Cumhuriyet Halk Partisi parti içi demokrasi sisteminin oturmuş olduğu ve bununla haklı olarak övünen bir partidir. Genel başkanın ben ne dersem o olur demediği, alınacak kararlarda tabandan tavana fikir alışverişinin yapılarak karar verildiği CHP'de, bu demokrasinin meydana çıkardığı fikir ayrılıkları da partiye zarar vermiyor değil.
11 seçim kaybeden eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun koltuğuna geçen Özgür Özel ile yeni bir ivme kazanan CHP, 31 Mart 2023 yerel seçimlerinde de büyük bir başarıya imza atarak siyasetteki yerini sağlamlaştırdı. Yükselen başarı grafiği ile iktidar olma hedefini perçinleyen Cumhuriyet Halk Partisi, erken genel seçim ihtimaline karşı şimdiden cumhurbaşkanı adayını belirleme gayretine girdi.
Olabilecek bir erken seçimde yıllardır iktidarı elinde bulunduran, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı, rakip olacak adayın vakit kaybedilmeden belirlenmesi ve tabir caizse PR çalışmalarına bir an önce başlanması ana muhalefet partisi için büyük önem taşıyor. Rakibi oldukça kuvvetli, 22 yılı aşkın süredir iktidarda, ikna etme kapasitesine sahip iyi bir hatip, hükümetin tüm yetkilerini kullanma imkanı olduğu için de seçim öncesi kesenin ağzını açarak EYT örneğinde olduğu gibi oy potansiyelini arttırma hamleleri yapabilen deneyimli bir politikacı.
Bugünler için ise en zayıf noktası da yüksek enflasyonla bozulmuş olan ekonomi… Buna bağlı olarak halkın şikayetleri.
CHP'nin bir an önce aday belirleme sebepleri için parti kurmaylarının yaptıkları açıklamalarda, bu süreci öne almalarının nedeni hem erken seçim çağrısı yapmış olmaları hem de bu olağanüstü koşullarda partiyi ayakta tutma istekleri olduğunu dile getiriyorlar. Bu teze dayanarak, CHP'nin bir an önce cumhurbaşkanı adayı belirleme faaliyetine girişmesine hak veriyoruz.
Genel Başkan Özgür Özel, sıkça erken seçim çağrısı yapıyor, bunu yaparken de bizim adayımız hazır diyebilmeli. Uzun süredir Cumhuriyet Halk Partisi'nin potansiyel cumhurbaşkanı adayları olarak, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu isimleri gündemde. Kesin adayı belirlemek için geçtiğimiz günlerde Genel Başkan Özgür Özel organizasyonu ile bir araya gelen Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş toplantısından çıkan sonuç, CHP seçmenine beklenen umudu veremedi.
Mansur Yavaş, seçime daha zaman olduğunu, erken seçim tarihinin henüz belirlenmediğini, bu sebepten dolayı şimdiden aday belirlemenin yanlış olduğunu ifade ederken, Özel ve İmamoğlu geri adım atmadı. 1 milyon 600 bin civarı CHP üyesinin oylarıyla ön seçim yapılarak belirlenmesi düşünülen cumhurbaşkanı adayı konusunda, Mansur Yavaş'ın ben yokum demesi, parti içi birlik ve bütünlük anlamında yine seçmenin kafasını karıştırdı.
Mansur Yavaş'ın ön seçime girmeyeceğim açıklamasıyla, İmamoğlu, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak tek isim olarak kaldı. Başka kimler aday olacağım der bilemeyiz ama İmamoğlu'nun bu durumda karşısına kim çıkarsa çıksın şansının olmadığı malum. Mansur Yavaş'ın yakın çevresine göre de ön seçime girmeyişi adaylıktan vazgeçtiği anlamına gelmiyor. Cumhurbaşkanlığı adaylığı Yavaş’ın aklında, ama bu konuda nasıl bir yol izleyecek bunun bir açıklaması şu an için yok. 23 Mart 2024 tarihinde CHP'nin aday belirlemek için ön seçim yapılacağına dair duyumlar mevcut. Mansur Yavaş bir şeyin farkında, bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde "Kemal Kılıçdaroğlu yerine Mansur Yavaş aday olsaydı, CHP'nin kazanma ihtimali daha fazla olurdu"diyen geniş bir seçmen kitlesi mevcut. Yavaş'ın yaptırdığı anketlerde de kendisini cumhurbaşkanı adayı olarak görmek isteyen CHP'li olsun olmasın, çok sayıda seçmenin varlığı kendini belli ediyor.
Sonuç itibarıyla karşı pencereden CHP'ye baktığımızda yine bir "cepheleşme hareketi" görüyoruz. Seçmen, iktidar karşısında güçlü bir muhalefet partisi arzuluyor. Ama gelinen noktada ne kadar demokratik bir ortam olsa da CHP içindeki farklı fikirler ve ayrışmalar seçmenin partiye olan güvenine darbe vuruyor. Parti içi şeffaflık başarı getirir, bunun yanında bu şeffaflığın zarar verdiği de CHP için acı bir gerçek.
Kamuoyuna yansıtılmadan, cumhurbaşkanı adaylığı konusunda kapalı kapılar ardında görüşmeler yapılsa, tek bir ses halinde verilen karar açıklansa ve buna göre ön seçime gidilseydi olumlu etkileri daha fazla olacaktı. Bunun yanında unutmamalı ki olası erken seçimde cumhurbaşkanını sadece 1 milyon 600 bin CHP üyesi seçmeyecek. Gerçek demokrasiye uygun olarak yapılması gereken, CHP üyelerinin dışında hangi partiden olduğuna bakmaksızın referandum misali sandıkların kurulması, farklı partililere sempati duyan seçmeninde fikrinin alınması.
Her şehrin kalabalık noktaları var, Bursa'mızın Kent Meydanı, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı, Ulu Cami yanındaki havuzun olduğu meydan gibi. Türkiye'nin her ilinde, Cumhuriyet Halk Partisi il ve ilçe başkanlıkları şehirlerin kalabalık yerlerinden sandıkları kurup Yavaş mı? İmamoğlu mu? anketleri yapabilirler.
Hatta bu sandıklar anketten öteye geçip bir genel seçim provası da olacaktır. Aksi takdirde CHP yönetimi Mansur Yavaş'ı ikna edemez. 1 milyon 600 bin üyenin yanında, 5 milyon kadar da üye olmayanın sandıkları atacağı oylar, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayını daha objektif olarak belirleyecektir. Diğer türlü Mansur Yavaş küstürülüp bağımsız aday olma yoluna teşvik edilirse, toplayacağı 100 bin imza ile adaylığını ortaya koyar, arkasında bir siyasi parti olmadığı için, seçilemezse dahi CHP'nin kazanmasına da sekte vurur.
Seçmen cephelere bölünmüş bir CHP görmekten bunaldı, kendi kendine çelme takan, söz ve davranışlarıyla birbirlerinin tekerine çomak sokan bir partinin iktidara yürümesi hiç kolay değil. CHP'nin yerel seçimlerde kazandığı başarıyı daha üst seviyeye çıkartma fırsatını kendi içinde polemiğe girmeden değerlendirmesi gerekli.
SAĞLICAKLA KALIN