Teknoloji tabanlı ne söylense, ne yapılsa hemen bir itiraz sesi yükseliyor.
Olmaz, yapamazlar, yapsalar bile tutmaz!
Etik değil, kabul görmez, insanlar isyan eder, üreten ya da üretmeye çalışanlar engellenir.
Bu kadar kişi hep bir ağızdan bunları söylerken oldu bile. Yapay rahim tesisi için konsept açıklandı!
Sanal görüntülerden oluşan video internette hızla yayılıyor, sosyal medyada ülkemizin önde gelen teknoloji yazarları paylaşıyor.
Tabii ki bu konu benim için de; “YAZMAZSAM OLMAZ” başlıklarından biri; EctoLife.
Dünyanın ilk yapay rahim teknolojisi. Annenin karnında bebeklerin büyümesini, gelişmesini sağlayan doğal ortamın yapay olarak tasarlanmış hali olarak tanıtılıyor. Bebeklerin, anne karnındakine benzer sıvıyla doldurulmuş tank içerisinde, biyolojik olarak uygun ortamda, özel yapılmış filtre yardımıyla gelişmesi sağlanıyor. 2017 senesinde yapay rahim işlevi gören “BioBag” üretilerek, yavru kuzu yetiştirmek için kullanılmıştı. Aynı şey insanlara nasıl uygulanabilir diye çalışmalar devam ederken, Ectolife projesi açıklandı. Böyle bir şeyin yapılması için ise gerekçeler epeyce çok gibi duruyor.

Öncelikle sağlayacağı fayda şu şekilde aktarılıyor; “Anne karnında büyüyemeyen ya da erken doğmak zorunda kalan bebekler için hayat kurtarıcı bir çözüm.” Bu laboratuvar, bebekleri; kansere yakalanmayan, hastalanmayan ve zeki insan olarak yetiştirmeyi hedefliyor. Yani bir çeşit tanrıcılık oyunu oynanıyor. Ayrıca çocuğu olamayan, evlatlık süreçleriyle yıpranan ailelere de müjde olarak duyuruluyor. Uzmanlar bilim ve teknoloji sayesinde, arada ahlâk açısından ve toplumsal boyutlar için tartışmalara neden olsa da, olumlu gelişmelere yol açacağına inandıklarını belirtiyor. Eğer gerçekten amaç bebeklerin hayata tutunmaları için bir sağlık imkânı sunmak ise kabul.
Peki, siz ne düşünüyorsunuz?
İç sesiniz gibi davranıp bazı tahminlerde bulunmak istiyorum. Bu iş sadece iyi niyetli girişimlerle kalmaz, insanlığın sonu bu şekilde gelir, yapay ortamda bebekler oluşturularak tamamen insanlıktan kopuk robotik bir nesil oluşturulur, toplumsal yapı tamamen çöker, bu iş ticarete döner ve zengin aileler istedikleri özelliklere sahip çocuk sipariş ederler… Üstün ırk olarak tanımlanan; her türlü hastalık geninden arındırılmış, kusursuz, özel sipariş bebeklerin hayali bile korkunç! Onaylayıp onaylamamak diye sunulan seçenekler yok çünkü bunun üreticilerinin zaten maddi güçleri bulunuyor ve sebepleriyle, sunacakları sonuçlarıyla da oldukça iyi iş çıkarıyorlar.
Şimdi bir de neden böyle bir yola girildi bahanelerine göz atalım.
2021 yılında Elon Musk, insanlığın sonuyla ilgili bir paylaşım yapmıştı. “Nüfusun çöküşü konusunda çok daha endişelenmeliyiz. Dünya için yeterli insan yoksa o zaman kesinlikle Mars için de yeterli olmayacak” ifadesini kullanmıştı. Doğurganlık hızı düşüyor diye belirtiliyor, bilim insanları bunun bir krize dönüşeceğini vurguluyor.
Ancak burada bir terslik var.
15 Kasım’da dünya nüfusu 8 milyara ulaştı. Birleşmiş Milletler direktörü John Wilmoth bu sonucu, insan başarısının bir işareti olmasının yanı sıra geleceğimiz için büyük bir risk olarak nitelendirmişti. Bir tarafta yapay rahim ile sorunsuz bebekler üretmek isteyenler, doğurganlık oranı düştü diye endişe edenler var. Diğer tarafta ise kaynaklar kıt, evren bu kadar insanı nasıl barındırıp, doyuracak, hayatta tutacak diye hesaplar yapıp, kıyamete hazırlananlar bulunuyor.
Sormak lazım hani iklim krizi, enerji sorunu, gıda kıtlığı nerede?
Derdimiz Mars’a gidecek insan kalmama ihtimali mi şu anda korkmamız gereken?
Bu arada bilim kurgu filmi değil, tamamen gerçek, fark etmişsinizdir zaten. “Cesur Yeni Dünya, l am Mother” gibi filmler hayal olmaktan çıkıyor ve 30 bin yapay rahimden oluşan bebek çiftliği kuruluyor!
Ve bizler her şeyden bihaber önümüze servis edilen bilgileri birleştirip geleceğimiz için bir öngörüde bulunmaya çalışıyoruz.
Belki de bizden habersiz dünyada bu şekilde üretilmiş bebekler nefes alıp veriyordur.