‘Erken seçim’ neyi değiştirir?

Türkiye kuruluşundan bu yana çok sayıda badire atlattı.

Hep ayakta kalmayı başardı ve başarmaya devam da edecektir.

Ancak son dönemde yaşanılan sorunlardan daha büyük bir tehlike var.

Umutsuzluk!
Toplum her zaman birlik olmayı başarmış, inanmış ve en sert iç çekişmelerin olduğu zamanlar da bile çözülmemiş.

Şimdi gençlerde umutsuzluk hâkim.

Yetişkinler de ise; savundukları ideolojiye körü körüne saplanma ve bir yanlış varsa bile bağnazca savunma hâli mevcut.

Kör bir cahillik bizi yıpratıyor.

-Tabii bir parantez açarak günümüzde ideolojinin de kalmadığını belirtsem, yanlış olmaz herhalde.-

Hâlbuki siyasi partilerin, liderlerinin hatta durumu daha da netleştireyim il yönetimlerinde kimin olduğunun bir önemi olmamalı.

O insanları o makamlarda tutan bizleriz!
Hiç kimse kendi kendisine oralara gelmedi.

Bu denli bağlılık ‘kut inancı’ndan mı kaynaklanıyor?

Derhal kendimize gelmemiz lazım ama nasıl?

***

İşin vahametini açıklamak için bir örnek vereyim.

CHP ile ilgili gelişme olduğunda onu paylaşıyoruz; aynı şekilde hükümet kanadından gelen gelişmeleri de an be an aktarıyoruz.

Ancak bazılarının o kadar gözü dönmüş ki her paylaşıma tepki gösteriyor.

Bunu her iki kesim de yapıyor.

Biz gazeteciyiz, hiç kimsenin savunucusu, holiganı değiliz.

Kim ne hata yapıyorsa söyleyecek, kim ülkemiz adına doğru bir adım atıyorsa vurgulayacağız.

Duruma açıklık getirebildiysem eğer ‘erken seçim’ ihtimaline değineceğim…

***

‘Erken seçim’ öbeği tam bir mayın.

Hükümet tarafından seçim zamanında yapılacak dense de muhalefetin ağır bir baskısı var.

Vatandaşınsa tek derdi geçim; bu hiç değişmedi.

Ve çoğunluk şöyle düşünüyor:

“Ne değişecek?

Bizim cebimizdeki para mı artacak, alım gücümüz mü düzelecek, faturalar mı düşecek?”

Bazen bu görüş hâkimken bazen de siyasi figürlerin heyecanı sahayı ateşlendirebiliyor.

CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş bunu sağlayabilen isimlerden biri ve bir basın toplantısında daha söz kendisindeydi…

***

Cumhuriyet Halk Partisi 81 ilde başlatılan, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla Bursa’da da üç gün sürecek kapsamlı bir saha programını başlattı. Yapılan açıklamada programın; CHP’nin Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi tarafından yürütülen Hükümet Programı çalışmaları ve Parti Programı hazırlık süreciyle paralel olarak planlandığı, aynı zamanda CHP’li belediyelere yönelik hukuk dışı müdahalelere karşı bir duruş niteliği taşıdığı belirtildi.

Düzenlenen basın toplantısına CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ın yanı sıra Bilecik, Aydın, Kocaeli, Uşak, Burdur, Yalova milletvekilleri, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve ilçe belediye başkanları da katılım sağladı.

CHP’nin ekip olarak basınla buluşması ve sahaya çıkması tabii ki ‘erken seçim geliyor’ yorumlarını beraberinde getiriyor.

‘İmkânsız’ nitelemesi yapanlar da yok değil.

***

Toplantıda konuşma yapan Yeşiltaş, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından partilerine yönelik sistematik baskılar uygulandığını ifade etti:

“31 Mart’ta sandıkta kaybedenler, CHP’ye karşı; ele geçirdikleri ve siyasallaştırdıkları yargı eliyle bir süreç işletmeye başlamışlardır. Bugün geldiğimiz noktada, Cumhuriyet Halk Partisi asla geri adım atmayacaktır. İktidarın yarattığı açlık ve sefalete karşı mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir.”

CHP’liler seçim olacağından emin oldukları kadar iktidar olacaklarına da eminler.

Yerel seçimler sonrası teşkilattaki moral ve güven artışı hiç kimsenin gözünden kaçmıyor.

***

Siyasi beklentilerin dışında ülke gerçekleri de gündemdeydi.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa’nın işsizlikle boğuştuğunun altını çizdi.

Bölgede birçok firmanın konkordato ilan ettiğini ya da işçi çıkarmaya başladığını söyleyen Bozbey, “Bugün İnegöl, birkaç yıl öncesine kadar işsizlik sorununun en az yaşandığı ilçemizdi. Ama bugün orada da büyük bir sorun haline geldiyse, Bursa’nın ekonomik anlamda pek de iyi olmadığını burada söylemek isterim” dedi.

Konuşmamız gereken bu ve bunun gibi toplumu doğrudan ilgilendiren sorunlarken; birileri bana şu yorumu yapıyor olacak:
“Bugün CHP’yi yazmışsın, taraf tutuyorsun.”

Ah, güzel ülkem nelerle meşgul…