‘Gürültü, görünmez bir tehlike!’

Şehirde öyle çok gürültü var ki pek çok noktada kendi dediğimizi bile duyamıyoruz.

Başımızda bir ağrı, kulaklarımızda uğultu günü tamamlıyoruz ama aynı gürültü ne yazık ki caddelere yakın evlerde devam ediyor.

Yalnızca trafikten kaynaklandığını sanmadığım bu durum için bazen doktorlar bazen de sağlıkla ilgili kurumlar açıklama yapıyor.

Farkında mıyız?

Bilemiyorum ama büyük şehirlerde yaşamak ömrümüzü kısaltıyor.

Hayat pahalılığıyla başa çıkmak için yaşadığımız stres ayrı, hava-su ve gürültü kirliliği ayrı yaşam enerjimizi çalıyor.

Tabii günlük koşuşturmacada bunları anlamak güç.

Çünkü içselleştirdik, normalleştirdik.

Ne zaman bir ormana, deniz kıyısına ya da yalnızca kuşların sesini duyabileceğimiz bir yere gitsek anlayabiliyoruz etrafımızdaki hengâmeyi.

Abarttığımı düşünenler için tanım paylaşmak istiyorum:

Gürültü kirliliği veya diğer adıyla ses kirliliği, insan veya hayvan yaşamını olumsuz etkileyen, dengesini bozan her türlü insan, hayvan ya da makine kaynaklı ses oluşumudur. Dünya çapında dış mekân gürültüsünün kaynağı esas olarak makineler, ulaşım ve taşıma sistemlerinden kaynaklanmaktadır.

‘Dengesini bozan’ ifadesinin altını çiziyorum!

Ve sıkça sorduğum soruyu yineliyorum:

Bu yaşam şeklinden memnun musunuz?

Cevabınız ‘hayır’ olsa da bundan sonra artan nüfus nedeniyle; daha iyi şartlar yalnızca bir rüya…

***

Çeşitli olumsuzluklarla mücadele için proje geliştiren -ya da geliştirmeye çalışan- Bursa Büyükşehir Belediyesi, gürültü kirliliğiyle de ilgileniyor.

Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentteki gürültü düzeyini kontrol altında tutmak ve yaşam kalitesini artırmak amacıyla ‘Bursa Gürültü Eylem Planları’ kapsamındaki çalışmalarını sürdürüyor.

Kurumlardan alınan geri bildirimler doğrultusunda altı ayda bir eylem planı raporunun ilerleme durumu Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Kontrol Şube Müdürlüğü tarafından takip ediliyor.

Son olarak, Çevre Kontrol Şube Müdürlüğü’nce ‘Bursa Gürültü Eylem Planları’ kapsamında düzenlenen teknik değerlendirme ve koordinasyon toplantılarında, kurum içi birimlere ve diğer kamu kurumlarında yapılanlar hakkında bilgi verildi.

Buna göre;

Kurum içi ve ilçe belediyeleri, emniyet müdürlüğü, ilçe zabıta birimleri ve diğer kurum yetkililerinin katılımıyla yapılan toplantılarda birim temsilcilerine, kentin farklı bölgelerindeki gürültü seviyelerinin detaylı bir şekilde analiz edilmiş halini sunan stratejik gürültü haritaları anlatıldı.

Özellikle yaz aylarında yaşam kalitesinin düşmesine neden olan yoğun gürültü alanları, ortak yürütülecek çalışmalar, gürültüden en çok etkilenen bölgelerdeki halk sağlığı riskleri, okul, hastane gibi hassas alanların yakınında belirlenen yüksek gürültü seviyeleri ele alındı.

Araştırma yaparken 2023 yılında paylaşılan bir bilgiye rastladım.

O dönemde yapılan çalışmada Bursa’nın en sessiz noktaları belirlenmiş:

520 hektar alana sahip Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Görükle Kampüsü ilk sırada yer alırken; Teleferik alanı, Mudanya Ormanlık Bölgesi, Çeltik ve Çukurca mahallelerindeki 360 hektarlık alan, Cephanelik Parkı, Orhangazi Devlet Hastanesi, Balaban Mesire Alanı ve Umurbey Mahallesi de listede bulunuyor.

Listede değişiklik olabilir ancak şehirden uzaklaştıkça gürültünün azalacağı doğru.

***

Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Ali Alper Makam, Gürültü Eylem Planı Raporu doğrultusunda işlemlerin aralıksız sürdürüldüğünü, 6 ayda bir de kurum içi ve kurum dışı ilgili makamlara çalışmaların aktarıldığını bildirdi.

Stratejik gürültü haritalarının, gürültü kirliliğiyle mücadele ederken, hangi alanlarda daha fazla müdahale yapılması gerektiğini belirlemek için önemli bir araç olduğunu belirten Makam, “Başkan Mustafa Bozbey’in talimatları doğrultusunda gürültü kirliliğiyle mücadelemizi sürdürüyoruz.

Gürültü görünmez bir tehlikedir. Gürültü haritaları ise bu görünmeyeni görünür kılar. Yapmış olduğumuz toplantıların sonucunda, sorunla mücadelede iş birliğinin güçlendirilmesi ve mevcut eylem planlarının kararlı bir şekilde uygulanmasını amaçlamaktayız. Aynı zamanda kentimizde belirlenen 8 adet sessiz alanın da korunmasına yönelik stratejileri değerlendirmekteyiz” ifadelerini sözlerine ekledi.

***

Ne diyebiliriz?

Ben çözüm beklentisinde değilim.

En azından sorunun farkında olan yetkililer var…