Galata’da bir acayip olay

Meşhur olmak an meselesi!
Ancak bunun için uzun süre kafa yorup, planlar yapmak günümüz şartlarında anlamsız.

Çünkü normal şartlarda dönüp bakmayacağımız şeyleri yaparak bir anda izlenme rekorları kıran insanlar var.

Siz kendinize yıllarca uğraşıp didinip sanal dünyada yer oluşturmaya çalışırken; bazıları fenomen oluyor.

Hatta ünleri dünyaya yayılıyor.

Bu insanlar yeni bir teknolojik alet sunmuyor, uzayın derinliklerinden sinyal toplayıp aktarmıyor ya da ışınlanmıyor.

Sıradan işler yapıyorlar ve gözümüzün önünde duran, ilgi göreceğine ihtimal vermediğimiz ‘şey’lerin -yemek, içecek, oyuncak, kıyafet vb. videosuyla bunu başarıyorlar.

Burada dikkat edilmesi gereken bir husus daha bulunuyor:

Pazarlamanın, tanıtımın, viral reklamın şeklini değiştiriyorlar!
Artık televizyonda ya da internette dönen yüksek bütçeli çılgın reklamlara ihtiyaç kalmadı.

Bir fenomenin çekeceği ve sosyal medyada yayınlayacağı kısa bir video her şeyi çözüyor.

Tüketiciler ‘deneyim videoları’ndan yeni çıkmış ürünü alıp almayacaklarına karar verebiliyor çünkü deneyen kişiyi kendilerinden biri olarak görüyor, güveniyor, o ne derse doğrudur diye düşünüyorlar.

İşte bu doğrultuda belki de İstanbul turizmi açısından çok önemli bir fırsat geri tepildi.

Tabii yalnızca benim yorumum böyle değil; uzman isimlerden de tepkiler aynı şekilde.

Neler olduğuna birlikte bakalım…

***

Dünyanın en çok tanınan ‘Speed’ ya da ‘IShowSpeed’ adıyla tanınan 20 yaşındaki fenomen İstanbul’daydı.

Çoğunluk adını ilk kez duyuyor olabilir ancak bıraktığı etkiyi görseniz hayret edersiniz.

Speed’in yaptığı yayın kısa sürede 500 binden fazla izlendi ve büyük yankı uyandırdı.

Galata Kulesi’nde yaşadığı İngilizce krizi ve yediği dönerin bol yeşillikle dolu oluşu da izleyicilerine yansıdı.

***

Galata Kulesi’nde çalışan bir görevliye kulenin tarihini soran Speed, aldığı yanıt karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Görevli, tarihi bilmediğini söyleyerek yanındakilere Google Translate’i açmaları talimatını verdi.

Ardından telefonuna bakıp selfie çekmek isteyen görevliyle Speed arasında

-sanıyorum utanmamızı gerektiren- şu diyalog yaşandı:

Speed, görevliye “Burasının tarihini bilmiyor musun? Sen burada yaşıyorsun” diye tekrar sorarken, görevli olumsuz yanıt verdi.

Daha sonra başka bir görevlinin “Çok yakında bilgi verecekler” demesi üzerine Speed espri yaparak: “Bilgi 2026’da geliyormuş” dedi, dalga geçti.

Takipçileri ise Türkiye’deki deneyimini şu maddelerle özetledi:

Galata Kulesi'nde İngilizce bilen hiçbir personel bulamadı.

Türkiye'nin internet altyapısı sebebiyle yayında donmalar meydana geldi.

Maraş dondurmacısı ağzına peçete soktu.

Taksim'in ortasındaki mekânda bol yeşillikli döner yedi.

Taksim'deki insan kalabalığından zar zor motorla çıkabildi.

Bu arada Speed’in YouTube’da 42 milyon takipçisi var!

Haliyle ‘rezil olduk’ yorumları havada uçuştu.

***

‘Aman kim bir fenomeni önemser.

Biz böyleyiz, beğenmeyen ülkemize gelmez’ gibi ifadelerle durumu geçiştirmek en kolayı.

Kendimizi kusurlarımızla beğenmek ve öz güvenli olmak bazen iyi bir şey değil!

Siz dünyanın parasını ödeyerek ülkenin turizm alanında ilerleyebilmesi için tanıtım programları düzenlersiniz ancak imajınız bir fenomenin çekimiyle yerle yeksan oluverir.

Araştırmam sırasında Şanghay Üniversitesi’nde görev yapan akademisyen Evrim Kanbur’un konu ile ilgili açıklamalarına denk geldim:

“Bu çocuğun etkisi, diplomatik pasaporttan daha kuvvetli. Sadece eğlendiriyor sanıyorsanız vizyonsuzlukta seviye atlamışsınız demektir. Adam Amerika’nın Çin hakkında 800 milyon dolar harcayarak yıllarca yürüttüğü algı operasyonunu tek bir yayınla tuzla buz etti…”

Sosyal medya hesabında daha ayrıntılı açıklamasına erişebilirsiniz!
Speed, Çin’den yaptığı yayında ülkenin son teknolojilerini deneyimleyerek, 42 milyon kişinin bakış açısını değiştirdi.

Verilen bilgilere göre bunun etkisini fark eden Çin hükümeti, 144 saatlik vizesiz giriş uygulamasını genişletti ve insanlar Çin’e akın etmeye başladı!

***

İstanbul’da yaşananlar ülkemizin gerçeği; şov amaçlı yapılan bir şey değil.

Bugün Bursa’nın tarihi mekanlarında, Bursa tarihini anlatabilecek bir görevli mevcut mu?

Fırsatlar gelip geçer, ders alabilecek miyiz?

Asıl mesele bu…