‘Bayıltma oyunu’na dikkat!

Aileleri tedirgin eden çok tehlikeli bir oyun türedi.

Oyun deyince aklınıza sanal dünya gelmesin!

Hatta ayrıntıları okuyunca; ‘keşke bilgisayar başında otursa’ diyebilirsiniz.

Çocukların tehlike saçan yeni uğraşının adı:

Zorbalık.

Yani bayıltma oyunu.

İlk etapta anlayamasam da sonra kendi öğrencilik yıllarımı hatırladım.

Özellikle ilkokulda kalplere yumruk atarak, birbirini bayıltmaya çalışanlar vardı.

Hatta baygınlık süresi uzadıkça daha çok eğleniyor; şiddeti artsın diye yumruklara ilave tekmeler ekleniyordu.

İşin en korkunç yanlarından biri de bayılanın da bunu istemesi.

Bir arkadaşım; “O an nefesim kesiliyor, başka bir dünyaya gidiyor gibi oluyorum. Daha çok baygın kalmak istiyorum” ifadesini kullanmıştı, şaşırmıştım.

Bu olayı hiç unutmadım.

‘Ölebilirsin!’ diye uyarmış, sonra da oldukları yerden uzaklaşmıştım.

Aradan uzun yıllar geçti.

Ama görüyorum ki tehlike hiç geçmemiş…

***

Haberlerde yer alan bilgilere göre; Esenyurt ilçesi başta olmak üzere İstanbul’da çocukların tehlikeli şakalaşma oyununun yayılmaya başladığı belirtiliyor. Yaptıkları rezilliği -rezillik diyorum çünkü hiçbir izahı yok- videoya çekip sosyal medyada yayınlıyorlar.

Görüntülerde çocuklar birbirlerinin boğazını sıkarak bayıltıyor.

Çevrelerindekilerin de bu anlarda eğlendiği; alkış tuttuğu, güldüğü görülüyor.

Yaşları 9 ile 17 arasında değiştiğini belirten doktorlar uyarıyor:

“Söz konusu şakalaşma beyne giden oksijeni engelleyerek, beyin hasarı oluşturabilir. Bunun da ölüm riski dahil çok sayıda problemi beraberinde getireceği kesin!”

‘Bu sürece nasıl müdahale edilebilir?’ diye sorarsanız ilk görev anne-babalara düşüyor.

Çocuklarına oyun sandıkları bu korkunç müdahalenin ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmaları gerek.

Onlarca tehlikeye bir de bu eklenince veliler haliyle çileden çıkmış durumda…

***

Sosyal medyada duruma dikkat çekmek için paylaşımda bulunan ‘Gloob’ sitesine onlarca yorum yağdı.

Onlar arasında tıpkı benim gibi kendi çocukluğunu hatırlayarak mesaj iletmeye çalışanlar var.

Bazılarını paylaşmak istiyorum:

“Bu, ben çocukken de oluyordu. O dönem bir arkadaşıma yapıldığını görmüştüm. Bir de birbirlerine nasıl yapılacağını öğretiyorlardı. Hiç unutmam biri bayılmış, uzun süre kendisine gelememişti. Düşünüyorum da belki de bunlar hep vardı. Sosyal medya olmadığı için o dönemde kimse fark etmiyordu.”

Acaba sosyal medya ile bu daha fazla yaygınlaşır mı?

Maalesef fenomen olma uğruna her şeyi deneyen, videolar çok izlendiği için bunu geçim kapısı olarak kabul edip canını hiçe sayanlarla dolu ülkemiz.

***

Elbette dünyada da durum farklı değil.

Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olayı aktarayım.

2013 tarihli Nicki Minaj’ın ‘High School’ müzik videosunda yer alan ikonik pozdan esinlenerek doğan sosyal medya trendinde katılımcılar; yüksek topuklu ayakkabı ile dengesiz nesneler üzerinde dengede durmaya çalışıyor.

Dambıl, merdiven, bardak gibi çeşitli objelerle riskli denemelerin yapıldığı akımda daha fazla dikkat çekmek için bazıları yerde durmak yerine, mutfak tezgâhı, tabure üstü ya da trafikteki kukaları kullanıyor.

Bunu deneyenlerden biri de Mariana Barutkina.

Instagram’da yaklaşık bin 300 takipçisi olan 32 yaşında, iki çocuk annesi bir Rus influencer.

İkinci çocuğu Oscar, 2 Haziran 2025’te doğdu; Barutkina ise doğumdan sekiz hafta sonra bu meydan okumayı denedi.

Mutfak tezgâhının üzerinde bir yemek tenceresi, onun üstünde de bebek maması kutusu ve Barutkina, topuklu ayakkabısıyla dengede durmaya çalışıyordu.

Bir kişi elinden tutarken; tencerenin kayması sonucu dengesini kaybedip, tezgâhtan düşen Barutkina, omurgasını kırdı!

Peki, buna değer mi?

***

Bu ve buna benzer pek çok tehlike etrafımızı sarıp sarmaladı.

‘Zorbalık’ için gelen yorumlar arasında bir annenin ifadesi herkesin yaşadığı kaygıyı yansıtıyor:

“Her geçen gün yeni bir olay çıkıyor. Bu çocuklar okula gidecek, korkuyoruz. Lütfen önlem alın…”

Yeni dönem açılmak üzere.

Aklı evladında olan herkese sabır diliyorum…