Bin lira ile vedalaşın!

Alıştık gibi dursa da işin aslı öyle değil.

Sessiz bir yoksulluk var aramızda sinsice dolaşan.

Hepimize üç beş kuruşun hesabını yaptıran…

Hiç gündemden düşmedi ama bu ara yine alevlendi söylemler.

Çünkü pazara, markete yaz meyveleri geldi.

‘Meyve-sebze yiyin’ diyen sağlık uzmanlarına kulak verirsek eğer aldıklarımızın fişiyle psikoloğa da uğramamız gerek.

Kayısı 100 lira, erik 200 lira, kiraz 300 lira!

Ezkaza tüm çeşitlerden birer kilo alırsanız; bin lira ile vedalaştınız demek oluyor bu.

Bir zamanlar yurt dışı gezi programlarında içten içe bizi kıvanca boğan sahneler olurdu.

Karpuz dilimle, üzüm taneyle satılıyor diye programın sunucusu hayretle market reyonlarını gezdirirken; biz de ülkemizden bolluk-bereket fışkırıyor hissine kapılır, böbürlenir, diğer ülkelerin hâline acırdık.

Gülme komşuna, gelir başına!
‘Kuraklık nedeniyle, kıtlık olacak söylemi’ enflasyonla birleşti ve meyvelere uzaktan bakma devri başladı.

***

Geçtiğimiz aylarda tarihin en şiddetli zirai don olayını yaşadığımız için zaten büyük bir kayba uğramıştık ve hatırlarsanız konuyla ilgili sorularımı TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak’a yöneltmiştim.

Süreci değerlendiren Çakmak;

“Sadece Bursa değil tüm Türkiye etkilendi. Başta kiraz, şeftali, kivi, armut, kayısı olmak üzere aklınıza gelen yörede yetişen tüm meyvede ciddi zarar var. Özellikle İznik, Orhangazi, Kestel bölgesi yoğunlukta olmak üzere yüzde 30- 90 arası zarar mevcut” ifadelerini kullanmıştı.

Belki o an ciddiye almadık ama şimdi gıda fiyatlarını görünce anlıyoruz.

Çözüm için ise Çakmak:

“Tarım Bakanlığı’nın tespitler yaparak, afet bölgesi ilan ederek, çiftçinin zararının telafi edilmesi gerekiyor. Çiftçi yoksa hiç başa çıkamayacak. Bu yaz pek çok meyvede ithalat başlayabilir. Patateste yaşamıştık. Akdeniz’de de zirai don yaşanmıştı, erkenci patateslerde ciddi zarar olmuştu. O zarardan dolayı patates fiyatları yüzde 40-50 artış seviyelerine geldi. İklim krizleri kendisini iyiden iyiye hissettiriyor. Alışkanlıkları terk edip, ekim mevsimi değiştirilmeli. Son bir yılda 2023 yılında 4750 futbol sahası tarım arazisi yok olmuş! Bu korkunç bir rakam. Biz bir türlü sanayiyi durduramadık. Ova koruma kapsamında olmasına rağmen hızla yok oluyor. İlerde metal kemireceğiz. Maliyetler kültürel alışkanlık ve inanç sebebiyle ilerde yapay gıda gündemde olacak!” açıklamasını yapmıştı.

Geldiğimiz noktada yakın zamanda ithalat konuşulabilir gibi duruyor.

Ya da her zaman bir seçenek daha var:

Yememek!
***

Tabii canımızı sıkan keşke erik, kiraz, karpuz olsa.

Meyve-sebze yalnızca küçük bir başlık.

Tek tek gider kalemlerini ele alacak değilim.

Yaşadığımız bu olumsuz tablo neticesinde bir başka gelişme daha mevcut:

Antidepresan kullanımında kırılan rekor!

Depresyon ve anksiyete dünya genelinde adeta bir salgın gibi yayılırken Türkiye’de de her geçen gün daha fazla insanın hayatını etkiliyor.

OECD verilerine göre -bizde konuyla ilgili bir saha çalışması olmadığı için veriler hep OECD’den alınıyor- ülkemizde 11 yılda antidepresan kullanımı yüzde 60,55 gibi dikkat çekici bir oranda arttı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut da buna değinerek son verileri paylaşmıştı:

“2014 yılında 39 milyon 134 bin 225 kutu olan antidepresan kullanımı 2024 yılında 65 milyon 591 bin 252 kutuya yükseldi" açıklamasında bulundu. Böylece Türkiye'de son 10 yılda antidepresan kullanımı yüzde 67 oranında arttı.”

Buna şaşıracak değiliz.

Zira her hastalıkta fiziki bir bulgu bulanamadığında ‘stresten’ demek oldukça popüler.

Sonucunda antidepresan reçete ediliyor; insanlar günlük akışa ilaçlarla katlanıyor.

Depresyona girmek için sebep çok iken;

Bulut, emeklilere verilen bayram ikramiyesinin yıllar içinde dolar bazında erimesine de sert tepki gösterdi.

2018 yılında 1.000 TL olan bayram ikramiyesinin 376 dolara denk geldiğini hatırlatan Bulut, bugün ise 4.000 TL’ye çıkarılan ikramiyenin yalnızca 102 dolar ettiğini söyledi.

Sadece bu bile bir yazı konusu; yorum sizin…

İyi bir hafta sonu diliyorum…