Hava Durumu

İsrail neyin peşinde?

Yazının Giriş Tarihi: 18.06.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.06.2025 00:05

Kudurmuşçasına çevresindeki tüm ülkelere uydurma bahanelerle saldıran İsrail nükleer silaha sahip olma aşamasında, son noktaya geldiği iddiası ile İran'a karşı da bir cephe açtı. Bu bahanenin arkasına sığınarak İran'a art arda füzeleri fırlatan terörist İsrail'in ne kadar gizlese de 100 ile 200 civarı nükleer başlığa sahip olduğu bütün dünyada biliniyor.

Yapmak istediği odur ki; nükleer silah Ortadoğu coğrafyasında, sadece kendisinde olacak bunu diğer devletlere tehdit unsuru olarak kullanacak ve onlara boyun eğdirecek. İran'ın nükleer konusunda uranyum zenginleştirmek üzerine çalışmaları var. ABD ve İsrail'in iddialarına göre bu zenginleştirme çalışmaları yüzde 60 oranına ulaşmış durumda. Ve yine İsrail ve destekçisi ABD'nin diğer bir iddiası da bu oran yüzde 90'a çıktığında İran nükleer silah ı erişmiş olacak. Bu yazıyı kaleme aldığım dakikalarda İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan bir açıklama geldi.

Pezeşkiyan, ülkesinin nükleer silah üretme hedefi olmadığını fakat nükleer enerji ve araştırma hakkını koruyacağını söylüyor. İran'ın resmi Haber Ajansı İRNA'ya konuşan Pezeşkiyan, İsrail'in 13 Haziran tarihinde başlattığı saldırılar ile ilgili olarak, "Nükleer silah geliştirmeye niyetimiz yok ancak nükleer enerji ve araştırma hakkımız var kimse bunu elimizden alamaz. Ne savaş istiyorduk, ne de savaşı biz başlattık" ifadelerini kullanıyor.

İran Cumhurbaşkanı söylediklerinde haklı her ülkenin nükleer konusunda çalışma ve yeteneklerini geliştirme hakkı var. Konu nükleer silahı gelince de, dünya üzerinde ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin ciddi oranda nükleer silaha sahip. Ayrıca Hindistan Pakistan ve kuzey Kore'de tam adet belirtmeden nükleer silah sahibi olan ülkeler.

Bunlar dışında da Ortadoğu coğrafyasında, İsrail ABD destekli olarak nükleer silahlara sahip. Durum böyleyken İran’ın ve hatta Türkiye'nin de nükleer güce sahip olmaları askeri yönden önemli bir gereksinim. Ülkemizde bu türden bir çalışma olmasa da, İsrail ile sıkça karşılıklı yok etme söylemleri paylaşan İran'ın nükleer silah geliştirme programı yapması normal karşılanabilir.

Türkiye açısından değerlendirecek olursak da bizde olmayan bir silah çeşidinin ne İsrail'de ne de İran'da olmasını istemeyiz. İsrail'in başlattığı savaş iki ülke arasında karşılıklı füze atışları ile devam ederken hava savunma sistemleri ve hava kuvvetlerinde terör devleti İsrail'in üstünlüğü de dikkat çekiyor. İran hava sahasında, F-35, F-16 ve F-15 savaş uçakları ile adeta cirit atan, İsrail ne yazık ki İran'ın bu konuda ne kadar zayıf olduğunu da meydana çıkartmış oldu.

Sonuç nereye evrilecek tam olarak belli değil, fakat başta ABD olmak üzere İngiltere, Fransa hatta havada İkmal uçağı yönünden, Almanya'nın desteğini alan soykırımcı İsrail'in dayanma gücü daha fazla gibi görünüyor. Millet ve devlet olarak elbette ki gönlümüz ve dualarımız İran'dan yana. 2023 yılı Ekim ayından beri Gazze'deki Müslüman kardeşlerimizi bebek, çocuk, yaşlı demeden katleden, Suriye'de Türkiye'nin egemenlik kurmaması için elinden geleni yapan, açık açık ifade ederek YPG/PYD'ye destek veren yayılmacı İsrail ile yıllardır ambargo altında inleyen İran'ın sadece Türkiye'nin değil tüm Müslüman aleminin desteğine ihtiyacı var.

Unutmayalım ki İran diz çöktürülüp parçalanırsa İsrail, Türkiye sınırına dayanmış olacak. Ama ne yazık ki, terör devleti İsrail'in arkasında ABD ve Avrupa ülkeleri saf tutmuşken, İran'a sadece Rusya ve Çin'den cılız destekler gelmekte, İslam alemi İsrail’in saldırganlığını sadece kınamakla yetinmekte. Peki, İran bu şeytan koalisyonuna yenilirse bize etkileri ne olacak kısaca bir bakalım. Aynen Suriye'de ve Irak'ta olduğu gibi İran'ı parçalamak için ellerinden geleni yapacaklar.

Takriben üç parçaya bölünecek olan İran'ı, İsrail'e hizmet eden Amerikan üsleri ile dolduracaklar. İsrail ordusuna da hizmet verecek olan bu üslerden hayallerindeki Davut Koridoru'nu oluşturmak için namlularını Türkiye'ye doğru çevirecekler. Batımızda, Yunanistan ABD üsleri ile adeta işgal altında. Kıbrıs Rum kesiminde ABD, İngiliz ve Fransız askeri üsleri Türkiye için ciddi bir risk oluşturmakta.

Kuzey Irak'ta ve Irak'ın genelinde yaşanan otorite boşluğundan faydalanan ABD, buralara zaten yıllar öncesinden bayrağını dikip askeri üslerini açmıştı. Türkiye'nin güney sınırında, Suriye'nin de kuzeyinde egemenlik kurmaya çalışan PKK uzantısı terör örgütü İsrail ile kapı komşusu olarak çok daha rahat silah mühimmat ve askeri eğitim desteğine erişmiş olacak.

Irak ve Suriye'nin iş zaten tamam diyen İsrail, İran'da da İstediğini elde ederse kalan tek hedef Türkiye olacak. Irak ve Suriye'de, İsrail nasıl işimi tamamladım diyor diyenler şunu bilsinler ki, İsrail'in İran'a yaptığı hava saldırılarında hem füzelerine hem savaş uçaklarına bu iki ülkenin de hava sahası açık İsrail bu iki ülkenin de üzerinden geçip İran'ı bombalıyor, fakat İran aynı şeyi İsrail için yapmak istese hava sahaları İran'a kapalı ve İran'ın attığı füzeleri, İsrail'e ulaşmadan İsrail'i koruma amacıyla havadayken düşürüyorlar.

İran'ın güçlü olması, Türkiye'nin güney ve doğu sınırının en azından bir bölümünün güvence altında olması demektir. Ve tabii ki İran'dan önce kendimize güvenmemiz en kötü senaryolara hazır olmamız gerekli.

SAĞLICAKLA KALIN

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.