Hava Durumu

PKK’nın silah bırakma kararı ve yeni ufuklar

Yazının Giriş Tarihi: 12.07.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.07.2025 00:05

12 Mayıs 2025, Türkiye için tarihi bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçti. PKK, 47 yıllık silahlı mücadelesini sonlandırarak örgütsel yapısını feshettiğini ve silah bırakma kararı aldığını duyurdu.

***

Bu karar, sadece Türkiye’de değil, bölgede de büyük yankı uyandırdı.

Peki…

Bu süreç nasıl başladı, nereye gidiyor ve ne anlama geliyor?

Her şey, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçelinin Ekim 2024’te yaptığı cesur çağrıyla ivme kazandı. Bahçeli, PKK lideri Abdullah Öcalan’a seslenerek örgütün silah bırakmasını ve kendini feshetmesini talep etmişti. Bu çağrı, yıllardır süren çatışmaların gölgesinde, barışa yönelik umutları yeniden yeşertti. 27 Şubat 2025’te Öcalan, İmralı Cezaevi’nden yaptığı açıklamada, PKK’ya silah bırakma ve fesih çağrısında bulundu. Ardından, 5-7 Mayıs’ta toplanan PKK’nın 12. Kongresi’nde bu tarihi karar alındı. 11 Temmuz’da Süleymaniye’de gerçekleşen sembolik bir törenle ilk grup PKK’lılar silahlarını yakarak imha etti.

***

Bu an, Terörsüz Türkiye hedefinin somut bir adımı olarak görüldü. PKK’nın açıklamasında, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’na atıfta bulunularak, örgütün Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı bir özgürlük hareketi olarak doğduğu vurgulandı. Ancak bu ifadeler, özellikle milliyetçi kesimlerde tartışma yarattı. İYİ Parti, Zafer Partisi ve Büyük Birlik Partisi, açıklamadaki Lozan ve 1924 Anayasası referanslarını ulus-devlet yapısına meydan okuma olarak nitelendirerek sert eleştiriler getirdi. Buna karşın, iktidar partisi AK Parti ve MHP, süreci genel anlamda olumlu karşıladı. CHP ise silahların susmasından memnuniyet duyduğunu belirtse de, sürecin yasal çerçevesine temkinli yaklaştı.

***

Silah bırakma sürecinin uygulanması, hiç şüphesiz karmaşık bir yol haritası gerektiriyor. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) koordineli çalışmalarıyla, Türkiye, Irak ve Suriye’de silahların teslim alınması planlanıyor. Sürecin birkaç ayda tamamlanması hedefleniyor, ancak uzmanlar bazı risklere dikkat çekiyor. Örneğin, PKK’nın Suriye’deki kolu olarak görülen YPG’nin ve diğer bağlantılı yapıların bu sürece nasıl dahil olacağı belirsizliğini koruyor.

***

Ayrıca, örgüt içinde küçük fraksiyonların silah bırakmayı reddedebileceği ve yeni bölünmeler yaşanabileceği uyarısı yapılıyor. Bu süreç, sadece silahların imhasıyla sınırlı değil; aynı zamanda toplumsal barışın inşası için bir fırsat sunuyor.

Uzun yıllardır sancılı bir siyaset yürüten ve son ismi DEM Parti olarak siyasi faaliyetlerini sürdüren DEM Parti ise; süreci barış ve demokratik toplum hedefi olarak tanımlarken, TBMM’de kurulması planlanan bir komisyon, eski militanların topluma entegrasyonu ve yasal düzenlemeler üzerinde çalışacak. Ancak, bu noktada dikkatli adımlar atılması şart.

Geçmişte, Habur sürecinde yaşananlar, yanlış yönetilen adımların nasıl tepkilere yol açabileceğini göstermişti. Bu kez, Cumhurbaşkanı Erdoğanın şehit ailelerinin hassasiyetlerini incitecek hiçbir adıma izin vermeyiz sözü, sürecin ruhunu tanımlayan bir ilke olarak öne çıkıyor.

PKK’nın silah bırakması, Türkiye’nin yarım asırlık bir yükten kurtulması anlamına gelebilir. Ancak bu, Kürt meselesinin tamamen çözüldüğü anlamına gelmiyor. Uzmanlar, meselenin siyasi ve hukuki boyutlarının, anayasal düzenlemeler ve eşit yurttaşlık temelinde ele alınması gerektiğini vurguluyor. Kürtçe eğitim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve kimlik hakları gibi konular, önümüzdeki dönemde tartışmaların odağında olabilir

Bu tarihi eşikte, hepimizin ortak dileği, akan kanın durması ve barışın kalıcı hale gelmesi. Ancak bu süreç, sadece hükümetin değil, toplumun tüm kesimlerinin sağduyulu yaklaşımıyla başarıya ulaşabilir. Bir devir kapanırken, yeni bir başlangıç için umut ışığı yanıyor. Bu ışığın sönmemesi, hepimizin elinde.

SAĞLIKLA KALIN!

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.