Bursa’nın günübirlik turist gerçeği

Farkındaysanız Bursa, sanayileşmenin baskısından bıkarak yüzünü turizme çevirdi.

Güzel de oldu!

Gelecek kuşaklara tamamen betona gömülmüş, yeşilden eser kalmamış, hava kirliliği üst düzeye çıkmış bir şehir bırakmak istemeyiz, öyle değil mi?

Belki geç kalındı, belki de tam zamanı…

En azından niyeti destekleyen çalışmaları görüyoruz, haliyle umutluyuz.

Peki, yatırımların karşılığını alabiliyor muyuz?

Bu sorunun yanıtını ve turizme dair merak edilen pek çok konu hakkında bilgi aldığımız, Burkon ile basın buluşması gerçekleştirildi.

Kongreler düzenlemek ve şirketlere kurumsal turizm hizmetleri vermek amacıyla 1 Şubat 2000 tarihinde kurulan Burkon Turizm ve Kongre bu yıl 25. yılını kutluyor.

Bu vesileyle Burkon Turizm ve Kongre Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Genel Başkan Yardımcısı Hasan Eker, basınla bir araya geldi; örnek alınan, yasalara uyan ve müşteriler tarafından güven duyulan, kurumsal bir firma olmak vizyonuyla 25 yıl önce başladıkları yolculukta çeyrek asra ulaşmanın mutluluğu içinde olduklarını belirtti.

Ayrıca programa TÜRSAB Genel Başkanı Firuz Bağlıkaya, Genel Başkan Yardımcısı Davut Günaydın, Yönetim Kurulu Üyesi Talip Aldemir ile Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu Başkanı Murat Saraçoğlu katıldı.

Ve turizmin en önemli paydaşlarını bulunca, Bursa’nın durumunu konuşmamak imkânsızdı…

Açıklanan rakamlara göre şehre gelen yerli ve yabancı turist sayısı artıyor. Zaten kalabalıktan bunu anlayabiliyoruz.

Ancak potansiyelin altında kalındığı ifade ediliyor.

Nedenini ise Burkon Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Eker şöyle açıkladı:

“Şehrin turist çekebilmesi için oteller, kongre merkezleri lazım. Altyapı yatırımları gerekiyor; otopark gibi. Yiyecek, içecek hizmetleri de arttıkça tur operatörleri de buraya yatırım yapmaya başlarlar. Tabii ki ulaşım çok önemli, havaalanları ile aradaki mesafe kısalmaya başladı. Bu bir avantaj. İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’na ulaşım bir buçuk saate indi. Tur operatörlerine, acentelere önemli görevler düşüyor. Gelen turistin konaklama güzergâhına Bursa’yı eklemeleri canlılık getirir.”

Tatil için gidip konaklamak istediğiniz yerde ne gibi özellikler ararsınız?

Canlılık, hizmet çeşitliliği ve bunlara ulaşılabilirlik.

Ancak Bursa’da gündüz olan hareketlilik belli bir saatten sonra yok oluyor. Eğlenmek, zaman geçirmek isteyenler kafelerin yoğunlaştığı belirli yerlere gidiyor, sokaklardan el ayak çekiliyor.

Bu durum için ise Eker, örnek olarak Cumhuriyet Caddesi’ni göstererek; “Bu caddenin gece aktif olması için çalışmalar yapılması gerekiyor. Neden bir İstiklal Caddesi gibi olmasın? Ya da önümüzde bir Eskişehir örneği var. Peyzaj çalışmalarıyla şehrin merkezi ışıklandırıldı, hareketlendirildi. Paris’te bir Eyfel Kulesi var. Bursa’da daha fazlası var deniyor ama atlanılan nokta şu: Paris’te tüm şehir bir müze gibi. Bursa’nın Allah vergisi bir güzelliği var ama imar konusunda çok çalışmak lazım!” ifadelerini kullandı.

Günübirlik gelen sayısının ise çok fazla olduğu vurgulandı.

Bu sayı ise verilere yansımıyor.

Çevre illerden özellikle hafta sonu akın olduğu doğru.

Ancak turizm paydaşlarının ve esnafın kazanabilmesi için bu gelenlerin, bir gece dahi olsa kalmaya ikna edilmeleri şart.

***

Hatırlarsanız, toplu ulaşım konusunda bir yazı yazmıştım ve ‘gece metrosu neden olmasın?’ diye sormuştum.

Ancak sosyal medyada aldığım tepkiler çok değişik geldi bana.

Mesela, “O saatte sokakta ne işin var?, İnsanlar geçim derdinde sen eğlenmekten bahsediyorsun” vb…

Böyle bir zihniyete göre “Turizmin canlanması için Bursa’da gece hayatının olması gerek” cümlesi de derhal bertaraf edilecek.

Beklentimiz çok yüksek olabilir mi?

Turizm alanındaki iyileştirmeler için yetkili kişilere boşu boşuna yüklenmeyelim.

Toplum ne bekliyor, istiyor ona bakılmalı ve belki de çok zorlamamalı…