Hava Durumu

İran'ın çaresizliği

Yazının Giriş Tarihi: 14.06.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.06.2025 00:05

İsrail, durup durup İran'ın ensesine şamarı indirmeye devam ediyor. Karşılık olarak da İran intikam naraları atıyor. Dün sabah yine İsrail'in İran'a yaptığı saldırı haberleri ile gözümüzü açtık. İsrail ile İran'ın kara sınırı yok, bundan dolayı karşılıklı çatışmalar hava saldırıları ile yaşanıyor.

Terör devleti İsrail, İran'ın başkenti Tahran'da dahil olmak üzere ülkenin en iç bölgelerine, nokta atışları ile bombalar yağdırıyor. Son yapılan saldırıya, İsrail'in 200 adet savaş uçağı katıldı. Bu uçaklar, İran toprakları içerisinde hiçbir savunma sistemine takılmadan hedefleri vurarak geri döndü.

Ve İran için o kadar acı bir durumdur ki, Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami, Merkez Karargah Komutanı Gülah Ali Reşid ile nükleer üzerine çalışmalar yapan İran'ın en değerli bilim adamlarından altı tanesi öldürüldü.

ABD'nin desteğini arkasına alan katil İsrail, Gazze'de katliamlarına devam ederken, canı istediğinde Lübnan'ı, boşta kaldığında Suriye'yi, kafası bozulduğunda İran'ı, kimseye hesap vermeden darmaduman edip Ortadoğu'da kabadayılığını yapmaya devam ediyor.

İşin en ilginç taraflarından bir tanesi de, en son ki saldırıda, 200 İsrail savaş uçağının Tahran'a kadar ilerlemesi ve İran hava savunma sistemlerinin tamamen etkisiz kalması. İran'ın kendisine karşı bu kadar pasif ve cesaretsiz olduğunu iyiden iyiye fark eden İsrail durmayacak.

Öte yandan vurulan hedeflerde hayatını kaybeden İranlı üst düzey generallerin yerlerinin bu kadar net olarak belirlenmesinden dolayı İsrail istihbaratının ne kadar iyi çalıştığını da bir kez daha gördük.

Netanyahu, yaptıkları saldırının açılış saldırısı olduğunu söyleyerek devamının geleceğini de ifade ediyor.

İran ciddi anlamda bir karşılık verme yönünden sessiz, çaresiz.

Çünkü askeri gücü İsrail ve müttefiki ABD karşısında mukayese edilemeyecek kadar zayıf.

Topyekün bir karşılık verdiği takdirde, ABD'nin ciddi askeri taarruzlarına maruz kalacağının farkında. Böyle bir durum da, İran'ın parçalanmasına sebep olacak kadar tehlikeli. Şu anda olduğu gibi aynı orantıda saldırılar yapıp cevap vermediği takdirde de devlet olarak prestiji yerle bir olma durumunda.

Türkiye ile İran'ın uzun bir kara sınırı var, bunun yanında yıllardır aramızda ciddi bir husumet yaşanmadı. Fakat diğer bir taraftan da, ülkemiz için İran'ın gerçek bir dost olmadığını da biliyoruz. Kaldı ki ülkeler arasında dostlukların, değil menfaatlerin uyuşmasının getirdiği, karşılıklı çıkarların ön planda olduğu ilişkiler olduğunun da bilincindeyiz.

İsrail, İran'a yaptığı saldırılarla İran rejiminin onurunu, gururunu kökünden sarsmayı sürdürürken, savaş uçaklarını Irak ve Suriye hava sahalarında istediği gibi uçurabiliyor. Çünkü bu iki ülke, 1990'lardan itibaren ABD ve İsrail'in uyguladığı politikalar ile istikrarsız hale getirildi. Filmi geriye sarıp düşünelim, şu anda ne kadar diktatör olmuş olsa da Irak'ta lider Saddam Hüseyin olsaydı, İsrail'in savaş uçakları Irak hava sahasını bu kadar rahat kullanabilir miydi?

Aynı şekilde Suriye'de güçlü bir devlet otoritesi ve askeri kuvvet bulunsaydı İsrail bu coğrafyada bu kadar pervasızca hareket edebilir miydi? Batılı devletlerin bazen sinsice, bazen göstere göstere uyguladıkları Ortadoğu politikası maalesef adım adım hedefine doğru ilerliyor. Bu şekilde devam ettiği takdirde de, 5 yıl olmazsa 10 yıl sonra, 10 yıl sonra olmazsa 40 yıl sonra ucu bize dokunacak. Buradan çıkaracağımız anlam, ülkemizin ekonomisinin ve ordusunun maksimum düzeyde güçlü olmasını sağlamamız gerekliliği.

Aynı anda da, ülkemiz içerisinde birlik ve beraberliğin had safhada tutulması mecburiyeti. Türkiye'deki ekonomik sıkıntılar gündemimizin ilk maddesi ve haklı olarak eleştirilerimizi yapıyoruz.

Ama takdir etmemiz gereken bir durumda var ki; hükümetin son yıllarda savunma sanayine yaptığı yatırımlar. Bulunduğumuz coğrafya tehlikeli ve batılı devletlerin oyun alanı.

Hava savunma sistemleri başta olmak üzere, ordumuzun kullandığı tüm silah, araç gereçlerin yerli ve milli üretilmesinin ne kadar önemli olduğu da her gün daha çok kendini belli ediyor. İran'ın düştüğü durumu görüp, kendi adımıza en küçük bir zayıf nokta bırakmamamız gerçeğini daha iyi algılıyoruz.

SAĞLICAKLA KALIN

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.