Hava Durumu

‘Esas güç iyi yetişmiş insan gücüdür!’

Yazının Giriş Tarihi: 16.07.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.07.2025 00:05

Gençlerin yaşadığı sorunlar hakkında ne zaman yazı yazsam alt başlıklar arasında ‘eğitim, işsizlik ve gelecek kaygısı’ bulunuyor.

Birini diğerinden bağımsız düşünmek imkânsız.

Sarmaldan çıkabilmek için yetkililerin atacağı adımları bekleyip durduk.

Ve hep güncelliğini yitirmiş üniversite bölümlerinin kapatılması gerektiğini savundum; konu hakkında görüş bildiren uzmanlar da aynı çağrıda bulundu.

‘Günümüzde ve gelecekte hangi mesleğe ihtiyaç bulunuyor?’ bunun araştırması yapılmalı ve sırf diploma için okunmamalı dedik!

4 yıllık fakülteden mezun olana kadar katlanılması gereken maddi-manevi külfet çok yüksek.

Bu emeğe değecek bir alana yönelmek gerekiyor.

Yapay zekâ ile bazı mesleklerin teknolojiye devri söz konusuyken hâlâ daha diretmenin bir mantığı yok!

Nitekim beklenilen adım -henüz yeterli değil- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan kararla; 4 üniversitede 14 fakülte ve enstitü kapatıldı.

Öte yandan 10 üniversitede yeni enstitüler açıldı.

Kararlar Resmi Gazete'de de yayımlandı.

Kapatılanlar arasında; Anadolu Üniversitesi'nde İktisat Fakültesi ile İşletme Fakültesi de bulunuyor.

Kurulanlar arasında ise; Hacettepe Üniversitesi-Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesi, Anadolu Üniversitesi-Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesi, Gazi Üniversitesi-Nörobilim ve Nöroteknoloji Enstitüsü gibi gelecek vadeden bölümler var.

***

Tabii durumu siyasetle değerlendirenler olacaktır.

Ancak amacım herhangi bir ekolü parlatmak değil; eğitim alanındaki gelişmeleri paylaşmak!
Bu doğrultuda yalnızca kendi yorumlarımla kısıtlı görüş bildirimi yapmak istemedim ve İtibar Yönetimi Enstitüsü’nün Başkanı Orhan Samast -AK Parti eski Mudanya İlçe Başkanı- ile görüştüm.

Çünkü gençlerin gelecek için duydukları kaygıları iyi biliyor; toplumun yanlış yönlendirmeleri nedeniyle birçok girişimci ruhun nadasa bırakıldığının farkında ve bunları eğitimlerinde dile getiriyor.

Sohbetimizi soru-cevap şeklinde aktarıyorum…

***

Kapatılan ve açılan bölümler hakkında çeşitli yorumlar yapılıyor. Yeni dünya düzenine adaptasyon sürecinde atılan adımı doğru buluyor musunuz?

Planlama yapılırken dikkat edilmesi gereken hususların başında ‘ihtiyaca göre’ olması gelmelidir.

O halde şu soruyu sormalıyız:

Ülkemizin insan kaynağı ihtiyacı nedir?

Kapatılan bölümlere baktığımızda ilerleyen süreçte ihtiyacın azalacağı ve şu anda da yeterince mezunumuzun olduğu alanları görebiliyoruz. Yeni açılanlarda ise ‘mevcudu güçlendirme ve geleceğe hazırlık’ gibi iki temel husus karşımıza çıkıyor.

Bilişim ve Bilgisayar, Nörobilim ve Nöroteknoloji, Tohum Bilimi gibi yeni alanlar tam olarak bunun yansıması.

21. yüzyıl meslekleri diyebileceğimiz alanlarda eğitimin modernize edilmesi yani eğiticilerin kendini yenilemesi de önemli bir konu.

Üniversite sayısının fazla olması eğitim kalitesini sorgulatabiliyor. Siz nasıl yorumluyorsunuz?

Genç nüfusumuz ve açılan çok sayıda üniversite ile verilen eğitimin kalitesinde problemler oluşmuş olabilir. Şahsen üniversite sayısını bir problem olarak görmüyorum!

Ülke olarak büyük hedefleriniz varsa, bu hedeflere sizi taşıyacak insan kaynağınızı da yetiştirmeniz en önemli öncelik. Kurtuluş savaşı öncesinde teçhizat eksiklerine rağmen milletimiz kurduğu Kuvâ-yi Milliye birliklerimizi ve ardından düzenli orduya geçişle kazanılan büyük zaferimizi düşündüğümüzde; önceliğin savaşı kazanacağına inanmış insan kaynağının ne kadar önemli olduğunu tekrar hatırlamış oluruz.

Bu sebeple bölümlerden mezun olanların kendi işini kurabilecek bilgi seviyesine ulaşmasını ve cesaretli birer girişimci olarak yetişmesini de önemli buluyorum!

***

Burada bir parantez açmak istiyorum:

‘Diplomalı işsizler’ olarak nitelendirdiğimiz iş bulamayan gençlerin ilerleyen dönemde oluşacak ihtiyaçta hazır oldukları gerçeğini hiç göz önünde bulundurmamıştım. İyimser yaklaşımlar, geleceğe umutla bakmamızı sağlayabilir ve de -kalitesini sorgulasak bile- okumuş bir toplum her zaman kıymetli!

***

Orhan Samast diğer bir farklı bakış açısıyla şu soruyu yöneltti bana:

“Neden üniversite bitiren her gence kamunun ya da özelin iş vermesi gerektiğini düşünüyorsunuz?”

Ve şöyle yorumladı:

“Farkındaysanız mezun olanların çoğu gireceği işi konuşuyor. Hangi işi kurabiliriz? Yeni ihtiyaç alanları nelerdir? Hangi desteklerden yararlanabilirim? İşe girmeye çalışan değil mezunları işe alan bir kişi nasıl olabilirim? soruları daha az soruluyor.

Bu sebeple ‘Girişimci Ekosistemi’ni güçlendirip istihdamı artıracak girişimleri daha fazla desteklememiz lazım.

Son yıllarda destekler çok arttı, bu önemli bir avantaj.

Evet, mezunlarımızın çok olması da şu an için bir sorun.

Ancak ülke olarak Türkiye Yüzyılı gibi bir hedefimiz olduğu için bizi bu hedefe taşıyacak olan esas güç; iyi yetişmiş insan gücümüz olacaktır!

***

Tüm koşulları düşündükten sonra; bir ütopyadan bahsettiğimizi iddia edebilirsiniz.

Ama belki de gelecekte hiç tahmin edemeyeceğimiz kadar avantajlı oluruz…

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.