Yüksek kiralardan, mülk fiyatlarından şikayetçiyken belki de bizleri başka bir tehlike bekliyor. Çoğunluğunu Arapların oluşturduğu turistler artık Bursa’da söz sahibi. Bursa Emlak Müşavirleri Odası Başkanı Erdal Çelebi; “Onlardan kazandığımızı zannederken, parayı kazanan taraf onlar olmaya başladı” dedi.

Bursa’nın şu anda en büyük sorunu, trafik, kalabalık, sağlık ya da hava kirliliği değil, tüm insanların temek hakkı olan barınma! Yüksek kiralar ve gayrimenkul fiyatları umut kırıcı, can sıkıcı ve göz ardı edilemeyecek bir dert. Bir ay içinde bile inanılmaz değişimler yaşayan emlak sektörü için yetkililer ne kadar açıklama yaparsa yapsın arz-talep dengesizliğinin önüne geçilemiyor. Özellikle asgari ücretle çalışanlar, emekliler ve gençler bir ev sahibi olamayacaklarını kanıksamış durumdalar.
Peki, kimdir Bursa’da yeni yapılan rezidanslardan çoklu alım yapabilenler? Fiyatların düşmesini bekleyenler de var ancak bu bekleyiş mutlu sonla bitecek mi?
Emlak sektörünün son durumunu Bursa Emlak Müşavirleri Odası Başkanı Erdal Çelebi ile konuştuk, soruları kendisine ilettik. En can alıcı kısım röportajın sonunda!
Bursa’da emlak sektörünün son durumunu değerlendirir misiniz?
Yaz sezonu tayinlerin olduğu bir dönem. Bursa’da bu hareketliliğin karşılığını vermekte zorlandığımız zamanlar yaşıyoruz. Bir ay önce başlayan bu durum, eylülün 15’ine kadar devam edecek. Gelenlerin yüzde 90’ı kiralık daire bakıyor. İkametgâh tercihleri bu doğrultuda. Piyasa ve şartlar ılımlı giderse yatırım amaçlı gayrimenkule geçiş başlıyor. Zaten alım-satım piyasasında genel bir durgunluk var.
CİDDİ BİR DURGUNLUK VAR
Ev sahipleri hızlı bir şekilde ve yüksek fiyattan mülklerini satmaya alıştılar. Hâlâ böyle bir piyasa var mı?
Mortgage kredilerinin ülkeye girmesiyle yaklaşık 18 yıldır fahiş faiz dediğimiz konut kredilerinin olmadığı dönemi bekleyen bir toplum var. Faizlerin devlet bankaları tarafından sübvanse edilmesine, bazen birin altında oranlarla kampanyalar yapılmasına alışan tüketim grubu var. Ama bugünkü ekonomik bazda Merkez Bankası’nın ve ilgili bakanlığın aldığı kararlar doğrultusunda kısa vadede faiz indirimi olmayacağını görüyoruz. Alım-satımda düşüş sadece Bursa’da değil tüm ülkede -Akdeniz hariç, yabancı yatırımcı kaynaklı- var. Türkiye’de ciddi bir durgunluk olduğu görüşü hâkim. En büyük sebeplerden biri faizlerin yüksek olduğu algısı.
MALİYETLER ARTIYOR
Peki, durgunluk sonrası emlak sektöründe fiyat düşüşleri başlayacak mı? Alım yapmak için bunu bekleyenler var.
Acil ihtiyaç sonucu yatırımcı veya sanayici anlık olarak elindeki mülkleri düşük fiyatla piyasaya sürer diye düşünüyoruz. Ancak bunun dışında konut fiyatlarının inme eğilimi olacağını söylemek mümkün değil. Maliyetlerde ciddi artış var. Döviz, altın, menkulün yükselişini izliyoruz. Bir kere en başta arsa değerleri çok yükseldi Doğal olarak üzerindeki binanın fiyatı da uçuyor.

TÜRKİYE’NİN EKONOMİK GERÇEĞİ
Kiraların yükselişini konuşalım biraz da. Artık aile bireylerinin hepsi çalışmak zorunda barınmak için. ‘Bunun suçlusu emlakçılar’ deniyor. Bu duruma nasıl gelindi?
Halkın bakış açısı bu çünkü gayrimenkulün yüzde 50’den fazlasını emlakçılar aracılığıyla buluyorlar. Emlakçılarda suç yok mudur? Çok az bir bölümünde vardır. Mülk sahiplerinin kazancı çok olsun diye fiyatları tetiklemiş olabilirler. Ama Türkiye’nin gerçeklerini kimse göz ardı edemez. Konutun değeri 3-4 milyon liraya çıkmışken kirası 5 bin lira olamaz. Tabii 25 bin liralık kiralar da doğru değil. 5 yıllık kiracı 6 bin liraya otururken, karşı dairesi 15 bin liraya kiraya veriliyor. İki taraflı bir kaygı başlıyor. Eski kiracı ‘Eyvah! Daireden çıkarsam kiram çok yükselecek’ diyor. Ev sahibi de dairesinde çok ucuza oturulduğunu düşünüp kiracıyı çıkarmak istiyor. Bakanlıklar ciddi çalışmalar yapıyor. Mal sahibinin hakları dediğimiz noktada net bir şeyle piyasaya denge gelir diye umut ediyoruz.

UYDU KENTLER KURULMALIYDI!
Diğer bir sorun kentsel dönüşüm nedeniyle evinden çıkmak zorunda kalanlar. Taşınacak yer bulamıyorlar, evleri yapılana kadar sokakta mı yaşayacaklar? Bu düzensizlik hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Maalesef şu sıkıntı var; bir öngörü üzerine hamle yapılıyor. Fikrin yolları ve haritası belirlenemiyor. Kentsel dönüşüm 10 bin konutu kapsayacaksa karşılığında alternatif gayrimenkul sunulması gerekirdi. Bir çalıştayla hepsini kaleme alıp ilgili bakanlıklara sunulması, ilgililerin de tedbirler alarak yaptırımlar yapması gerekiyor. Bizim şehrimizde uydu kentler olmuş olsa böyle kiraları konuşuyor olmazdık. Şehrin içinde dinamik olan iç göç dediğimiz ilçeler arası geçiş var. Örneğin biri Osmangazi’de oturuyor çocuğu Nilüfer’de lise kazanıyor. İkametgâh değiştirmek istiyorlar çünkü servis ücretiyle kira neredeyse başa baş. En çok iç göçü son dönemde Yıldırım ve Osmangazi’den Nilüfer’e doğru görüyoruz. Şehri Nilüfer tetikliyor. 15 bin liraya kiraya verince aynı günde 5 kişi ile görüşebiliyorsa mal sahibi şunu düşünüyor: Benim evim 20 bin liraya da gidebilir. ‘Hakkım mı değil mi?’ diye sorgulamaz. Allah sonumuzu hayır etsin! Belki şehrin içinde yaşayanlar bir şekilde kendisini idare ediyor ama yarın aile olacak kitlenin işi zor.

GEÇİM DERDİ HUSUMETİ TETİKLİYOR
Ev sahipleri kiracılarını çıkarabilmek için değişik yollara başvuruyor. 200 bin teklif eden, baltayla kapı kıran hatta kiracısını öldüren var. Ev sahiplerinin bu hali nedir? Kiracılar ölsün mü?
Devletin acilen uydu kent yapması lazım. Belediyesi, bakanlığı, ilçe belediyeleri beraber halkın sosyal olarak geçişini sağlayacak uydu kentleri yapma sorumluluğu var. Eğer bunlar yapılırsa bu söylediğimiz sorunlar ortadan kalkacak. Ev sahibi-kiracı kavgalarını üç yıldır söylüyoruz. Yüzde 25 uygulaması enflasyon için doğru hamledir ama vatandaş arasındaki husumeti bitirmek için doğru bir hamle değildir. Ben Bursa’daki evimi kiraya verip İstanbul’a geçmişimdir. Kira gelirimle karşılığında oturmak zorundayım. 20 bin liraya evde otururken kira gelirim 10 bin ise nasıl olacak? Geçim sıkıntısının başladığı bir yerde kiracıya tahliye için para ya da sopayla gidiyor ev sahipleri. Çok duymaya başladık kavgaları ve sonucunda öldürülenleri görüyoruz. Bunun formülünü yüzde 25 ile kısıtlayamayız. Maksimum-minimum tutarlar belirlenir piyasa dengeye getirilir.

GENÇLER DAHA ÇOK ÇALIŞACAK
O halde; gençler evsiz mi kaldı?
Evsiz kalmazlar sadece gençler beklentilerini aşağı çekmeyi öğrenecekler. Gençlerimiz biraz daha ufak, masrafları az evlere geçecekler. Bakımı kolay, ısınma masrafı az, nüfusun yoğun olduğu uydu binalara geçecekler. Çok sayıda bağımsız dairelerin olduğu binalarda yaşayacaklar. Evlenenler de eşyalı dairelere geçiş yapacak. Eskiden daha az çalışarak ev alabiliyorduysa artık 15-20 yıl çalışmak zorunda kalınacak. Gençlere tavsiyem: Evet, sizden öncekilerin hatalarını sizler çekiyorsunuz. Bundan sonra bizlerin yaptığı hataları sizler yapmayın!
******************

Bursa, başka şehirlerden gelenler için cazibesi yüksek bir yerleşim yeri. Turist çekme potansiyeli, çarşıdaki kalabalığı bilmeyen için ‘burada çok kazanç var’ algısı yaratıyor. Haberlere konu olan Bursa’ya Arap turist akını bu algıyı tetikliyor. Halbuki işin gerçeği başka. Bir uçurumun kenarındayız. Topluca konut satın alan yabancıların, kiracısı olmamız an meselesi. İbretlik durumumuzu Bursa Emlak Müşavirleri Odası Başkanı Erdal Çelebi’den öğrendik.
“KAZANAN ONLAR OLDU”
Emlak sektöründe Arap etkisinden bahsedebilir miyiz?
Araplar neden daire alıyor, amacı ne? Bunu sorgulamak lazım! Ülke bir kanun çıkardıysa, bunun karşılığında yabancılar mülk edinebiliyorsa herkes faydalanır.
Biz buna şöyle baktık; inşaat sektörü için istihdam ve kaynak. Zaman içinde buna disiplin gelmedi. Turistlere bakış açısı malum. Esnafın hataları onları kendi kitleleriyle iş yapar hale getirdi. Kendi ekipleriyle pazar oluşturdular. Bursa’nın turizmde Arap seviyesi düştü. O sokaklarda gördüğümüz turistler otellerde kalmıyor, ev de kiralamıyor.
Kendilerinden olan, mesela Suudi Arabistan’da yaşayan vatandaşı gelip konut almış. En yakınlarına evinin anahtarını verip gidin Bursa’da kalın bir ay diyor. Bir ay o kalıyor, bir ay öbürü kalıyor. Devre mülk olarak kullanılan konutlara döndü. Düzenleme ve otokontroldeki zafiyet ki burada kendimizi de eleştirmeliyiz. Bir anda bizi zengin edebilecek kitleler olarak gördük. Tüm esnaf için geçerli. Bize onları taşıyanların en büyük nemayı kaldırdıkları dönemi yaşamaktayız. Ülkeye getiren kişiyi zengin etmekten başka bir iş yapmıyoruz.
Birbirimizden kazana kazana, turistleri sömüre sömüre bu politikayı güttük. Yatırımcı olarak konuşmaya bile gerek yok. Almak isteyen evini de vatandaşlığını da pasaportunu da tüm imkânları aldı. Onlardan kazandığımızı zannederken, parayı kazanan taraf onlar olmaya başladı.
***
Biz Bursa’yı büyüklerimizden güzel bir şehir olarak aldık. Bizden sonrakilere de güzel bırakmak zorundayız diyen Başkan Erdal Çelebi’ye açıklamaları için teşekkür ediyoruz.
