Hava Durumu

Diploma şartı tartışılırsa şaşırmayın!

Yazının Giriş Tarihi: 06.08.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.08.2025 00:05

Gözümü bir an bile haberlerden ayıramıyorum:

‘Seans başına 4500 lira alan psikoloğun asıl mesleği halıcılık çıktı’ cümlesini okuyorum, dinliyorum ve içimden ‘şaşırmadım’ diyorum.

Sonra ‘kendine gel, milyonlarca insanı ahlaksızlığa boğdular, normalleştirmemeliyiz’ diye ekliyorum.

Gelen bilginin haddi hesabı yok.

Bu ifşalar bizi nereye götürecek belli değil.

Sahte e-imzalarla üniversite ve YÖK sistemine giren, notları yükselten, sahte diplomalar oluşturan suç örgütü soruşturması elbette devam edecek.

Ancak çok büyük bir çözülmeyi de beraberinde getirecek.

Çünkü bu işin bir kolu siyasete uzanıyor!

Eğer iddialar doğru çıkarsa büyük bir rezillikle karşı karşıya kalacağız.
Bu durum şu demek olacak:

Mecliste bizim verdiğimiz oylarla oturanlar ve hakkımızı savunacaklar, ülke sorunlarına çözüm bulacaklar diye umduklarımız zaten milletin hakkını yiyeli çok olmuş.

Sağlığa uzanan kolundaysa canımız hiçe sayılmış, tesadüfen hayatta kalmışız.

Sahte mühendisler baraj yapmış, akademisyenler branş eğitimi vermiş…

***

İlginçtir pek çok bilgiye sosyal medya aracılığıyla erişebiliyoruz.

Televizyonda başka bir gündem mevcut; her şey yolunda.

Tüm adaletsizliğe, ahlaksızlığa başkaldıran yine internet kullanıcısı olan çoğunlukla gençler ve biraz da orta yaş grubu.

İnsanlar karşılaştıkları zorluklarla baş edebilmek için bahaneler uydurur, evirir çevirir durumu aklına yatırır.

Korkarım ki bu yaşadığımız skandal için de bir bahane üretilecek.

Nitekim bazılarından işitmeye başladım bile:

“Demek ki üniversite okumadan da olabiliyormuş!

Her şeye diploma şartı getirilirse bu olur tabii.

Bu şart kalksın…”

Buna ne deniyor?

Aymazlık mı?

Yakında diploma şartının televizyondaki programlarda tartışılmaya başlandığını görürsek şaşırmayalım.

Toplum mühendisliğinin en güçlü kozu:

Her şeyi normalleştirmek!

***

Bir haber metninden alıntı yaparak iddianamede yer alan şebekenin nasıl çalıştığı bilgisini paylaşacağım:

“Bir üniversitenin yetkilisi, eğitim bakanlığında çalışan bir daire başkanı gibi isimlerin sahte kimliklerini üretmiş. Kimliklere sahte fotoğraflar takılmış. Şebeke, fotoğrafı değiştirilmiş sahte kimlikle ve şebekede yer alan üyelerin numaralarıyla e-imza başvurusu yapmış. Ücret ödenmiş ve e-imzalar oluşturulmuş.

Sonra sisteme erişerek lise ve üniversite diplomaları oluşturulmuş, ehliyet sınav puanları yükseltilmiş vb… Yani yetkili imzasıyla her ne yapılabiliyorsa hepsinin yolu açılmış…”

Yeterli mi, değil!
Her şey gözümüzün önünde olmuş da anlamamışız.

Müşteriler özenle ve gizlilikle seçilmemiş.

Sosyal medya üzerinden pazarlıklar dönmüş.

Facebook’ta kullanıcılara mesajlar gitmiş:

“Sana lise diploması verelim mi, üstelik sadece 25 bin lira…”

***

Dün akademisyen olmanın zorluğundan bahsetmiştim.

Ancak bazıları için süreç çok kolaydı; hep özenir, çok akıllı oldukları zannederdik.

Öyle ya az emekle üstün başarı elde ediliyorsa üstün zekâlı olmak gerek!

Tek kelime İngilizce bilmediği hâlde profesör olanlar, bunu bir yetenekmiş gibi lanse ediyor; öğrencilerine de kendilerini övmeden edemiyorlardı.

Emek verip İngilizce sınavından geçmeye çalışanlar ise hep başarısız oluyor ve çeşitli fiziksel ve psikolojik sorunlar yaşıyordu.

İfşalar ve yargılama bu emekçilerin çektiği stresin telafisi olmayacak elbette.

Şimdi kendilerini ‘sahte diploma almış’ ibaresiyle gördüklerinde utanıyorlar mıdır?

Vicdanları sızlıyor mudur?

Sanmıyorum…

***

Instagram’da binlerce beğeni alan şu ifadeyi paylaşmak istiyorum:

“Hiçbir torpili olmadan, yolsuzluk yapmadan kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan herkesin Allah yardımcısı olsun.”

Hiç kapanmayacak bir defter bu benim için.

Tüm gelişmeleri takip edecek ve aktarmaya devam edeceğim…

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.