Ankara deyince aklınıza ne geliyor?
Yoğun bir bürokrasi ve soğuk bir hava mı?
Resmiyet, memuriyet ve geniş caddeler mi?
Ya da…
Üniversiteler, öğrenciler, Kızılay, Ulus mu?
Herkesin asla ziyaretten bıkmayacağı bir yer var orada: Anıtkabir!
Her öğrencinin okula başladığı zaman hayali Ankara’ya gezi düzenlenmesidir. Çünkü o hep ders kitaplarında, televizyonda, bayram törenlerinde gördükleri Anıtkabir fotoğrafları yetmemektedir. Ata’nın huzuruna çıkmak büyük heyecandır, gururdur!
Sırf bu yüzden bile Ankara göz bebeğimizdir, başkentimizdir ve artık 99 yaşında!
99 sene önce 13 Ekim 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından başkent ilan edilmiştir.

Günümüzde başkentin İstanbul olması için bazı beklentiler ve iddialar bulunuyor. 470 sene boyunca Osmanlı’ya başkentlik yapan şehirde herkesin bildiği üzere yoğun bir kalabalık yaşıyor. Ekonominin, ticaretin, eğitimin, tiyatronun, sanatın hatta kurumsal iş hayatının, birçok bankanın nabzının attığı yer, İstanbul. Ancak başkent olmak için öncelikli sebeplerimiz bunlar değil asla.
Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti, Ankara.
20 Nisan 1924'te Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce benimsenen Anayasa'nın 2. maddesinde Türkiye Devleti’nin başkentinin Ankara olduğu belirtilmiştir.
Peki, neden?
Mustafa Kemal Atatürk’ün ünlü "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır" sözünü söylediği yer olan Ankara, ülkenin ortasında dört bir yandan koruma altında önemli bir noktadadır. Kurtuluş Savaşı döneminde şehir, coğrafi olarak Anadolu’da yer alması, demir yolu ile İstanbul’a ulaşılabiliyor olması, Batı cephesine yakın ve halkın millî mücadele yanlısı olması gibi başlıca sebepleriyle Türk Kurtuluş Savaşı’nda merkezî bir yer olmuştur.
27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal, şehri Anadolu'daki direniş hareketinin yönetimi olan Heyet-i Temsiliye’nin merkezi olarak seçmiştir. O günden sonra milli mücadelenin sevk ve idare merkezi artık Türkiye Cumhuriyeti’nin de komuta merkezi olmuştur. Jeopolitik, stratejik ve coğrafi konumu sebebiyle Kurtuluş Savaşı boyunca da bir karargâh görevi yapmış, İstanbul’un İngilizler tarafından işgal edilmesi nedeniyle Meclis-i Mebûsan feshedilip, 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi kurulmuştur. Türk- Yunan Savaşı’nın en yoğun olduğu yer; Ankara’da Sakarya Meydan Muharebesi’dir. Kurtuluş savaşı döneminde en kritik ve yoğun savaşlara sahne olan Ankara’da 23 Ağustos – 13 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen Sakarya Meydan Muharebesi sonucunda Yunan birlikleri püskürtülmüş, Polatlı yakınlarında meydana gelen zorlu muharebe Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası olmuştur. Ülkenin içinden başlayan mücadele deniz kıyılarına kadar ilerlemiş ve hedefe ulaşılmıştır. Kurtuluş Savaşı sonucu toprakları üzerindeki egemenliğini kanıtlayan Türkiye, 1922 Lozan Barış Konferansı ve 1923 Lozan Antlaşması ile uluslararası toplulukta millî sınırlarını tescilletmiş ve bağımsızlığını onaylatmıştır.
Türk bağımsızlık hareketinin sembolü haline gelen Ankara'nın yeni devletin başkenti olması için İsmet Paşa ve 14 milletvekili, 9 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne kanun teklifinde bulunmuş, gerekçesinde özetle şöyle denilmiştir: “Antlaşma ile Boğazlar için kabul edilen hükümler, Yeni Türkiye'nin esas varlığını, ülkenin güç kaynaklarının gelişmesini, Anadolu'nun merkezinde kurmak lüzumunu göstermektedir. Ülkenin güvenliği Ankara'nın coğrafi ve stratejik durumu bunu gerektirmektedir.”
Böylece, Türkiye Büyük Millet Meclisi 13 Ekim 1923’te Ankara’yı başkent ilan etmiş, o günden sonra da bu şekilde devam etmiştir.
Hem başkenttir. Hem de Atamızın ebedi istirahatgahıdır!