Hayatımız bir girdap içinde dönüp duruyor, günlük gelişmeleri artık bir kenara bıraktık, saatlik hatta anlık gelişmelerle beynimiz meşgul durumda. Türkiye gündemi o kadar hızlı değişiyor ki, zihinler Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki son gelişmelerle meşgul iken, İzmir'de 2 polisimizin şehit olduğu hain karakol saldırısı araya girdi.
Ülkenin yaşadığı ekonomik sorunlar, sorunları daha da büyüten olumsuz gelişmeler gülmeyi unuttururken, gülümsemeye bile hasret bıraktı. Aklımız, fikrimiz bu kadar meşgulken yine de önemli günlere gereken değeri vermeyi ihmal etmememiz gerekiyor. Her gün karşılaştığımız haberlerin başında gençlerin, milli ve manevi değerlerden hızla uzaklaşarak akran zorbalığı, çeteleşme, uyuşturucu başta olmak üzere Türkiye'nin geleceğine karabasan gibi çöken illegal faaliyetlere yöneldiğini görüyoruz.
Şu an durum böyleyse ve gereken tedbirler hemen alınmazsa, 30-40 yıl sonrasının Türkiyesi ne olacak diye soruyoruz. Mukayese ortada, dedelerimizin, babalarımızın ve bizim zamanımızdaki gençlik ile şu anki gençlik arasında büyük bir uçurum var. Ahlakın önemi, milli ve manevi konuların değeri gün geçtikçe kan kaybediyor. Yarın 11 Eylül; Bursa'nın Yunan işgalinden kurtuluşunun 103. yıldönümü.
Öncelikle değerli okurlarımızdan bir ricam var, ailenizdeki ya da çevrenizdeki lise öğrencilerine lütfen şu soruyu yöneltin, 11 Eylül tarihinin Bursa için önemi nedir? Eğer, 10 lise öğrencisinden 4 tanesi bu tarih Bursa'nın Yunan işgalinden kurtuluş günüdür, Bursamız 2 yıldan fazla Yunan işgali altında kaldıktan sonra 11 Eylül 1922 tarihinde, kahramanca bir mücadele ile Yunan ordusunu def edip tekrar şanlı bayrağımızın dalgalandığı bir il olarak bağımsızlığını kazandı, diyebiliyorsa hepimiz gurur duyalım. Ama görünen odur ki maalesef, tarihini bilmeyen ya da önemsemeyen gençlerin sayısı oldukça fazla. Ki bunlar da öğrenim gören gençler.
Tarih 8 Temmuz 1920'yi gösterirken, Yunan Ordusu ciddi bir sivil direniş ile karşılaşmadan Bursa'yı işgal etti. Bursa'yı müdafaa eden kuvvetlerden Yarbay Nazmi Bey komutasındaki 56. Tümen tamamen dağıldı. Bursa'nın dört bir yanında 2 yıl, 2 ay, 2 gün Yunan bayrağı dalgalandıktan sonra Türk Ordusu Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Büyük Taarruz Harekâtı ile 11 Eylül 1922'de Bursa’mızı, Yunan askerlerinin postallarından ve zulmünden kurtardı. Bu süreç içerisinde köy nüfusu ağırlıklı olan Bursa'da binlerce insan Yunan askerleri tarafından katledilirken, evler ekinler, tarlalar yakıldı, yıkıldı.
Bu önemli tarihi günde yarın, Atatürk Caddesi'ndeki Atatürk Anıtı'na çelenkler konulacak saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından günün önemini anlatan konuşmalar yapılacak. Oradan geçmekte olan vatandaşlar yapılan bu törene şahitlik edecekler. Ve önümüzdeki yıl 11 Eylül tarihine kadar konu kapanmış olacak. Peki, bizim gelecek nesillere bu önemli milli günü aktarmamız, 11 Eylül tarihinin bizler için neleri ifade ettiğini anlatabilmemiz için daha fazla etkinliğe ihtiyacımız yok mu? Tabii ki var.
Bununla alakalı olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticilerine önemli görevler düşüyor. İstiklal Savaşı'nda vatanını müdafaa etmek için canını veren birçok şehidimiz, şehit olduğu yere defnedildi. Bu şehitlerimizden bir tanesi de Dağlı Mehmet. Orhaneli'li olduğu ifade edilen şehidimizin mezarı gibi çok sayıda İstiklal Savaşı şehidimizin mezarları Bursa'nın dört bir yanında bulunmakta.
İnegöl'den Mudanya'ya, maalesef bakımsız ve ilgisiz bırakılan şehit mezarlarımıza gerekli bakımlar yapılmalı ve 11 Eylül tarihi gibi önemli bir günde öğrenciler okul yöneticileri tarafından Milli Eğitim Müdürlüğü'nün de talimatlarıyla bu mezarlarda düzenlenecek anma etkinliklerinde bulunmalı.
11 Eylül tarihinde, özellikle öğrenciler tarafından okulların düzenleyeceği turlarla ziyaret edilmesi gereken en önemli nokta da Tophane'de bulunan İstiklal Savaşı Şehitliği. Bu kabirlerde, Hacivat Köprüsü civarında Yunan askerleri ile çatışırken şehit olan 11 İstiklal Savaşı kahramanının bulunduğu Bursa'daki tüm öğrencilere uzun uzun anlatılmalı.
Bir an önce hayata geçirilmesi gereken bir konuda Bursa'da Yunan işgalini görsel olarak anlatacak işgal edilmiş yakılıp yıkılmış bir köy ortamı. Açık hava müzesi olarak da adlandırabileceğimiz bu mekânda, yakılmış köy evleri ve ahırlar, işgalci Yunan Ordusu tarafından şehit edilmiş sivil köylülerin çeşitli materyallerle temsil edilmesi, Bursa'daki öğrencilerin de yine okul yöneticileri tarafından bu mekâna götürülüp ecdadımızın çektiği acılarla bize bugünleri armağan ettiğinin anlatılması önemli.
Unutmayalım ki maalesef, biz büyüklerin bilmediği uyuşturucu çeşitlerini 5-10 saniyede artarda sayabilecek, tarihini bilmeyen ama en son çıkan cep telefonlarının tüm özelliklerini ezbere bilen, televizyonlarda veya konserlerde gördüğü şarkıcıların dekolte kıyafetlerini taklit edip aynı şekilde giyinerek sokağa çıkmayı marifet zanneden, otobüste, metroda yaşlılara yer vermekten kaçmak için kafasını elindeki cep telefonuna gömerek oturduğu yerden kalkmayan bir nesil yetişmekte. Milli ve manevi değerlerimizi daha vurgulu bir şekilde öğretmek için daha fazla geç kalmayalım.
SAĞLICAKLA KALIN…