Ülkemizin gündemi belediye başkanlarının parti değiştirme iddialarıyla çalkalanıyor.
Elbette pek çok açıklama yapıldı ve gazeteciler de kendi yorumlarını-duyumlarını da ekleyerek çeşitli yazılar kaleme aldı.
Bazısı buna ‘kulis bilgisi’ diyor, kimisi sanki dünyanın dönüş yönünü değiştirmişçesine ‘ben bildim’ diye haykırıyor.
Bense şunu sormak istiyorum:
Raydan çıktık gidiyoruz, kim bu gidişatı umursuyor?
Her zamanki gibi manasız çalkantılarla asıl merkeze almamız gereken konuları unuttuk!
Herhalde biz anlamsız işler peşinde sürüklenirken, dünyanın öteki yakasında çok başka gelişmeler yaşanıyor; teknolojide dudak uçuklatacak şeyler yapılıyordur.
Günün birinde icatlar piyasaya sürüldüğünde ciğerci kedisi gibi ancak izlemekle yetiniriz.
Ne satın almaya gücümüz yeter ne de üretmek için altyapı ve bilgi donanımımız…
***
Türkiye ciddi bir iklim krizinin ortasında.
Ama Bursa, İzmir ya da Ankara büyükşehir belediye başkanlarının mensubu oldukları siyasi partiden ayrılıp, iktidar partisine dahil olma ihtimalleri daha çok konuşuluyor.
Türkiye’de ciddi bir alım gücü sıkıntısı var. Okullar açılacak ve aileler masrafların telaşında.
Ama ülkenin amiral gemisi konumundaki ulusal gazeteleri belediye başkanlarının geçişlerini ilan edecekleri tarihleri işaret ederek sosyal medyayı birbirine katıyor.
Türkiye’de sahte diploma skandalı patladı; etkisi bir hafta bilemedin 10 gün sürdü.
Kimse bu ahlaksızlığın peşine düşmedi.
Ama X şehrinin, Y ilçesinin başkanı partisinden istifa etmiş; çok daha önemli.
Türkiye’de sağlıkçısından, hukukçusuna varana kadar kimseye güven kalmadı. İnsanlar tedavi olmak için en az üç doktora gidiyor. Çünkü birinin dediği diğerini tutmuyor. Buna da ‘görüşte farklılık’ gerekçesi sunuluyor.
Ama doğru söylüyorsunuz:
Defalarca yalanlanmış olmasına karşın Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in AK Parti’ye geçeceğini seçildiği günden beri tekrar etmek çok daha ses getiriyor!
Madem bu kadar önemli bir konu neden kimsenin sesi çıkmıyor?
“Biz yerel seçimlerde bu şahsa bağlı bulunduğu siyasi ekol nedeniyle oy verdik. Bu yapılamaz” demiyor.
Cevabı basit:
Toplum olarak yalnızca söyleniriz; haklarımızı bilmediğimiz için savunamayız.
***
Salı günü tek konuşulan Başkan Bozbey’di.
Bursa’da kuruyan barajlar ya da bir anda çıkan orman yangınlarının son durumu değildi gündem.
Defalarca telefonum çaldı.
Herkes bir telaşla bana; Başkan’ın Yenişehir’de önemli bir açıklama yapacağını bildirdi.
“Sanırım böyle bir gelişme olsa bu açıklamayı vatandaş buluşmasında ilan etmez” dedim.
Nitekim Başkan Bozbey şunları söyledi:
“Maalesef sosyal medyada birden bire patlayan haberler, ‘nereden çıktı?’ dediğimiz gündemle karşılaştık. Bizler işimizin başındayız. Tüm ekibimizle birlikte tüm gücümüzle görevimizin başındayız. Hiç kimseyi ötekileştirmeden şeffaf ve adil biçimde hizmet etmeyi kendisine ilke edinmiş bir insan olarak medyadaki bu habere gülüp geçmek istiyorum…”
***
CHP İl Teşkilatı’ndan da peş peşe sosyal medya gönderileri paylaşıldı.
CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş: “19 Mart sivil darbesinden bugüne; gerek siyasallaşan yargı eliyle, gerek şantaj ve kumpaslarla belediyelerimizi ele geçirmeye çalışanlar şimdi de algı oyunlarıyla siyaseti dizayn etmeye çalışıyor. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey CHP’li belediye başkanıdır ve yurttaşlarımızın iradesini temsil etmektedir” ifadelerini kullandı.
Tabii siyasetin nasıl icra edildiğini hepimizi çok iyi öğrendik.
Yarın aksi açıklamalar yapılırsa da şaşırmayız, hazırlıklıyız!
Yolsuzluk şaibesi bugün ülkemizin her bir belediyesinin kapısında bekliyor. Üstelik hangisi doğru, hangisi yanlış bilmiyoruz.
Buna ilave olarak incelemelerin tek bir kanadı hedef alıyor olması da yeterince can sıkıcı.
***
Bunların peşine düşülebilmesi için önce vatandaşı canından bezdiren, iddialarla ülke gerçeklerinden kopulmasına neden olan medyaya çekidüzen vermemiz gerekiyor.
Zira magazinleşen gündemlerden bıktık usandık…