Hava Durumu

Bu ne cesaret?

Yazının Giriş Tarihi: 23.08.2025 00:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.08.2025 00:08

Son zamanlarda "Hem suçlu hem güçlü" diye tabir ettiğimiz, aslında toplumdaki yozlaşmanın açık ispatı olan kişilerin sayısında hissedilir oranda artış var. Suç işleyen kişi ya da kişiler mağdur tarafından şikayet ediliyor, önce kolluk kuvvetleri ardından adli makamlar gerekli işlemleri yapmaya başlıyor.

Suçlunun gereken cezayı alması için yargılama devam ederken, suçlu ve yakınları mağdur ve ailesini pervasızca tehdit ediyor. Bunun örneklerinden birini Kadıköy'de bıçaklı saldırıda hayatını kaybeden 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi davasında gördük.

Cinayetle ilgili mahkemede yapılacak olan ilk duruşmadan kısa bir süre önce, sosyal medyadan farklı kullanıcı isimlerine sahip hesaplardan müştekilere yönelik, ısrarla ve sistematik olarak silah fotoğraflarının da yer aldığı tehdit mesajları paylaşılmaya başlandı.

Bir tarafta cinayete kurban giden 15 yaşındaki evlatları için gözyaşı döken bir aile, diğer tarafta onu öldüren kişilerden ve yakınlarından gelen ölüm tehdidi mesajları.

Benzer bir olay da, geçtiğimiz günlerde Ankara Keçiören'de yol verme meselesi yüzünden çıkan kavgada bıçaklanarak öldürülen, 22 yaşındaki Hakan Çakır'ın ailesinin başına geldi. Cinayete kurban giden, 22 yaşındaki gencin babası Salih Çakır'ın, telefonuna gelen mesajlarda kendisini ve diğer çocuklarını da öldüreceklerini yazmışlardı.

Mesajlardan bir tanesinde aynen şu kelimeler var, "Ben Kaddafi, oğlunuzu öldüren kişi benim kuzenim. Eğer şikayetçi olursanız önce oğlunuzun mezarını ..., sonra o ağlayan annesinin boğazını keseceğim". Kendine, Kaddafi takma ismini veren kanun, kural tanımayan ve tehdit etmenin cezasından korkmayan bir zorba, evladını kaybeden babanın telefonuna rahatça böyle mesajlar atabiliyor.

Bu yazıyı okurken…

Empati yapmamızda fayda var, bugün o acılı ailelerin başına gelenler yarın bizim veya yakınlarımızın da başına gelebilir. Ve bu gibi durumlar için yüzeysel düşünmeyi bırakıp daha ciddi çözümler üretmemiz gerekli.

Tehdit suçu, failin sözlü yazılı veya davranışlarıyla başka bir kişiye veya o kişinin yakınlarına maddi veya manevi zarar vereceği tehlikesini ifade etmesi veya ortaya koyması şeklinde gerçekleşir. Bu suç genellikle, kişiler arasındaki ilişkilerde güç kullanımı veya kontrol sağlama amacıyla yapılan bir eylemdir.

Yine Tehdit Suçu Türk Ceza Kanunu'nun 5237/106 ya göre 2 fıkra halinde düzenlenmiştir. Madde 106' ya göre; "Bir başkasını kendisinin veya yakınının hayatına vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle, tehdit eden kişi 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Mal varlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, 6 aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur." Kanunda belirtilen ceza, muhtemelen tehdit edenlerin gözüne az geliyor ki, bunu yapmaktan çekinmiyorlar. İlk yapılması gereken tehdit suçuna verilen cezanın ağırlaştırılması. Ortalama olarak mevcut cezanın 2 katına çıkartılması, herhangi bir indirim yapılmaması, tehdit eden kişi 18 yaşından büyük ise mal varlığına el konulması, yaşı 18 in altında ise ailesine hatırı sayılır miktarda para cezası verilmesi, ödenmediği takdirde de haciz işlemi uygulanması bir miktar da olsa caydırıcı olabilir.

Bu tehditleri yapan ya da yapması için kullanılan birçok kişinin de 18 yaşın altında olduğunu bilmemizde fayda var. Türkiye'de yıllardan beri tartıştığımız bir konu da cezaevlerinin durumu.

Öncelikle idrak etmemiz gereken konu, buraların cezaevi olduğu. Yani buralar tatil amaçlı otel konseptinde yapılmış yerler değil. Adı üzerinde, ceza çekilip pişmanlık duyulmasını ve o suçun tekrar işlenmesinin önüne geçilmesini sağlayacak mekanlar. Buraların konforu arttıkça, suç işleyip cezaevine girecek kişilerin de suç işleme cesareti artar. Cezaevi şartlarının ağırlığı ve zorluğu buraya birkaç aylığına bile giren suç işleyen kişileri, zorlayıcı nitelikte olursa, tahliye olanlar tekrar girmemek için üzerine gelen suçtan bile kaçarlar. Yukarıda saydığımız iki suçu işleyen kişilerden bir tanesinin, cezaevinden gülücükler atarak paylaştığı ve medyaya düşen fotoğrafa şahit olanlar, durumu daha iyi anlayacaklardır. Tabir-i caiz ise bu gibi suçlarda acımayana, acımak ilerleyen dönemlerde toplumumuzu daha acınacak hale getirir. Aksi durumlarda da cezaevinden tahliye olan kişilerin "Paşalar gibi yattım çıktım aynen devam" ya da "Kış geldi kalacak yerim yoktu, kış mevsimini cezaevinde geçirmek için suç işleyip girdim, yaza çıkarım" sözlerine daha çok şahit oluruz.

KALIN SAĞLICAKLA

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.