Hava Durumu

İkili tiyatro

Yazının Giriş Tarihi: 12.04.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.04.2025 00:05

Politikacı olmak kolay değil. Zamanın getirdiği şartlara göre anında söylemlerini değiştirmek, dün yanlış dediğine bugün doğru demek, verdiği vaatlerin çok azını yerine getirip hepsini yapmış gibi göstermek, kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapmak politikanın önemli noktaları. Kısacası politika kendi çapında adeta bir sanat dalı.

Politikacıların yukarıdaki özelliklere sahip olmasına alışkınız ama bunların bir diğer türü var ki en öldürücü virüsten daha tehlikeli. Onlar, zulüm, katliam, soykırım, can alma üzerine faaliyet gösterenler. Örnek olarak iki isim vermek gerekirse, ABD Başkanı Donald Trump ve terör devleti İsrail’in Başbakanı Binyamin Netanyahu.

Bu ikili, bazen açık açık bazen de kendilerini pekiyi anlaşamayan kişiler olarak göstererek en büyük gayeleri olan Müslümanları yok etme konusunda işbirliğine devam ediyorlar. İsrail bir taraftan Gazze'de soykırıma devam edip çocuklar da dâhil olmak üzere öldürdüğü 50 binden fazla kişinin üzerine yeni canlar almaya devam ederken, destekçisi ABD başkanı da Filistinlileri topraklarından sürüp, Gazze'yi İsrail'e bağlı bir turizm merkezi yapma hayali peşinde.

Yaşananları gördükçe bir taraftan içimiz acıyor diğer bir taraftan da Batı’nın bize dayattığı demokrasi kavramının, insan hakları iddialarının içinin ne kadar boş olduğunu görüyoruz. Demokrasi de, insan hakları da emperyalist ülkelerin emellerine hizmet ediyorsa var. Fakat mesele Ortadoğu coğrafyası ve orada yaşayan Müslümanlar olunca bu kavramların hiçbir geçerliliği yok.

İsrail'in katil başbakanı geçtiğimiz günlerde apar topar bir ABD ziyaretinde bulundu ruh ikizi Trump ile görüştü. Suriye'deki rejimin çöküp, Esad'ın kaçmasının sonrasında İsrail için yeni bir oyun sahası daha açılmış oldu. Katil Netanyahu'nun kafasındaki Davut Koridoru'nun açılması için Suriye topraklarının önemi büyük. İsrail'in ebedi amacı hepimizin bildiği üzere, vaat edilmiş topraklar dedikleri bölgeleri ele geçirip, Türkiye'nin de bir bölümünü işgal etmek, büyük İsrail devletini oluşturmak.

Arkasına, ABD, Avrupa ülkeleri gibi güçleri de almış olduğu için bu amaçtan bir adım bile geri atmayacağını, hatta geri adım atmak bir yana, daha da saldırgan olacağının farkındayız. Çünkü maalesef işler istediği gibi gidiyor. Gazze'de yaptığı katliama müdahale eden yok iken üzerine Golan tepelerini aşarak Suriye'de ilerlemeye ve istediği noktaları gece gündüz bombalamaya devam ediyor.

Netanyahu'nun geçtiğimiz günlerde Trump'a yaptığı ziyaret ve ABD başkanının yaptığı açıklamaya bir bakalım:

"Erdoğan adında bir adamla harika ilişkilerim var. Adını Duydunuz mu? Onu seviyorum o da beni seviyor. Hiç sorun yaşamadık ve çok şey atlattık. Geçmişte bazı sorunlarımız oldu ama orada bir papazımız vardı rahip Brunson onu nasıl geri aldık."

Türkiye'de bazı kişiler bu açıklamayı, “Trump Türkiye Cumhurbaşkanı’nı ne kadar çok seviyor” diye algıladı. Ama söylediklerini biraz irdelersek “önce hiç sorun yaşamadık” diyor, sonra “geçmişte bazı sorunlarımız oldu“ diye devam ediyor ve ardından da Türkiye tehdit etmesine sebep olan Brunson'u açıklamaya dâhil ediyor.

Buradaki övgünün sahte, hatta imalı olduğu apaçık meydanda. Suriye'yi Türkiye'ye kaptırmak, istemeyen ve ülkemizin Suriye'den dışlanması için Trump'ın kapısına giden katil Netanyahu'nun istediğini alamadığına dair söylemler var. Öncelikle şunu iyice aklımıza sokalım ABD'yi el altından yöneten İsrail'dir ve ABD'nin hiçbir başkanı İsrail'in menfaatlerine aykırı davranma lüksüne sahip değildir.

İsrail'in Suriye'de daha etkin olması için Trump'ın elinden geleni ardına koymayacağından şüphe yok. Trump'ın Netanyahu ile yan yana otururken rahip Brunson örneğini vermesi de bu konuda Türkiye'ye yeni tehditlerin cebinde beklediğinin işaretidir. Yapılan övgünün samimi olmadığının oynananın ikili bir tiyatro olduğunun bilincindeyiz.

SAĞLICAKLA KALIN

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.