Bugün Zafer günü…

Bayram coşkusu yaşayarak büyüyen her çocuk anlar beni.

Sabah heyecanla kalkar, bayraklarla törene koşar ve gururla korteji izlerdik.

Büyüdükçe biriken işler, hayat telaşı herhalde bazılarımızı bu duygudan alıkoyuyor.

Belki bu sene yeniden hatırlama vakti gelmiştir.

Zaten hangi ilçeye giderseniz gidin, yürüyüşler, gösteriler, konserler var.

Ve kutlama noktalarına erişimi kolaylaştırmak için Bursa Büyükşehir Belediyesi ücretsiz ulaşım müjdesi verdi.

Yapılan açıklama şöyle:

“BursaRay, Burulaş otobüsleri ve tüm Özel Halk otobüslerinde bugün saat 24.00’a kadar ulaşım ücretsizdir. Ücretsiz uygulamadan yararlanmak için vatandaşların ulaşım kartlarını kullanmaları gerekirken, uygulama kent içi ayakta yolcu taşıyan hatlarda geçerli olacak.

O halde hep birlikte sokaklarda, hep birlikte aynı duygudayız.

30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu ve daim olsun!

*****************************************************************

Suç işleniyor!

Hiç bu sene olduğu kadar ‘yaşama hakkı’nı konuşmamıştık.

Ağlamalı mı, gülmeli mi?

Modernleşme nağraları atılırken, ‘teknoloji gelişti’ diye övünülürken bir yandan herkesi can korkusu sardı.

Kimi kendisi için, çocukları için kimi de hayvanlar ve doğa için endişeli.

Canlıların her türüne karşı sistematik bir saldırı mevcut.

Dünya hepimizden kurtulmaya çalışıyor.

Ya da aklımıza perde arkasında başka bir gündem var, bu şekilde kamufle ediliyor diye de geliyor!

Önce ‘sokak köpekleri katledilecek’ başlıkları manşetlerdeydi, sonra ‘yasayı geri çek’ kampanyaları başladı.

Meslek odalarının da dâhil olduğu çok sayıda basın açıklaması yapıldı. Belediyelerin insafına bırakılan süreç için sosyal medyada dehşete düşüren videolar, görüntüler dolaşıyor.

İnsanlığımızdan utanıyoruz, birileri hiç oralı olmuyor.

Yine bir basın açıklaması için dün sabah Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) yerleşkesindeydik.

Söz, Bursa Veteriner Hekimler Odası’nda Başkan Melike Baysal’daydı.

Açıklama bu sefer yasayla değil hayvanların sağlığına zararlı başka bir konuyla ilgiliydi.

Başkan Baysal:

“Bir süreden beri pet shoplarda yani evcil küçük hayvanlar için mama ve aksesuar satan, açmak ve işletmek için özel bir eğitim gerektirmeyen işletmelerde, kanunlara aykırı ‘Veteriner tıbbi ürünler yani ‘Hayvan sağlığı ilaçları’ satıldığının duyumlarını alıyorduk. Özellikle antiparaziter ilaçlar yani bağırsak parazitleri olarak da ifade edilebilecek iç parazitler ve pire-kene gibi dış parazitleri engelleyecek ilaçların pet shoplarda yoğun olarak satıldığı şikâyeti tarafımıza ulaşmaktaydı” diyerek başladı.

Bunun bir tehlike oluşturacağını ilk etapta algılayamıyor olabiliriz elbette.

Ancak evin bireyi hâline gelen bir yoldaşı olan herkes bilir ki, onların canı çok kıymetlidir.

Gözümüz gibi bakar, dertlerini anlatamadıkları için olağan dışı hareketlerini gözlemleriz.

Nefes alışverişi, beslenme düzenindeki değişikliği, keyfi, sıhhati hep göz hapsindedir.

Ters gidişte anında müdahale için veterinere koşulur.

Ve bu şekilde canından can katarak evcil hayvanına bağlı olan herkes pet shoplarda satılan ve işin uzmanı olmayan kişiler tarafından verilen ilaçları kullanmaz.

Çünkü durumu daha da ağırlaştırabilir, zarar verebilir.

Aynı insanlarda olduğu gibi.

Birine ağrınızı, sızınızı tarif etmeye görün ilaç önerileri, bitki çayı tarifleri havada uçuşur.

Apandisit iltihabı olan birine sıcak havlu ya da termofor uygulaması önerisine benzer bu!

Ölümcül olabilir…

Bu nedenle Başkan Melike Baysal haklı olarak şu ifadeleri kullandı:

“İnsan ya da hayvan fark etmeksizin ilaç önerebilmek için önce canlının hasta olup olmadığı tespit edilir, hasta ise hastalığının ne olduğu ve hangi ilacı ne dozlarda alacağı belirlenir. Yan etkileri de düşünürsek ilaç önerebilmek için mutlaka ‘Hekim’ diplomasına sahip olmak gerekir!”

Toplumda oluşturulan yeni akım:

Eğitimin hiçbir önemi yok!

Doktor, avukat, öğretmen, mühendis ya da diğer uzmanlar bilmez her şeyi suyun başını tutanlar bilir.

Ne geliyorsa başımıza, bundan dolayı hep.

Peki, ne oluyor?

Suç işleniyor.

Kanunlarda belirtilmiş olsa da uygulamada müdahale olmayınca bu suç devam ediyor.

Yazılarla, söylemlerle en azından bireysel farkındalığa katkı sunabiliyor olsak, bu bile kâr…