Hava Durumu

Unutmamak yetmez!

Yazının Giriş Tarihi: 18.08.2024 01:41
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.08.2024 01:41

17 Ağustos 1999 sabahı, saat 03.02'de meydana geldi Gölcük depremi. Tüm Marmara Bölgesi’nde ve Ankara’dan İzmir’e çok geniş bir alanda da hissedilmişti. 7,4 şiddetindeki depremde 2010 yılında yayımlanan meclis araştırması raporuna göre 18 bin 373 kişi öldü, 48 bin 901 kişi yaralandı. 258 bin 211 ev, 42 bin 902 işyeri ise hasar aldı… Yaklaşık 16 milyon insan depremden etkilendi. Sanayinin yoğun olduğu Marmara Bölgesi’nde olması sebebiyle de ülke olarak bu depremin ağır sonuçlarını yaşadık.

3 ay sonra, 12 Kasım 1999’da Düzce’de 7,2 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem daha yaşadık…

23 Ekim 2011’de Van’da 7,2 büyüklüğünde bir deprem daha…

Ve 6 Şubat 2023’te saat 04.17’de Kahramanmaraş, Pazarcık’ta 7,7 büyüklüğünde, saat 13.24’te ise Kahramanmaraş, Elbistan’da 7,6 büyüklüğünde iki büyük deprem meydana geldi.

Asrın felaketi!

Birçok şehrimiz bu depremlerden etkilendi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya depremden bir yıl sonra, 8 Şubat 2024'te yaptığı yazılı açıklamada, can kaybının 53 bin 537, yaralı sayısının ise 107 bin 213 olduğunu söyledi.

Etkileri hala devam ediyor.

Bu depremlerin hem maddi hem de manevi hasarlarını onarmak eminim yıllar alacak.

Bu saydıklarım son 25 yılda sadece 7 şiddetinin üzerinde yaşanan depremler…

Depremler yaşanıyor, on binlerce insanımız hayatını kaybediyor.

Binalar, işyerleri yıkılıyor…

Giden canlara içimiz yanıyor…

Ekonomik anlamda da tüm ülke bu depremlerden olumsuz etkileniyor.

***

Dün 17 Ağustos’tu… ‘Marmara Depremi’nin yıldönümüydü…

Üzerinden 25 yıl geçti.

İlgili tüm akademik odalar konuya bir kez daha dikkat çekti, uyarıda bulundu, çözüm önerileri sundu…

Vatandaşlar olarak sosyal medya profillerimizde, hikayelerde ‘Unutmadık, unutmayacağız!’ dedik.

Dedik de…

Unutmamak yetmez!

Onca yaşanandan sonra depreme hazırlıklı ve dirençli hale gelebildik mi?

Dün Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri’nin de katıldıkları basın toplantısında Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek,İstanbul merkezli ve Marmara bölgesini etkileyecek büyük bir depremin yakın gelecekte olacağı yönünde değerlendirmeler, yapılan bilimsel araştırmalarla ortaya konulmaktadır.

Türkiye nüfusunun 1/3’ünün yaşaması, ekonominin yüzde 50’ye yakınının bu bölgede gerçekleşmesi olası depremin etkilerinin büyüklüğünü ortaya koymaktadır. Büyük Marmara depreminin üzerinden 25 yıl geçmesine ve bu süreçte ülkenin çeşitli bölgelerinde depremler yaşanmış olmasına karşın; kamu ve toplum yararı doğrultusunda kentleşme ve afet politikaları geliştirilmemiş; afetlere karşı sağlam, sağlıklı ve güvenli kentleşme ve yapılı çevre üretimi sağlanmamış; kültürel, tarihî ve mimari mirasın korunarak gelecek nesillere aktarılması için çalışmalar yürütülmemiştir” dedi.

Ve bir an önce yapılması gerekenleri sıraladı:

“Afet yönetimi ve afet risklerinin azaltılması için gerekli hukuki düzenlemelerin, Eylem Programlarının hazırlanması, gerekli koordinasyonun ve toplum katılımının sağlanması için bir an önce gerekli adımlar atılmalıdır. İmar düzeni, yapı üretim ve denetim sistemi; sağlam yapı ve güvenli yaşam çevreleri üretmek için bilim, kamu yararı ve kamu denetimi esas alınarak tümüyle yeniden düzenlenmelidir. İmar rantını önceleyen, kentlerin demografik yapısını bozan, kültürel sürekliliği ortadan kaldıran, kentlinin aidiyet hissini yok sayan Kentsel Dönüşüm politika ve uygulamalarından vazgeçilmelidir. İmar affı düzenlemeleri ile planlama ilkelerine aykırı kaçak yapılaşmaların yasallaştırılması kabul edilemez. İlimizde de hala hızla devam eden kaçak yapı üretimine karşı etkin bir mücadele yürütülmelidir. Yapı üretim sürecinde yer alan mimarlık, mühendislik ve planlama eğitiminin niteliği geliştirilmeli ve ülke genelinde eşdeğerlik sağlanmalıdır. Meslek odalarının; mesleğe kabul sürecinden başlayarak mesleğin uygulanmasına, yapı denetimine ve mesleğin her alanında etkin bir şekilde yer alması için gerekli yasal düzenlemeler bir an önce gerçekleştirilmelidir.”

***

Depremler bir doğa olayı ve ülkemizin gerçeği…

Afete dönüşmesi ise insan kaynaklı yapılan hatalar neticesinde oluyor…

Toplum olarak; Ağır maddî, manevî, ekonomik, sosyolojik, kültürel kayıp ve hasarlara maruz kalıyoruz.

Depremin oluşumunu engelleyemeyeceğimize göre;

Meydana gelebilecek kayıpları azaltmak için yapılması gerekenleri bir an önce yapmak için harekete geçilmeli ve bilimsel yöntemlerle gerekli tedbirler alınmalı.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.