‘Her şeyin fazlası zarar’ sözü boşuna kullanılmıyor.
Mesela duyarsızlığın fazlası kadar farkındalığın da fazlası zarar!
Biz şu anda bunu yaşıyoruz.
Özellikle ‘deprem’ konusunda sahip olduğumuz bilgiler bireysel zehirlenmeye yol açmaya başladı.
Beynin sınırları zorlanıyor.
Yapılması gerekenleri görüyor; geliştirilmeyen ya da başlanamayan projeleri analiz edebiliyoruz.
Sorumluları tanıyor; onların türlü bahanelerle topu başkalarına atışını seyrediyoruz.
Haliyle bu acı veriyor.
Elimiz kolumuz bağlı, ölümü bekliyoruz.
En büyük avantajımız da bu aslında:
İnancımız gereği kaderci duruşumuz yıpranma payını azaltıyor.
Düzenlenen onlarca etkinlikte alanın uzman isimleri ‘Amerika’yı yeniden keşfetmişçesine’ hep aynı şeyi söylüyor:
‘Bursa’nın fayları aktif, olası depremde şehrin yarısı yok olabilir.
Bir an önce önlemler alınmalı…’
Doğru, zaten ‘yanılıyorlar’ gibi bir çıkışım yok.
İsyanım eylemsizliğe.
Bundan sonra herhangi biri gelip, ‘Bursa’da deprem olmayacak’ derse şaşırtır, ilgi görür, kendisinden bahsettirir!
Bugün son kez sizi zehirleyecek, bildiklerinizi tekrarlayacağım.
Dahası için benim de sabrım kalmadı…
***
Perşembe günü Merinos AKKM’de, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile birlikte yürüttüğü ‘Deprem Risk Azaltma ve Önleme Planlama Projesi’nin ilk çıktıları olan; ‘Deprem tehlike değerlendirmesi', ‘Bina risk değerlendirmesi, ‘Altyapı ve kamu bina risk değerlendirmesi’ sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik; Geçmişte alınmayan veya yanlış alınan her kararın bugünü etkilediği gibi; bugün alınamayan veya geciktirilen her kararın da hem bugünü hem de geleceği etkileyeceğini vurguladı.
Ortada büyük bir çaba olduğunun farkındayım.
Ancak bu kadar plansız bir şehrin tamamıyla kurtarılması ne yazık ki mümkün gözükmüyor.
Halisçelik, JICA ile teknik iş birliği anlaşmasının 42 ay olarak planlandığını ve projenin 2026 Ağustos’unda tamamlanmasını beklediklerini belirterek 3 temel çıktıya ulaşılacağını ifade etti.
İlki deprem riskinin, bina riskinin, altyapı ve kamu binalarının riskinin değerlendirilmesi.
İkincisi kentsel dirençlilik planının hazırlanması.
Son olarak da planın tüm süreçlerle entegre edilmesi yer alıyor.
Kayıpların en aza indirgenebilmesi için faydalı olacağı belirtilen çalışma ‘Kent Anayasası’na da katkı sağlayacak gibi duruyor.
JICA ekibinden Massasi İnoove yaptığı sunumda bina risk değerlendirmesini aktardı.
Bu sırada Akademik Odalar’ın temsilcileri ile görüşürken sık duyduğum:
‘Bursa için yeterli veri yok’ cümlesi aklıma geldi.
Sanki bu kriz de, bu iş birliği aşılmış.
İnoove; “Çıkan sonuçlarla insanları korkutmak değil, ilgili tüm kurum ve vatandaşlar tarafından doğru aksiyonların alınmasını amaçladık. Bursa’da deprem tehlikesi arz eden her bir fay için hazırlanan 12 farklı deprem senaryosuna göre binaların hasar görme durum tahminleri yapıldı. Bu senaryolara göre toplam yapı stokunun yüzde 10 ile yüzde 20 aralığındaki kısmı risk grubu içindedir. Bu riskli binaların da yüzde 15 ile yüzde 20 aralığındaki kısmının ise yıkılabileceği öngörüldü” dedi.
Programda, JICA ekibinden Ryo Tanahashi tarafından ‘Yol ve köprü risk değerlendirmesi’, Akinori Miyoshi tarafından ‘Yaşam hatları risk değerlendirmesi' de aktarılırken; barajların, göletlerin, altyapı ve kamu binalarının durumu da ele alındı.
Ana fikir JICA’nın raporu mühendislik harikası.
***
Bursa’nın aktif fayları, tespitlere göre en düşüğü 6.2 büyüklüğünde olan deprem üretirken İznik-Gemlik fayı 7.6’ya kadar çıkıyor.
Gemlik ve Mudanya kıyı bölgelerinde ve İznik’te göl kenarında sıvılaşma şiddeti de yüksek.
Nitekim programın başında konuşma yapan Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren; “İlçemizde her noktada çok kötü sonuçlarla karşılaşıldı. Bu sebeple, Gemlik'in önceliklendirilmesi ve tüm kurumların iş birliği içinde hareket etmesi kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiştir” dedi ve ilçenin birçok aktif fay tehdidi altında olduğunu belirtti.
Başkan Deviren’in kendisini büyük bir stres altında hissettiğine eminim.
Tüm raporlar ‘yıkılacak’ diye bağırırken, bölgede yaşayan binlerce kişiyi hayatta tutabilmek için kentsel dönüşümle yeniden Gemlik’i inşa etmek oldukça güç!
Olası bir yıkım anında kim kime nasıl koşup yardım edecek hâlâ meçhul…
***
Farkındalığımın son demlerini yaşarken, herkese afetsiz bir hafta sonu diliyorum…