Her sene muhakkak tartışılması gereken, gündemi işgal eden bazı konular var.
Kuraklık-kıtlık, bayram-tatil süresi vb. vazgeçilemeyen içerikler gibi temmuz ve aralık ayında asgari ücret ile emekli maaşları konuşuluyor.
Tam da sezonu gelmişken ‘ara zam’ etiketini kullanmazsak olmaz.
Günlerce konuşuruz, yazarız, kamuoyu desteğiyle bir yere varmaya çalışırız.
İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü.
Ancak nominal artış sevdalılarına seslenelim:
Daha yaz bitmeden -bence ihtimal dışı olan- ara zam da erir.
Odak noktası alım gücü olmalı!
Emekçi ve emekli nasıl maaşlarına zam bekliyorsa; tüm mal ve hizmet sunucuları da bu anı dört gözle kolluyor.
Her bir kuruş zamma karşılık, fiyatlar hemen artıyor.
Yalnızca bahsinin geçmesi bile yeterli.
Yeter ki o tutar emekçi ve emeklinin cebine girmesin…
***
Bursa’da hafta sonu kötü hava koşullarına rağmen hareketliydi.
Yağmura rağmen binlerce kişi Kent Meydanı’nda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i bekledi.
-Bir parantez açmak istiyorum:
Daha önce mitingleri değerlendirme yazılarında da kullanmış olduğum ‘binlerce kişi’ ifadesinin algı yönlendirme olduğunu belirterek, tepki gösterenler olmuştu. Ancak ne görüyorsak, onu yazıyoruz.
Alanın alabileceği insan sayısı üç aşağı beş yukarı belli ve bu kesinlikle ‘binlerce’ ile ifade edilebilir!
Çünkü doluydu, kalabalıktı.-
CHP'nin, Silivri'de tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na özgürlük ve erken seçim talebiyle her hafta Türkiye'nin başka bir ilinde düzenlediği ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinglerinin bu haftaki adresi Bursa’ydı.
CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ın İmamoğlu’nun Silivri’den gönderdiği mektubu Bursalılarla paylaşması, sosyal medyada da gündem oldu:
“Zulüm ile abad olunmaz. Halkın iradesine pusu kurulmaz. Türkiye yeniden adaletiyle yükselecek. Bu topraklar, yeniden liyakatle ve merhametle yönetilecek. Bursa kazanacak. Türkiye kazanacak. Adalet kazanacak. Her şey çok güzel olacak.”
***
Başkan Özgür Özel’in konuşması ise; çok sayıda konuyu içeriyordu ama diğer illerdeki mitinglerden farklı olan, burada ‘metal işçisini’ işaret etmesiydi.
Özel:
“Bursa'da on binlerce kişi bu ekonomik krizden sonra işsiz kaldı.
Eskiden krizler bir senenin kriziydi, aşınır giderdi. Kronik bir krizin içinde kaldık. İlk seçimde seçim zora girdiğinde her şeye 'biz de yapacağız, mülakatı kaldıracağız' diyen Erdoğan söz vermişti.
Enflasyonist ortamda 3 ayda bir asgari ücrete zam yapacaktı. Ama geçen sene 12 ay bir kuruş zam yapmadan emekçileri sefalete, açlığa sürükledi.
Şimdi Temmuz geliyor, bütün işçi ve işveren örgütlerini gezeceğim. Bu konuda hem işçiyi kayıran hem işvereni zora sokmayan bir formülü geliştirip ilan edeceğiz” dedi ve ekledi:
“Emekçinin hakkını temmuz ayında asgari ücrete ara zammı almak için bir büyük mücadele başlatıyoruz.”
***
Sendikalaşmaya da değindi Özel:
“Bu tur sadece bir asgari ücret turu değil, AKP'nin 21 grevi yasaklayarak 200 bin işçinin hakkını yediğini biliyoruz. Buradan bir sendikalaşma kampanyasının müjdesini vermek isterim. Ülkemizdeki işçilerin yüzde 85'i sendikasız. Özel sektördeki işçilerin yüzde 90'ı sendikasız. Buradan işçileri sendikalı olmaya, örgütlenmeye, örgütlü mücadeleyi yükseltmeye davet ediyorum. Bursalılar metal fırtınayı iyi bilirler, iktidar da unutmasın. Asgari ücrete zam yapılmazsa Bursa'dan ilan ediyoruz ki metal fırtınadan büyüğü geliyor, emekçilerin kasırgası geliyor, bu iktidarı yerinde tutmayacağız.”
İyi, güzel ama unutmayalım ki emeğin başkenti Bursa’da kurumsal firmalarda çalışan işçilerin sendikal hakları bulunduğu için -belki kendileri hallerinden memnun değildir ama- onlara pek çok kişi gıptayla bakıyor.
Her sene asgari ücrete gelen zam dışında maaşlarında bir artış göremeyen, sosyal haklarını alamayanlar ne yapsın?
Ve siz bir çalışanı örgütlü mücadeleye davet ederken onun işten çıkarılabileceği gerçeğini de bilmelisiniz.
İşsizlik mi yoksa size verilene razı gelmek mi?
Türkiye şartlarında ikinci cevabı verecek olanların sayıca üstün olduklarına eminim.
Yani ‘maaşa zam’ demek yerine şu alım gücüne bir hal çaresi düşünülse daha mantıklı, ya sizce?