Bayram dönüşü mutluluk ve umut dolu bir yazı yazmak isterdim.
Ancak tatil boyunca çevremden şikâyet dinledim; sosyal medyada da sürücülerin paylaşımlarını izledim.
Zaten tüm dost sohbetlerinin konusu ekonomi ve artan vergi yükü iken bunlara bir yenisi daha eklendi:
Trafik cezaları!
***
Bayramlarda yollar kana bulandığı için bu defa başka bir yöntem denendi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya her 30 kilometrede bir radar olacağını duyurdu.
Bu açıklamadan sonra tartışmaların fitili ateşlendi.
Tepki gösterenler arasında AK Parti eski Milletvekili Şamil Tayyar da vardı.
Sosyal medya hesabından karayollarındaki hız sınırı ve radar uygulamalarına sert tepki gösterdi.
Tayyar, özellikle 3 şeritli duble yollarda uygulanan 50 km hız sınırlarının, vatandaşın can güvenliği için değil ceza kesmek amacıyla kullanıldığını savundu:
“3 şeritli duble yollara 50 km hız sınırı koyup, buraları radar tarlasına çevirmek ‘can kaybını önleme’ amacıyla açıklanamaz. Cezada amaç ‘önleyici’ olmalı, ‘nasıl ceza yazarım’ kurnazlığıyla değil.”
Sözlerinin sonunda Tayyar, uygulamanın sadece kamu vicdanını değil, devlet ile vatandaş arasındaki güven ilişkisini de yaraladığını vurgulayarak: “Devlet, vatandaşına tuzak kurmaz!” sert çıkışını yaptı.
***
Bir parantez açayım Bakan Yerlikaya; arife, bayramın birinci ve ikinci günlerinde toplam 2 bin 238 trafik kazası meydana geldiğini, 26 kişinin kaza yerinde hayatını kaybettiğini, 3 bin 590 kişinin de yaralandığını bildirdi.
Demek ki uygulama kazaların önüne geçemedi!
Ancak kesilen cezalar hazineye yaradı.
Cumhuriyet'in haberine göre, İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, bu durumu gündeme taşıdı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya, 2024 ve 2025 yıllarında özellikle bayram dönemlerinde ne kadar trafik cezası toplandığına dair yazılı bir soru önergesi sundu.
Çömez, iktidarın 2024 yılında 20 milyar TL trafik cezası toplamayı hedeflediğini, 44 milyar TL topladığını belirtti.
2025 yılı için hedefin 55 milyar TL olduğunu ifade eden Çömez, “Ama öyle büyük bir gayret gösterdi ki ilk 4 ayda kestiği ceza 55 milyar TL’yi buldu. Bu bayram da harıl harıl çalışıyorlar, yıl sonuna 150 milyar TL’yi bulur bu gidişle tahsilat” ifadelerini kullandı.
***
Elbette siyasi çekişmelerle işim yok.
Ben toplumdan aldığım tepkiyi yansıtmakla mükellefim.
Trabzon’dan İstanbul’a giden bir vatandaş Instagram’dan:
“Sinir krizi geçiriyorum. Sanki dersin Trabzon’dan İstanbul’a değil de Hollywood stüdyolarına gidiyorum. Bir yolda bu kadar kamera olur mu? Zaten gelirken 3 bin lira radar cezası yedim. Böyle tabela sistemi olur mu? 70-80-50 km. Ben nasıl 50 km.’ye düşeceğim. Bu milletten ne istiyorsunuz? Bize deyin ki bu ilden şu ile giden 3 bin lira para ödeyecek. Baştan bilelim, ödeyelim. Radar sistemi başka bir yerde var mı?” diyerek çileden çıktı.
Bazıları ise; Nerede tuzak yok? başlığı altında Avrupa Birliği ülkelerinden örnekler sundukları videoların yorum kısmında; “Amaç trafik güvenliğini sağlamak mı yoksa vatandaşın cebinden bu bahaneyle para toplamak mı? sorusuna yanıt aradı.
***
Güvenlik açısından cezaların caydırıcı olduğuna inanıyorum.
Ancak bayram kalabalığında denetim adı altında akışın kilitlenmesi sürücüleri çileden çıkardığı için stres daha da arttı ve kazalar kaçınılmaz oldu.
Erdek-Bursa arasında seyahat eden bir şehirler arası tur otobüsünün şoförü de şu ifadeleri kullandı:
“Aynı güzergahta insan 3 kere durdurulur mu? Bu yoldan çıkıp başka bir yere gitme ihtimalim yok. Rotam belli, Bursa’ya gidiyorum. Her durdurulduğumda tek tek kimlik, ruhsat kontrol ettiler. Yolculardan da kimlik topladılar. Kontrol bir kere olur, sisteme düşer ve tüm polisler görür. Bu durdurmalar nedeniyle yollar tek şeride düştü; trafik ip gibi uzadı. Tam bir saat geç kaldık!”
***
Siz zaten konuyu çok iyi biliyorsunuz, daha fazla örnek vermeme gerek yok sanırım.
Dönüş yolunda da benzer çilelerle karşılaşanlar yine günlerce şikâyet edecekler.
Olanlara şaşırmıyor; ‘ülkemden manzaralar’ diyerek tarihe not düşüyorum…