Bitmeyen bir yaz ve ona eşlik eden orman yangınları…
Her defasında başka bir şey yazma niyetiyle bilgisayarın başına geçiyorum ama klavye beni yine gündeme yönlendiriyor.
Çanakkale’de evlere sıçrayan yangının verdiği tahribat karşısında nutkumuz tutuldu.
Hep kadere bırakan tavrımızla, ‘bari yağmur yağsa’ diyoruz ama o da yok.
Kuraklık artık bizim en büyük düşmanımız!
Daha önce değinip, değinmediğimi hatırlayamadım bir film sahnesinden bahsetmek istiyorum.
Interstellar -Yıldızlararası- Christopher Nolan tarafından yönetilen, epik bilimkurgu türündeki 2014 yapımı bir ABD filmi.
En iyi dünyayı terk ediş senaryolarından biri.
Ve başlangıcında tasvir edilen dünya ile şu anda yaşadıklarımız birbirine çok benzer!
Felaket, gıda kıtlığı ve oksijen eksikliği insanların ölmesine sebep oluyor; bitmeyen yangınlar tarlaları yok ediyor, atmosferi kaplayan toz nefes almayı zorlaştırıyor ve bunlar neticesinde gidilecek başka gezegen aranıyor.
Tabii senaryo gereği fizik kanunları muhteşem harmanlanıyor ve kurtuluş gerçekleşiyor.
Ama biz gerçeğin tam ortasındayız!
***
Şimdi gerçekleri masaya dökelim…
Veri isterseniz, o da var elbette:
“Türkiye, bu temmuz ayında ciddi bir kuraklık dönemi yaşadı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, ülke genelindeki yağış miktarı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 71 oranında azaldı.
Uzun yıllar temmuz ortalaması metrekareye 15,6 kilogram iken, bu yıl yalnızca 9,6 kilogram yağış düştü.
Geçtiğimiz yıl temmuz ayında ise bu rakam 32,7 kilogramdı.
Yağışlardaki en çarpıcı düşüş Marmara Bölgesi'nde yaşandı.
Bölgedeki yağışlar yüzde 95 azalarak son 65 yılın en düşük seviyesine geriledi. İstanbul'da temmuz ayında sadece bir gün yağmur görülürken, Yalova hiç yağış almayan tek il oldu.”
Maalesef önümüzdeki günler için de hiç iç açıcı haberler yok.
Ege’de su kesintileri uygulanmaya başladı; bizde de yasaklar mevcut.
Park, bahçe sulamak; araba, halı, merdiven vb. yıkamak yasak!
Gerçi kurallara uymamayı adet edinenlerin videoları sosyal medyada çokça dolaşıyor ve uyarılara karşı terbiyesizleşerek, saldırıya geçiyorlar.
Bilgiler ışığında Bursa’da da su kesintisi olup olmayacağı merak edilirken, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’den müjde niteliğinde haber geldi:
Çınarcık Barajı'nın suyu 1 Eylül'de Bursa'yla buluşuyor!
***
Daha önce de ‘geçici çözüm’ olarak nitelendirdiğim bu proje; kısa vadede rahat bir nefes almamızı sağlayacak elbette.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Çınarcık’tan alınan suyun arıtılarak kente ulaştırılacağı Kayapa Arıtma Tesisi inşaatını ve ishale hattının Akçalar mevkiindeki çalışmalarını yerinde inceledi.
Geçen yıl yapımına başlanan ve yüzde 60’ı tamamlanan tesisi, 2026’nın Mayıs ayında faaliyete geçirmeyi hedeflediklerini söyleyen Başkan Bozbey,
“Önemli sürecin sıkı takipçisiyiz.
Tesisimiz tamamlandığında yıllık ortalama 110 milyon, günlük ise 300 bin metreküp suyu arıtabileceğiz.
Çınarcık Barajı’ndan gelen su, isale hattı aracılığıyla arıtma tesisimize ulaştırılıp kentimizin birçok noktasına dağıtılacak. Arıtma tesisi son teknolojiyle inşa edildi. Bu yatırım tamamlandığında Bursa, su ihtiyacını çok daha rahat karşılayabilecek. Tek amacımız Bursalıların susuz kalmaması” diye konuştu.
Daha sonra Akçalar mevkiindeki çalışmaları da inceleyen Başkan Bozbey, “Bursa’nın Çınarcık Barajı suyuna kavuşması için ekiplerimiz yoğun bir tempoyla çalışıyor. Hedefimiz, 1 Eylül’de Dobruca Arıtma Tesisi’nde vanayı açmak. İnşallah bu hedefimizi gerçekleştireceğiz ve Çınarcık Barajı’nın suyu kentimizle buluşmuş olacak” dedi.
***
Peki, Çınarcık Barajı da kuruyunca ne olacak?
Bu korkulacak bir soru.
Korkmak yerine suyun tasarruflu kullanımı için çabalamalıyız.
Konuyla ilgili çağrıda bulunan Başkan; “Yağışsız geçen bu dönemde tüm hemşehrilerimizden suyu dikkatli ve tasarruflu kullanmalarını önemle rica ediyorum” ifadelerini kullandı.
Bunu yapabiliriz, öyle değil mi?
Çeşmeden su akıyorken, kıymetini bilelim!