Cumartesi akşamı Merinos AKKM’de tam anlamıyla duygu tufanı yaşandı.
Şehirde düzenlenen hemen hemen her etkinliğe koşuyorum; bunu işim gereği değil, meraklı olduğum için yapıyorum.
Yaşamak bana göre bu şekilde anlam kazanıyor!
Bu etkinliklerden biri Osmangazi Belediyesi, Yarına Şans Ver Derneği, Bir Kitap Biletin Olsun Topluluğu katkılarıyla; ‘Antakya Medeniyetler Korosu’ Bursa’daydı.
Övgü ifadelerimin yetersiz kalacağından endişeliyim!
Yer kalmazsa diye biraz erken gittik, buna rağmen salon tıklım tıklımdı.
Bursalıların kültür-sanat programlarını ilgiyle takip ediyor olmaları da dikkatimden kaçmıyor!
‘Depreme Ağıt, Geleceğe Umut’ konserinin açılışı Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın konuşmasıyla gerçekleşti.
Başkan Aydın;
“Depremin 2. yıl dönümünde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza rahmet ve ülkemize de baş sağlığı diliyorum. Umarım bir daha afet yaşamayız ancak unutmamalıyız ki Bursa da deprem kuşağında. Hem biz -yerel ve genel yöneticiler- hem vatandaşlar gerekli hassasiyeti duymalı. Yitirdiklerimizi unutmayacağız ama hayatın devamı için bize umut lazım. Bu gecenin bileti yok, bu gecenin kitapları var. Bu kitaplar Hatay’a ulaştırılacak” dedi.
Bir parantez açayım; konser biletli değildi.
Onun yerine herkes kitap getirdi.
Bu sayede Hatay’a 4. kütüphane kurulacağını da öğrendik.
***
Antakya Medeniyetler Korosu, 2007 yılında Hatay'ın Antakya ilçesinde kurulan bir koro.
Şefliğini Yılmaz Özfırat'ın yaptığı koronun üyeleri; üç semavi dine mensup ve aynı zamanda altı farklı mezhebe sahip kişilerden oluşuyor.
Tam bir Türkiye mozaiği.
Şef Özfırat da sahneye çıktığında önce bunu vurguladı ve konserin ‘bipolar’ -bipolar bozukluk; iki uçlu duygudurum bozukluğudur.- etkisi yaratacağını söyledi.
Gülerken ağlatmayı, ağlarken gülmeyi vadetti.
“Bu akşam, bu kapıdan çıkarken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunuz için gurur duyarak gideceksiniz” diye de ekledi.
Haklı çıktı çünkü başlangıçta nasıl ağladıysak, sonda da bir o kadar eğlenerek salondan ayrıldık.
‘İnsan İnsan’ parçasını gümbür gümbür seslendiren koroya, sahnede bulunan ekranda deprem görüntüleriyle bir saat eşlik etti.
04.17’de her şey durdu, tıpkı deprem anında olduğu gibi.
‘Sesimi duyan var mı?’ diye yükselmeye başladı karanlık.
Ardından Şef Özfırat; “Bizim her şeyimiz vardı. Depremle hepsini kaybettik. Biz, unutulunca üzülüp, kırılıyoruz” dedi ve şu anekdotu paylaştı:
-İnternette yer aldığı şekliyle aktarıyorum.-
“Padişah, sarayın yoluna bir taş koydurur. İnsanlar bu taşın karşısında ne yapacaklar diye merak etmektedir.
Önce vezir gelir, taşın etrafını dolaşır. ‘Sultanımla konuşayım da yolun ortasına düşen taşları kaldıracak bir kadro çıkaralım’ der.
Komutan gelir. Vezirle konuşayım, yolun ortasına taş bırakanlara hangi cezayı vereceğiz, onu belirleyelim diye söylenir.
Bir süre sonra, sırtında ağır bir yük taşımakta olan bir köylü gelir.
Bakar ki, yolun ortasında kocaman bir taş var. Geçişi engelliyor. Hemen yükünü yere bırakıp, taşa sarılır, kaldırıp yolun kenarına koyar.
Tam eşya sepetini sırtına alacakken, taşın altında bir kese olduğunu görür. Kesenin içinde altınlar vardır.
Altınların yanında, sultanın yazdığı bir de not vardır:
‘Bu kesedeki altınlar, elini taşın altına koymayı becerenler içindir’.
Deprem sonrası elin taşın altına koyanlar sayesinde yaralar sarılıyor ve yine elini taşın altına koymaya cesaret gösterenler sayesinde de bundan sonraki afetler engellenebilecek!
***
Antakya Medeniyetler Korosu, ekibinden 7 kişiyi depremde yitirmiş ve koristlerin de kayıpları var.
Müzikle, umutla hayata tutunuyor, bunu Türkiye’ye yayıyorlar.
“Biz bu ülkeyi atalarımızdan değil, çocuklarımızdan emanet aldık” diyen Özfırat; “Anadolu’nun ilk camisi Hatay’dadır. İlk kilise de Hatay’dadır. Bir Müslüman cumaya giderken dükkanını yan dükkanındaki Yahudi’ye teslim eder. Biz birbirimizin dinini ölünce anlarız. Ben hiç ağlamazdım şimdi hep ağlıyorum Rabbim sizi sevdikleriniz için ağlatmasın” açıklamasıyla hem zengin medeniyetimize vurgu yaptı hem de hepimizi derinden etkiledi.
Biz güzeliz, her zaman birlik ve beraberlikle zorlukların üstesinden gelebiliriz.
***
Bu arada önemli bir gelişmeyi atlamamalıyım.
Hatay’da ‘Medeniyetler Köyü’ kuruluyor. Resim, müzik, tiyatro atölyeleri, kütüphane olacak.
Osmangazi Belediyesi’nin de destek vereceği projenin ‘dünyadaki tek sanat köyü’ olacağı belirtildi.
Bir daha böyle acılar yaşamamayı bir kez daha diliyor; herkesi kitap kampanyasına destek olmaya davet ediyorum!