Siyasette hitabet ne kadar da önemli; sağcıyı solcu, solcuyu sağcı yapar; şaşarsınız!
Tabii sağcılık-solculuk mu kaldı?
Günümüzde herhangi bir ideoloji olduğuna inanmıyorum; tüm gençler gibi.
Gençlerden söz açılmışken, ben onları böyle coşkulu, inanmış, uğruna mücadele edebilir şekilde hazır uzun süredir hiç görmemiştim.
“Asla yalnız yürümeyeceksin!
CHP başaracak, Türkiye kazanacak.
Gel seç, tarihe geç...” sloganlarıyla salonu titretenler çoğunlukla gençlerdi.
Bir de ‘iktidar’ diyerek tempo tuttular ki sanırsınız Gladyatör’de Maximus sahaya çıkacak.
Gazetecilik mesleğine başladığım günden beri biri genel biri yerel olmak üzere iki seçim gördüm.
Meslek büyüklerimden de şunu öğrendim:
Salonlar sana kimin kazanan, kimin kaybeden olduğunu gösterir!
Bu sonuca varmak için çok erken.
Ancak yarış başlamış ve ilk kez CHP muhalefet olmak istemiyor; seçmeniyle birlikte iktidara yürümek istiyor.
Ve her seferinde CHP Cumhurbaşkanı Aday Adayı-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu:
“Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” diyerek dağılmış, küsmüş partililerini, seçmenini toparlamaya çalışıyor.

Bildiğiniz üzere İmamoğlu Bursa’daydı.
Cengiz Göllü Voleybol Salonu'nda kalabalık vardı ama kaos yoktu.
Değinmeden geçemeyeceğim bir konu; basının gördüğü muamele.
Daha önce siyasi partisi fark etmeksizin çoğu organizasyonda kendimize yer bulamadığımız ya da 7-8 arama noktasında neredeyse iç organlarımızı bile çıkarıp bırakmamız gereken mitingler gördük.
Ancak ilk kez ‘Basın Kartı’m işe yaradı; hiçbir sorun yaşamadan kendimize ayrılan bölüme geçtik.
Bazıları fotoğraf çekimi sırasında izdihamın kurbanı olmuş olabilir; onda da güvenliğin aşırı bir tepkisiyle karşılaşmadım.
Tahmin ediyorum ki başkanların konuşmalarını aktarırken pek çok yazar bu duruma da değinecektir.
Gelelim asıl olaya.
CHP, cumhurbaşkanı adayını 23 Mart’ta sandığa gidecek üyeleriyle belirleyecek.
Demokrasi adına önemli bir adım olarak değerlendirilen bu süreçte; parti içinde bölünmeler olduğu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da aday olmak istediği uzun süredir konuşuluyor, tartışılıyor.
Hatta Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in kimi desteklediği de kulisleri oldukça meşgul etti.
Bursa’da gördük ki dağılma, bölünme yok; İmamoğlu’na büyük bir destek var.
Öyle ki Başkan Bozbey konuşmasında;
“Ekrem Başkanımızı tüm engellemelere rağmen yıldıramayacaklar. Kenetlenin; sımsıkı yumruk misali kenetlenin. Sokak sokak anlatacağız, alanları boş bırakmayacağız…
Bir cesur yürek gelecek, bu haksız düzen sona erecek. 81 ile sesleniyoruz; ekranları başında bizi izleyen Cumhuriyet sevdalıları yüzünüz gülsün. Çünkü gün umutsuzluk değil; mücadele günü. Tüm Türkiye’ye bahar gelecek. Herkes bilmelidir ki Ekrem İmamoğlu yalnız değildir…” ifadelerini kullandı.
Bursa’da Başkan Bozbey’in neredeyse tüm açıklamalarına gittiğimiz için fark ettiğimiz bir şey vardı:
Yerel seçimler dönemindeki kadar heyecanlıydı!
Akıllarda hep aynı soru;
Erken seçim mi olacak?
***
“Bursa sizinle gurur duyuyor” sloganlarıyla kürsüye çıkan CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş ise;
“Bugünün cumhurbaşkanı aday adayı, yarının Cumhurbaşkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, emeğin kenti sizi bağrına basıyor” diyerek söze başladı.
Her toplantıda etkileyici çıkışlarıyla dikkat çekiyor Yeşiltaş.
Hatta vekil olma yolunda ilerliyor yorumlarını da sıkça duyar oldum.
Ve şöyle devam etti:
“Tek yol erken seçim ve kurulacak olan halkın iktidarıdır. 23 Mart tarihi bir gündür.
Ne için mücadele vereceğiz biliyor musunuz?
Elinde kalem olması gereken çocuklar sırtında çimento taşımasın diye…
Boşandığı kişi hakkında 23 kez şikâyet dilekçesi verdiği halde katledildi bir kadın. Hiçbir kadını bunların insafına bırakmayacağız…
Bize diz çöktüremeyecekler. Mutlaka başaracağız, kazanacağız.”
Söylemlerin şiddeti her geçen gün artıyor.
Artık seçmene ulaşmanın ötesinde, CHP sanki baş kaldırıyor.
Siyasi hitabet bu denli sert ifadelerle doluyken, Ekrem İmamoğlu’nun da açıklamaları dönem dönem aynı şekilde ilerledi, bazen de salonda gençlerle, emeklilerle bağ kurup; ulaşılabilirlik imajı sergiledi!
***
İmamoğlu’nun ana gündeminde; adalet, ekonomik kriz, siyasi sorgulamalar ve iptali istenen diploma tartışması vardı.
Emeklilerin bayram ikramiyesi 3 bin liradan, 4 bin liraya çıkarılmışken;
“Ülkede borçlanmadan yaşayamayanlar mevcut. Borçlanmak sanayici, üretici için normal olabilir. Ama bu ülkede emekli borçlu. İş kurmak için değil, yaşamak için! Milyonlarca dar gelirlinin hâli kimsenin umurunda değil. Bizdeki terbiye, anlayış; milletin parasını millete dağıtmaktır…” dedi İmamoğlu ve sık sık sözü alkışlarla, sloganlarla kesildi.
Daha önceki seçimlerde ülkenin kaderini gençler belirleyecek diye yazmıştım.
Z kuşağı ilk kez sandıkla tanışıyordu.
Geleceğin belirsizliği, işsizlik, ‘okuduk da ne oldu?’ algısı ve yurt dışına gitme hayali kurmaları yalnızca siyaseti ilgilendiren bir konu değil.
Türkiye, gençleriyle birlikte yarınlarını kaybediyor.
Onların gönlünü kim alacak?
İmamoğlu’nun; “Ülkeyi gençlerle yöneteceğiz” ifadesi işe yarayacak mı?
Cevaplanması gereken soru çok.
En azından CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı -23 Mart’a kadar herhangi bir kriz çıkmazsa- kim olacak kısmı zihnimizde netleşti…