Hava Durumu

Biri ‘güzide basın’ mı dedi?

Yazının Giriş Tarihi: 17.07.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.07.2025 00:05

Bir tanım sunmak istiyorum:

“Güncel olaylar, akımlar, konular ve kişiler hakkında veri toplayıp, araştırıp, arşivleyip olabildiğince tarafsız bir şekilde yayımlamaya gayret gösteren kişidir.”

Sizce kimden bahsediyorum?

Gazeteciden!
Tabii tanımda bazı değişiklikler yapmamız gerek:

Programlara davet edilen ama gittikleri yerlerde güvenlik görevlileriyle karşı karşıya kalan; ‘içeri giremezsiniz, çekim yapamazsınız -biz fotoğrafları servis edeceğiz- denilen, soru soramayan -uyarı alan-, kendisine ayrılan bölüm başkaları tarafından işgal edilen ki; buna rağmen alanı terk etmeyen, arama-kontrol noktasında kalemini, not defterini, bilgisayarını içeri alamayacağı belirtilen ve her geçen gün itibarını kaybeden kişidir gazeteci!

Sözde dayanışma dernekleri tarafından, program girişinde yaşadıkları sorunu sosyal medya hesaplarından duyurmaya çalışan muhabirler için hiçbir destek açıklaması yapılmayan sahipsiz meslektir bu!

Ve tüm bunlara rağmen mensubu oldukları kurumlara duydukları sorumluluk için mikrofonunu, kamerasını koruyup kollayan ve azimle işinin başında durandır gazeteci.

Bu işi sevmeyen, tutku duymayan bu şartlar altında durmaz, çalışmaz.

Çünkü karşılığı da yoktur.

Bir ‘Basın Kartı’ vardır; o da geçerliliğini kaybetmektedir.

Peki, durumun sorumlusu kimdir?

***

Haftaya bugün 24 Temmuz; ‘Gazeteciler ve Basın Bayramı’.

Yine afili cümleleri, ‘güzide basın’ ifadesiyle başlayan açıklamaları dinleyeceğiz.

Diyecekler ki;

“Kamunun haber almasını, her koşulda halkın doğru, tarafsız bilgiye ulaşmasını sağlayan siz değerli basın mensupları iyi ki varsınız…”

Ama ertesi gün söylemler yerini eylemlere bırakacak ve yine aynı şeyleri yaşıyor olacağız.

Hedefimde herhangi bir siyasi parti, kurum, kuruluş, dernek vb. yok.

Tek tek ‘o yaptı, bu yaptı’ demeyeceğim.

Tecrübelerime dayanarak söylüyorum her yerde aynı sorunla karşılaşıyoruz!

Bir örneği 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde yaşanılanlardır.

-Tek bir olaya istinaden yazmıyorum bu yazıyı elbette.-

Muhabir arkadaşlarım izdihamda bırakılmış, onlarda tepkilerini çektikleri video ile göstermiştir.

Kurallara uyulması kesinlikle şart!
Eğer düzeni bozan, güvenliği tehdit eden bir durum varsa ünvanına bakılmaksızın durdurulmalıdır.

Ancak her program takipçisinin en tehlikeli grubu basın olarak gösterilmekte; sanki bir terörist saldırı gerçekleştirecekmişçesine yoğun müdahaleye maruz bırakılmaktadır!

Olayla ilgili açıklama yapan, bir tepki ortaya koyma iradesi gösterebilen yalnızca, üyesi olduğum Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi olmuştur.
***

Kökten bir çözüm şu olabilir:

Programlara basını çağırmayın.

Zaten her kurum kendi basın birimlerinden haberleri servis ediyor.

Acı olan bu basın birimlerinde çalışanlar da bir zamanlar sahadaydı; muhabir, yazar, kameraman, sunucuydu.

Sistemin gerekliliği üzerine onlar da bazen saha çalışanlarına müdahale ediyor ve işi zorlaştırabiliyor.

Kraldan çok kral olan korumalara da rastlıyoruz; bir ilçe belediye başkanı ile fotoğraf çektirmek isteyen genç bir muhabir hızlıca uzaklaştırılmıştı!

Yöneticilerin bundan haberi var mı?

Bilemiyorum.

Evet, sahanın hâli bu.

***

Burada bir parantez açarak teşekkür etmem gerekir.

Bu tip olaylara karşı çalışmış olduğum gazetenin yönetim felsefesinde öncelikli gazetecinin itibarıdır!
Genel Yayın Yönetmenim Burhan Kaya
’nın bana tavsiyesi de şudur:

“Eğer yanlış bir uygulama varsa, vaktinde alana alınmıyor, güvenlik güçleriyle karşı karşıya geliyorsan programa katılmana gerek yok.

Biz gazeteciyiz, alanı terk edebilirsin!”

Bana tanınan bu özgürlük için teşekkür ediyorum.

Pek çok meslektaşım bu hakka sahip değil.

Eğer tüm gazete yönetimleri aynı dik duruşu sergileyebiliyor olsaydı zaten kurumların muamelesi de başka olurdu.

Demek ki suç yine bizlerde.

Birbirine sahip çıkmayan -çıkamayan- gazetecilerde, zor günde destek açıklaması yapmayan -yapmak istemeyen- gazeteciler adına varlık gösteren kuruluşlarda, ‘biz de o yollardan geçtik, işi bu şekilde öğrenirsiniz’ diyen duayenlerde -bu ifade de tartışmaya açık- ve en çok sahip çıkması gereken toplumda…

***

Bu olumsuzluklara karşın erken bir kutlama ile tüm meslektaşlarıma sesleniyorum:

Gazeteciler ve Basın Bayramı’mız kutlu olsun.

Biz bize sahip çıkalım ki bayramlarımız daim olsun…

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.