İsrail yine bildiğimiz gibi. 7 Ekim 2023'ten bu yana 70 bine yakın Filistinliyi, çocuk yaşlı demeden katleden, 170 binin üzerindeki Filistinliyi de yaralayan katliamcı İsrail yapılan anlaşmalara rağmen bildiğini okumaya devam ediyor. Yaklaşık 3 hafta önce Gazze'de sağlanan ateşkes tüm dünyaya umut vermişti.
Türkiye, ABD, Katar Mısır garantör devlet statüsü ile soykırımın durdurulması için İsrail ile anlaşmaya varmış, bunun ardından Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri (BM) Antonio Guterres açıklama yaparak, "Başkan Donald Trump'ın sunduğu öneriye dayanarak Gazze'de ateşkes sağlanması ve rehinelerin serbest bırakılması için varılan anlaşmanın duyurulmasına memnuniyetle karşılıyorum, anlaşmaya yönelik diplomatik çabalarından dolayı ABD, Katar, Mısır ve Türkiye'yi takdir ediyorum, ilgili herkesi anlaşmanın şartlarına uyumaya çağırıyorum, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının tanınması İsraillileri ile Filistinlilerin barış ve güvenlik içinde yaşamalarını sağlayacak iki devletli bir çözüme ulaşılması yönünde, güvenilir bir siyasi yol oluşturmak için bu önemli fırsatı değerlendirmeye çağırıyorum" demişti.
Sadece Birleşmiş Milletler'den değil, Avrupa Birliği (AB) Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen'de bir açıklama yaparak ateşkese destek vermişti. Sonrasında, dünyanın birçok ülkesinin liderinden gelen ateşkes memnuniyetlerini dile getiren açıklamalar medyada yer almıştı.
Kuveyt, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, İtalya, Hollanda, Fransa, İngiltere, İrlanda, Almanya, Pakistan, Malezya, Hindistan, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Belçika, Macaristan, Slovakya, İsviçre, Ürdün, Çin, Kazakistan, Suudi Arabistan, Suriye, Bulgaristan, İran, Fas, Özbekistan, Lübnan, Kolombiya ve daha onlarca ülkeden gelen sevinç ve memnuniyet ifadeleri artık bu soykırımın, adice yapılan katliamın duracağına dair içimizdeki umutları yeşertmişti.
Fakat yine bir şeyi ciddiye almayı ihmal ettik. Bu da anlaşma yapılan diğer tarafın, hiçbir kanuna, kurala rivayet etmeyen, insan hakları nedir bilmeyen, Müslümanların canını almayı kendine ilke edinmiş katil İsrail olduğuydu. Yukarıda adı geçen Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi çok sayıda ülkenin üye olduğu teşkilatlar ve yine adı geçen ülkelerin başkanlarının yaptığı açıklamalar İsrail'in anlaşmaya uyması için ne yazık ki yeterli olmadı.
Baş katil İsrail başbakanı Netanyahu, İsrailli bir askerin çatışmada öldüğünü iddia ederek, ki bu ne kadar doğrudur şüpheliyiz, 30 Ekim tarihinde Gazze Şeridi'ne saldırı emri vererek 46'sı çocuk en az 104 Filistinliyi yine hayattan kopardı. Aradaki oran farkına dikkat edelim. Gazze'ye yine saldırıp, Filistin halkını yok etme niyetiyle, öldürüldüğü iddia edilen ve kesinliği belli olmayan bir İsrail askerine karşılık olarak bombalarla öldürülen 104 Filistinli var.
Sadece bu orantı bile İsrail'in ne kadar arsız bir saldırgan olduğunu bütün dünyaya gösteriyor. Üstelik katil İsrail'in, Gazze şeridinde vurduğu noktalar içerisinde Bureyc Mülteci Kampı, Nuseyrat Mülteci Kampı gibi sivillerin bulunduğu alanlar var. Kadın, yaşlı, çocuk ayırt etmeden Hamas'ı bahane ederek onbinlerce Filistinli Müslümanın canını alan İsrail, her saldırısından önce de ABD'yi bilgilendirdik, o şekilde bombaladık açıklamalarını yapıyor.
Bugünlerde, Gazze Şeridi'nde görev yapacak Barış Gücü'nde Türk askeri olacak mı sorusuna yanıt aranıp İsrail'in buna karşı çıktığı ifadeleri bizi meşgul ederken, katil durmuyor katliamlarına devam ediyor. Yürürlükte olan bir ateşkes ve bu ateşkesin diğer tarafı olan İsrail, ateşkesi yok sayarak bomba yağdırıyor. İsrail ve onun katliamlarına destek veren Amerika Birleşik Devletleri'nin başrolü oynadığı yeni bir tiyatro ile karşı karşıyayız. Bu ateşkes belli ki İsrail'i hiçbir şekilde bağlamıyor. Müslümanlara zulmeden, iki büyük şeytan, ABD ve İsrail'e inanarak, güvenerek adım atmanın sonuçlarının ne olacağını önümüzdeki aylarda daha net göreceğiz.
SAĞLICAKLA KALIN