Hava Durumu

Hayatı ıskalayanlar: Ev gençleri

Yazının Giriş Tarihi: 21.05.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.05.2025 00:05

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, Bursa’nın dört bir köşesinde coşkuyla kutlandı.

Her yaş grubuna hitap eden atölyeler yapıldı, stantlar kuruldu, konserler düzenlendi.

Havanın güzelliği ve ulaşımın ücretsiz oluşu birleşince herkes etkinlik noktalarına koştu.

Daha önce de belirttiğim gibi:

Toplum olarak eğlenmeye, gülmeye her zamankinden çok ihtiyacımız var.

Bayramlar sayesinde arada nefes alabiliyoruz.

Bir 19 Mayıs’ı daha geride bırakırken;

Gençlik Bayramı’mız bir kez daha kutlu olsun…

***

Söz gençlikten açılmışken;

Kendilerini haklı çıkarmak isteyen yetişkin tayfası ‘ev genci’ terimini sosyal medyada sık paylaşır oldu.

Konuya açıklık getirmekte fayda görüyorum.

Haliyle önce kavramı açıklayacak sonra da çeşitli terimlerle gençleri yaftalayanları kınayacağım.

Hazır mısınız?

***

“Ne eğitimde, ne istihdamda; onlar ‘ev genci’!” başlıklı bir yazı kaleme almıştım.

Orada da belirttiğim gibi, ev genci ifadesi İngilizce’de ‘NEET’ olarak geçiyor.

‘Not in education, employment or training’ terimini ‘ne çalışan, ne okuyan ne de iş arayan’ ya da ‘ne eğitimde, ne istihdamda’ olarak Türkçe’ye çevirmek mümkün.

Onlar herhangi bir eğitim almıyor, iş arayışında değil ve ekonomik olarak ailelerine fazlasıyla bağımlılar. Bu gençlerin sosyal çevreleri ise çoğu kez aile, yakın akraba ve yalnızca birkaç arkadaştan ibaret.

-Sosyal medya da eklenebilir.-

Tarih boyunca az sayıda insanın yaşam tarzı hâline gelen bu durum artık popüler.

Hayatı ıskalayanlar aslında sessiz çığlıklarıyla toplumun sosyo-ekonomik portresini sunuyor bizlere.

Kimse aldırış etmiyor, her zaman olduğu gibi eleştiriyor, sızlanıyor, ah vah ediyor.

Ve rakamlar ürkütüyor…

***

Marketing Türkiye’de yayınlanan bilgiler şöyle:

“Eurostat istatistiklerine göre, AB’ye üye ülkeler arasında 15-29 yaş grubunda ne okuyan ne de iş gücünde olan gençlerin oranı ortalamada yüzde 18 iken, oran Türkiye’de yüzde 35,6.

15-24 yaş grubu gençlere odaklandığımızda AB ortalaması yüzde 14,5’e gerilerken, Türkiye’de bu oran yüzde 31,1 olarak karşımıza çıkıyor.

Özetle; her üç gençten birisi ne eğitimde ne de iş hayatında!

Yaklaşık olarak 4 milyon genç insana tekabül ediyor.”

Rakamlar değişiklik gösterebilir tabii.

Instagram’da “Ev genci 5 milyona ulaştı” cümlesini de gördüm.

***

Şunları duyar gibiyim:

“Z Kuşağı adam olmaz.

Biz gençken böyle miydik?

İyi alıştılar; ellerinde telefon ya oyun oynuyorlar ya da internette geziniyorlar. Araştırmak, okumak yok.

Zaten çalışmayacakları belliydi, çok tembeller…”

Nedeni sorgulayan çıkar da gençler için bir adım atarsa ne mutlu.

Bir kere ‘5 milyon’ insan neredeyse 2 tane Bursa yapar.

Bu kadar kalabalık bir kitlenin evde hiçbir şey yapmadan oturduğu kanısına nasıl kapıldınız?

İstatistiklerin doğru olduğunu kabul edecek olursak da size çarpıcı diğer soruyu yönelteceğim:

Sebebi nedir?

Gençleri hayattan koparan bu umutsuzluğun kaynağı nedir?

Bu gençlere iş buldunuz mu da çalışmadılar?

***

Bir hatırlatma daha!

Eurostat istatistiklerinin devamına göre:

Ev gençlerinin her 10’unundan 9’u geçimini aile desteğiyle sağlıyor.

Erkeklerin tamamı ailesinden destek alırken, kadınlar arasında arkadaşından destek alanların oranının daha yüksek olduğu görülüyor.

Kadınların ve 25-29 yaş aralığındakilerin aylık bütçeleri daha yüksekken ev gençlerinin aylık ortalama bütçesi 6 bin 156 lira olarak verilere yansıyor.

Memnuniyet düzeyi farklı demografik kırılımlara göre değişkenlik gösterse de ‘bütçemden memnunum’ diyenlerin oranı yüzde 30’da kalıyor.

Geçinebilmek için borçlananlar da çok.

İhtiyaçlarını karşılayabilmek için borçlanmak zorunda kalanlar arasında erkeklerin -yüzde 36- ve 15-19 yaş aralığındakilerin -yüzde 40- oranı daha yüksek.

Tüm ihtiyaçlarını karşılayabilenlerin oranı ise yüzde 5 gibi oldukça düşük bir seviyede kalıyor.

En fazla harcama yapılan kalemler arasında giyim alışverişi, dışarıda yeme-içme ve kozmetik, kişisel bakım ürünleri öne çıkıyor.

Buna karşın en az harcama yapılan kalemler ise ev eşyası, fatura ve kira giderleriyle otomobil masrafları oluyor.

Giyim, kozmetik ve kişisel bakım için kadınların daha fazla harcama yaptığı gözlemlenirken erkeklerse dışarıda yeme ve içmeye daha fazla para harcıyor.

Tabii değirmenin suyu hep aileden geliyor.

***

Yetiştirme tarzı, yeni neslin değer yargıları gibi cevaplar üretilebilir.

Ancak çevrelerinde gördükleri hayal kırıklıklarıyla büyüyenler, ‘nasılsa okusak da çalışsak da başaramayacağız’ inancındalar.

An’lık yaşayarak, umutsuzluğu kamufle etmeye çalışıyorlar.

Bu sırada Türkiye’nin geleceği de belirsizlikle kararıyor…

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.