Hava Durumu

Buna ‘Yaşamak’ diyoruz!

Yazının Giriş Tarihi: 13.02.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.02.2025 00:05

Bazen haberleri okurken, durumu idrak etmekte güçlük çekiyorum.

Türkiye gerçekleri bir bir masaya yatırılırken, umursamaz bir tavır sergiliyorum.

Belki bunda içinde yaşıyor oluşumuzun payı vardır.

Yurt dışındakilerin hayretle, dehşet içinde karşıladığı olayları; biz normal karşılıyoruz.

Aksiyona, kaosa, krize alışkınız.

Bu nedenle enflasyonla ilgili çeşitli başlıklarda ilan edilen ‘dünyada birinci oldu’ gibi ibareler, hücrelerimi titretmiyor.

Biz, modern çağın cepheye mermi yetiştirmeye ve hayatta kalmaya çalışan neferleriyiz.

Elektriğe, doğal gaza zam gelir; ekmeğin malzemesi kısılır-fiyatı artırılır, gümrükten tarım ilaçları nedeniyle sebze-meyve geri döner; iç piyasaya satılır sesimiz çıkmaz.

Yeriz, içeriz, belki az olur ama gezeriz, hayatta kalmanın yolunu illaki buluruz.

Boşuna ‘kiralar çok yüksek, geçinemiyoruz’ demeyin; inanmam!
Aksi olsaydı toplum ciddi bir tepki verirdi.

Yine de afilli ifadelerle bir dramın fotoğrafını birlikte çekelim…

***

Salı günü gündeme bomba gibi düşen altın fiyatları kendisinden daha epeyce bir süre söz ettirecek gibi duruyor.

Türkiye tarihinde ilk kez ‘Cumhuriyet Altını-asgari ücreti’ geçti.

Yani asgari ücretli çalışan sabit maaşıyla bir ‘Cumhuriyet Altını’ alamayacak!

Bu da bir şey mi?

Ocak 2025 verilerine göre açlık sınırı da asgari ücreti geçmişti.

Ekonomistler durumu analiz etmiş ve ‘2025 kabus gibi bir yıl olacak’ ifadesini desteklemişlerdi.

Bazıları şöyle:

İktisatçı Mahfi Eğilmez:

“TÜRK-İŞ ocak ayı açlık sınırını 22.131 TL olarak açıkladı. Böylece daha ilk aydan açlık sınırı asgari ücreti (22.104 TL) aştı. Açlık sınırı yalnızca beslenmeyi kapsıyor (kira, okul, sağlık vb. hiçbiri yok.) Yani bugünkü asgari ücret, yalnızca beslenmeye bile yetmiyor.”

Prof. Dr. Emre Alkin:

“Şubat ayına kalmadan asgari ücret açlık sınırının altında kalır demiştim. ‘Ben demiştim’ sözünün kıymetinin olmadığı durumlar bunlar!”

Ekonomist Serdar Pazı:

“Açlık sınırında ocak ayında yaşanan artış yüzde 5 düzeyine yakın, asgari ücret daha yılın başında geride kaldı, kalan 11 ay sabit gelirliler için maalesef zor geçecek.”

Yani altın, döviz, kira, benzin, gıda her şey emekçinin -emekçi kelimesi nedense yalnızca işçi gibi algılanıyor; halbuki fiziki ya da beyin gücünü kullanan, zamanını bir iş için tüketen herkes emekçidir!- maaşını geride bırakıyor ve biz de buna ‘yaşamak’ diyoruz!

***

Marifetlerimizden bir diğeri kiralardaki artışa rağmen henüz sokaklara çadırlarımızla taşmamış olmamız.

Sorsanız ev sahipleri herkesten daha mağdur, daha şikayetçi.

Satılık ve kiralık konut fiyat artışlarında Türkiye dünya birincisi oldu!

Bazı kaynaklar hesaplamaları da paylaşmış:

OECD’nin Konut Fiyat (Hou­sing Prices) araştırmasına göre konut fiyatları 2015’te 100 birim kabul edildiğinde 2024 yılının 3. çeyreği itibarıyla Türkiye’de 1.740,7 değerine ulaştı. Buna göre anılan yaklaşık olarak dokuz senelik dönemde Türkiye’de ortalama konut fiyatları nominal bazda 16,4 kat artış gösterdi.

Söz konusu bu dönemde kira endeksinin değeri de 100’den 949,4’e çıktı. Dokuz senede kiralarda yüzde 849,4 oranında (8,5 kat) artış görüldü.

Türkiye’de konut fiyatlarında dokuz senelik artış OECD ortalamasının 19,5 katı düzeyinde gerçekleşti.

Bu arada durumun böyle olmadığını, yalan haber yapıldığını iddia edenler de mevcut.

Ancak ‘teyit.org’ sayfası tersine arama yaparak tüm paylaşılanların doğruluğunu ortaya koymuş.

OECD raporu zaten ne kadar çarpıtılabilir ki?

***

Merak edenler varsa eğer; listede 2. sırada İzlanda var.

İzlanda ile bile aramızda 10 kat fark bulunuyor.

Ağlasak mı, gülsek mi?

Alkışlayalım, kutlayalım bu başarı bizim.

Hayatta kalabilmek bizim en önemli yeteneğimiz…

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.