Hava Durumu

17 Ağustos Depremi’ni unuttuk mu?

Yazının Giriş Tarihi: 17.08.2022 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.08.2022 17:28

Resmi kayıtlara göre; 20 bine yakın can kaybı, ortalama 50 bin yaralı.

Resmi olmayan verilere göre; 65 binden fazla ölü, 100 binden fazla yaralı.

130 bin çöken bina, 600 bin evsiz kalan kişi.

Yaklaşık 16 milyon insanın etkilendiği 17 Ağustos Depremi’nin yıl dönümü bugün!

Ağır bilançonun üzerinden 23 yıl geçti! Unutmadık!

Türkiye yakın tarihinin en büyük ikinci depremi 17 Ağustos 1999 saat 03.02’de 7,4 büyüklüğünde gerçekleşti. Kocaeli/Gölcük merkezli deprem tüm Marmara’da hatta İç Anadolu’da bile hissedildi.

Her sene kaybettiklerimizi anıyoruz.

Tüm ülke olarak o günleri düşünüyoruz.

Geçen zaman çok uzun.

Unutmuş gibi yaşasak bile, olanlar dün gibi aklımızda.

Bilimsel veriler büyük bir deprem daha olacağını söylüyor.

Bu sebeple tam 23 senedir kapımızdaki düşmanın atağa geçmesini bekliyoruz. Bu bir temenni değil asla, keşke hiç felaket yaşanmasa!

***

Geçtiğimiz günlerde Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Yunus Sezer, Türkiye’nin depremsellik ve afetsellik durumunun yüksek olduğunu belirttiği bir açıklama yaptı.

17 Ağustos depremini milat olarak değerlendirirken afet yönetim sistemine ilişkin mevzuat ve yapısal değişikliklerle Türkiye’nin depreme hazırlanış sürecine girdiğini söyledi.

Eski nesillerin yaşadığı, bildiği depremler vardı ama büyük bir çoğunluk yeni tanışmış oldu depremle, 1999 yılında.

Kentsel dönüşümle, deprem yönetmeliklerine göre yapılan binalarla, kızaklı sistemlerle tanıştık.

Enkaz altında kalınırsa neler yapılacak, nasıl hayatta kalınacak bunları okullarda öğrenmeye başladık.

Dönem dönem aklımıza gelen acil durum çantası hazırladık sonra unuttuk yaşanılanları ve bir kenara attık.

Her yıl 17 Ağustos’ta bir deprem çantası nasıl hazırlanır okuyoruz, izliyoruz. Teoride biliyoruz ama pratikte yokuz.

Reaktif değil, proaktif olmamız gerektiğini de çok iyi biliyor, acil çıkış kapılarını kilitleyerek oturuyoruz.

Hatta bazen sadece çıkışı gösteren levha öylesine duvarı süslüyor.

Yangın merdivenleri de hırsız girmesin diye zincirle çevrili çoğu zaman.

Önemli olan düşünmemiz tabii ki!

Türkiye’de Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu ve Ege deprem fay hatları bulunuyor. Yılda ortalama 23 binin üzerinde deprem kaydediliyor.

Yıkım ve ölüm olursa birkaç hafta, eğer olmazsa birkaç saat içinde unutuyoruz. Afetlerle mücadele kapsamında bugüne kadar 320 bin afet konutu yapıldığını ve son 2 yılda meydana gelen afetlerin ardından 60 binin üzerinde konut inşa edildiği bilgisini de paylaştı AFAD başkanı.

Ülkemizin yüzde 96’sı fay hatlarının etki alanında.

Parklar, bahçeler sallantı sırasında kaçmak için tek şansımız. Bursa olarak gene ehvenişer durumdayız, İstanbul’u düşünmek bile istemiyorum.

Ülke genelinde eş zamanlı tatbikatlar yapılacakmış ayrıca.

Umarım faydası olur.

Kriz anlarında kişilerin kendi bilinçleri devreye girmek zorunda.

Topluca yapılan bu tatbikatlar, afet anında hiç yapılmamış gibi oluyor ve insanlarda kargaşa yaratıyor çünkü.

Aslında tüm bunları toplum olarak çoktan öğrendik, sanıyorum ki alıştık da.

Ondan mı önemsemeyişimiz ya da bize bir şey olmaz anlayışından mı?

Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor. Şanslıyız da bölgesel olarak. Her ne kadar deprem ülkesi olarak geçsek bile Doğu Asya ülkeleri gibi değiliz.

Ya bir de Japonya gibi normalimiz deprem olsaydı niceydi halimiz!

Bu yıl dönümünde de her sene olduğu gibi kayıplarımızı anıyoruz ve çok üzgünüz.

Bir daha yaşamamak dileğiyle…

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.