Kurban derisinden yangın uçağına: Neden olmasın?

Tüm ülkede olduğu gibi Bursa’mızda da her yaz büyük yangınlar yaşanıyor, yaşanmaya da devam ediyor. Alevler ormanlarımızı yutarken, her defasında aynı sahneyle karşılaşıyoruz: Kamuoyunun yükselen tepkisi, ekranlara taşınan tartışmalar, birbirini tekrar eden öneriler ve sorular… “Şu eksikti, bu neden yapılmadı?” nidalarıyla dolu bir döngü.

Peki sonra ne oluyor?

Ne yazık ki değişen pek bir şey olmuyor.

Bir sonraki yaz, yine aynı yangınlar, aynı tartışmalar ve aynı sonuçsuzlukla başa dönüyoruz.

Geçtiğimiz günlerde size Nevzat Önder’in trafik ile ilgili hayati önerilerini sunmuştum bu köşede.

Nevzat Önder’i o yazıda tanıtmıştım. Bir kez de burada tanıtayım. Önder, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde yıllarca trafik ve ulaşım hizmetlerinde çalışmış, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler düzeyinde projelerde yer almış, ülkemizin trafik ve taşıma mevzuatının şekillenmesinde aktif görev almış, birçok platformda da öneri sunan önemli bir isim.

Nevzat Önder’in bu sefer yangınlarla mücadele için yeni önerileri var; kulak vermekte yarar olduğu kanaatindeyim.

Önder’in çok önemli iki önerisini kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.

Diyor ki…

Kurban Bayramı geride kaldı ama ardında yine büyük bir israf tablosu bıraktı. Bu yıl yaklaşık 2 milyon 600 bin küçükbaş ve 750 bin büyükbaş hayvan kurban edildi. Yalnızca bu kurbanların derileri ve kullanılabilir organlarının ekonomik değeri yaklaşık 750 milyon lira olarak hesaplanıyor. Ancak bu kaynak ne yazık ki her yıl olduğu gibi yine plansızlık ve koordinasyonsuzluk nedeniyle ya heba ediliyor ya da kayıt dışı yollarla ekonominin dışına çıkıyor.

Oysa bu büyük potansiyel, doğru bir organizasyonla ülkemize hem istihdam hem ekonomik katkı hem de stratejik kazanımlar sağlayabilir.

Mesela ne mi yapılabilir?

Türk Hava Kurumu ya da AFAD gibi kurumsal yapılar, yeniden organize edilip bu kurban atıklarını toplama ve değerlendirme sorumluluğunu üstlense, deri sanayisine katkı sağlanır, ithal edilen deriye ödenen döviz içeride kalır, binlerce insana iş kapısı açılır.

Dahası…

Bu 750 milyon lira ile tanesi ortalama 10 milyon dolar olan 18 adet yangın söndürme uçağı alınabilir.

Evet, yanlış duymadınız!

Sadece kurban derisinden elde edilebilecek kaynakla, ülkemizin ormanlarını koruyacak 18 yangın uçağı alınabilir.

Nevzat Önder’in diğer önerisi ise su tankerleriyle ilgili…

Elde edilen verilere göre;

Orman yangınları artık yaz aylarında olağanüstü bir risk. Fakat bu riski sadece gökyüzünden değil, yeryüzünden de azaltabiliriz. Türkiye genelinde tehlikeli madde taşıyanlar hariç yaklaşık 10 bin tanker var ve bunların yarısı su taşıma amaçlı kullanılıyor. Ortalama taşıma kapasiteleri ise 15 ton. Karşılaştırmak gerekirse:

Bir yangın helikopteri 4 ton su taşıyabiliyor, Bir yangın söndürme uçağı ise ortalama 12 ton.

Yani bir su tankeri, bir helikopterden daha fazla su taşıma kapasitesine sahip.

Peki biz bu potansiyelin ne kadar farkındayız?

İl ve ilçeler düzeyinde tanker envanteri çıkarılsa, ormanlık alanlara yakın bölgelerde konuşlandırılsa, sahiplerine sefer görev emri benzeri bilgilendirme ve hazırlıklar yapılsa, yangınlara müdahalede çok daha etkin bir sistem kurulabilir.

Yani kısaca özetleyecek olursak…

Kaybettiğimiz sadece deriler değil; çoğu zaman iyi bir planlamayla kazanabileceğimiz fırsatlar da sessizce elimizden kayıp gidiyor.

Kurban derileri çöpe değil, ekonomiye kazandırılabilir. Su tankerleri ise sadece trafikteki yardımcı araçlar değil, afet anlarında hayati roller üstlenebilecek potansiyel güçler olabilir.

Zira…

Türkiye, imkânsızlıklar ülkesi değil. Aksine, sahip olduğu kaynakları daha etkili değerlendirdiğinde çok şey başarabilecek bir ülke.

Bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi ise güçlü bir koordinasyon, sağduyulu bir planlama ve uzun vadeli bir vizyonla mümkün.

Yangın söndürme uçaklarımız da olur, kaynaklarımız da daha verimli kullanılır. Yeter ki bu konuda kararlı ve bilinçli adımlar atılsın.

SAĞLIKLA KALIN!