakın bir de şu ironiyi düşünün! İşçiler için ilan edilen tatili, fiilen sadece memurlar kutlayabiliyor. Devletin kadrosunda olan, sendikalı, masa başı çalışanlar... Onlar için 1 Mayıs bir bayram, çünkü fiilen tatil. Asgari ücretlinin bayramı ise iş kıyafetiyle başlıyor, yemek molasında çabucak geçiyor ve akşam servisi kaçırmadan bitiyor.

İroni burada da bitmiyor: Bugün binlerce işçi, sendika hakkı istese kapının önüne konur.

Ama yöneticileri, holding patronları, “emek bizim baş tacımız” diye demeç verir. Öyle baş tacı ki, başları derde girmesin diye işçiler susmak zorunda.

1 Mayıs, bizde her yıl bir çelişkinin, bir yüzeysel duyarlılığın, bir gösteri toplumunun sembolü haline geliyor.

Gerçekten kutlamaya değer bir 1 Mayıs mı?

Yoksa sadece “tatil olduğu için” sevilen, ruhu boşaltılmış bir takvim günü mü?

Asıl soru şu:
Bugün kim bayram ediyor?
Cevap: Tatili olan herkes.
Peki kim bayram etmeli?
Cevap: Tüm çalışanlar. Ama özellikle, bugünü de çalışarak geçirenler.

1 Mayıs’ın gerçekten bir bayram olması için, önce emeğe saygı gösterilmesi gerek. Emeğe saygı, yılda bir gün atılan tweetle değil; yılda 365 gün sağlanan adaletle olur.

Yoksa daha çok “Emek Bayramı” görürüz de, emekçiyi hiç göremeyiz.

Bu arada emek günümüzde bizleri unutmayan,

AK Parti Nilüfer İlçe Başkanı Furkan Alpaslan’nın ve ilçe teşkilatından Servet Abık, Melike Topuk ve Nuray Ankra’ya gazetemize yaptıkları pasta sürprizine YeniDönem Gazetesi olarak kendilerine teşekkür ediyoruz.

Yine…

Bir çok kişi de bu günümüzde kutlama mesajlarını eksik etmediler. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederiz. Fakat ben de yazıma son vermeden burada sadece benim gibi çalışan emekçinin bayramını kutluyorum.

Gerisi zaten keyfine baktı.

SAĞLIKLA KALIN!

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.