Hava Durumu

“Siyaset değil, hayat meselesi”

Yazının Giriş Tarihi: 21.10.2025 00:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.10.2025 00:10

Bursa’da su tartışması son bir aydır bayağı hararetli.
Su meselesi hakikatten çok önemli bir mesele. İnsan başta olmak üzere tüm doğa suya muhtaç. Su olmadan biz olamayız.

Bu bağlamda…

Marmara Belediyeler Birliği (MBB) Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Doğancı Barajı’nda düzenlediği Ekim Ayı Değerlendirme Toplantısı’nda adeta “su gerçeği”ni bütün çıplaklığıyla ortaya koydu. Başkan Bozbey’in açıklamaları sadece teknik bir bilgilendirme değildi; aynı zamanda geçmişle yüzleşme, geleceğe de dair net mesajlar içeriyordu

Bozbey’in en baştaki mesajı şu oldu:

“Eğer 2017’de DSİ ile imzalanan protokol iptal edilmeseydi, Bursa bugün bu krizi yaşamıyor olacaktı.”

Başkan’ın dediğine göre; 2017’de imzalanıp 2021’de iptal edilen Çınarcık Barajı ana isale hattı ve arıtma tesisi protokolü, aslında Bursa’nın bugün yaşadığı su sıkıntısının kader çizgisini değiştiren dönüm noktası olmuş. DSİ projeyi yapsaydı, ödeme TL bazlı ve 15 yıla yayılacaktı. Fakat o iptal kararıyla, BUSKİ tam 155 milyon euroluk kredi borcunun altına girdiği ifade edildi.

Sözlerinin devamında…

Su kesintilerinin siyasi bir tercih değil, zorunlu bir önlem olduğunu söyledi Başkan Bozbey.

***

Bugün BUSKİ’nin attığı her adım, bir “yangın söndürme” operasyonu değil, planlı bir dönüşümün parçası.
Bozbey’in açıklamalarına göre Bursa’ya günlük 430 bin metreküp su veriliyor; bunun 90 bini Çınarcık by-pass hattından, 175 bini yeraltı kuyularından geliyor.
Yani sistem artık “kurtarma” modunda.
Kesintiler sayesinde günde 50 bin metreküp tasarruf sağlanıyor; bu da kente en az bir aylık zaman kazandırmış durumda.

Bir diğer önemli detay:
Doğancı Barajı’nda “kotun altındaki” 8,5 milyon metreküplük su, özel sistemlerle kullanılabilir hale getirilmiş.
Eskiden “rezerv” sayılan o su, artık “kurtarıcı kaynak”.

***

İklim krizi artık bir akademik terim değil, hayatın tam ortasında.
Türkiye son 52 yılın en kurak dönemini yaşıyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün “2050’de beklenen sıcaklık seviyesine 2025’te ulaştık” uyarısı, geleceğin geldiğini ilan ediyor.

Dolayısıyla mesele sadece “Bursa’da su kesildi” meselesi değil.
Bu, iklimle savaşın yerel cephesi.
Bozbey’in, “Bu mesele siyaset değil, hayat meselesidir” vurgusu tam da bu yüzden önemli. Çünkü konu parti değil, gezegen meselesi.

***

Bozbey’in en dikkat çekici hedeflerinden biri, “su kültürünü yeniden inşa etmek.”
Bundan böyle tüm yeni konutlarda gri su sistemleri zorunlu hale gelecek.
Park ve bahçelerde az su isteyen bitkiler kullanılacak.
Tarımsal sulamada damla sulama sistemi yaygınlaştırılacak.
Bu sadece teknik bir dönüşüm değil, davranışsal bir devrim.

Unutmayalım; Bursa’nın suyunun yüzde 70’i tarımda, yüzde 15’i sanayide, yüzde 4’ü de paketli su üretiminde kullanılıyor.
Yani evde çeşmeyi kapatmak önemli ama asıl mesele tarlada, fabrikada ve planlamada.

***

Bugün Bozbey’in anlattıkları, “hesaplaşma”dan çok “ders alma” niteliğinde.
Çünkü geçmişin yanlışını konuşmak kadar, geleceğin doğrusunu inşa etmek de önemli.

Gerçek şu ki, Bursa artık “su kenti” değil; suyun sınavını veren kent.
Ve bu sınavdan geçmenin tek yolu, bilimle, şeffaflıkla ve sabırla ilerlemek.

Bozbey’in ifadesiyle:

“Bursa’nın suyunun her damlası bizim için kıymetlidir. Her bir damlasını korumak, bu kentin geleceğini korumaktır.”

Toparlayacak olursak…

Su, sadece bir kaynak değil; bir emanet.
Bir kentin ahlakı, suyuna gösterdiği saygıyla ölçülür.
Bursa da bugün o ahlak sınavında.
Geçmişin hatalarına değil, geleceğin sorumluluğuna bakma zamanı.
Başkan Bozbey’in dikkat çektiği gibi:

“Bu mesele siyaset değil, hayat meselesidir.”

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.