Kabir Sehgal kariyeri

Yıllarca bizlere öğretilen:

“Her şeyin bir şeyini, bir şeyin her şeyini bilin” oldu.

Uzmanlaşmayı işaret eden bu söylem doğrultusunda üniversitede okuyan milyonlarca genç bir unvan ve meslek peşinde koştu, koşmaya devam ediyor.

Eskiden, belki yirmi yıl önce bu çok işe yarıyordu.

Çünkü iyi bir okuldan mezun olmak, kariyer basamaklarını hızla çıkmak için yeterliydi.

Diploma ve iyi bir iletişim kabiliyetiniz varsa biraz da İngilizce biliyorsanız yönetici olmak için her şarta sahipsiniz demekti.

Günümüzde ise bunlar yeterli değil.

Çift okul bitirenler, çift dil bilenler işsiz.

Ya da kendilerini ait hissetmedikleri alanlarda çalışıyor, mecburiyetten şartlara katlanıyorlar.

Seçilen bölümde uzmanlaşsa dahi, kendisini hiç bilmediği bir işin içinde bulabiliyor.

Yıpratıcı olan, hayattan umulanla hayatın sunduğu arasında benzerlik bile olmayışı.

Bitirilen bölümler bazında bakıldığında en yüksek işsizlik oranının sosyal hizmetlerle ilgili alanlardan mezun olanlarda olduğunu görüyoruz.

Bunu; sanat, gazetecilik, iş sağlığı ve ulaştırma, mimarlık ve inşaat, bilişim ve iletişim teknolojileri alanları izliyor.

Genç işsizler birileri emekli olsun diye bekliyor!

O halde ne yapmalı?

Önce yalnız olunmadığının farkına varılmalı…

Ve daha çok çalışma, azim gerektirdiğini biliyorum ama en az iki kariyeriniz olmalı.

Haksızlık mı?

Kesinlikle.

Ama başka çare kalmadı.

***

Konu için internette araştırma yaparsanız bu görüşü savunan Kabir Sehgal ile karşılaşırsınız.

5 Grammy Ödüllü müzik yapımcısı, New York Times bestseller yazarı, ABD Donanma Subayı, kurumsal stratejist olan Kabir Sehgal, “İki kariyer bir kariyerden her zaman daha iyidir” diyor.

İnsanların ona sorduğu iki soru olduğu belirtiliyor.

Birincisi: “Ne kadar uyuyorsunuz?”

İkincisi: “Her şeyi yapmak için zamanı nasıl buluyorsunuz?”

Sehgal’in cevabı ise şöyle:

“Bu sorular nedenlerimin ve motivasyonumun kalbine ulaşmıyor. Bunun yerine şöyle açıklayıcı bir soru harika olurdu: “Neden birden fazla kariyeriniz var?” Oldukça basit, birçok işte çalışmak beni daha mutlu ve daha tatmin olmuş hissettiriyor. Ayrıca her işte daha iyi performans göstermeme yardımcı oluyor. Kurumsal işim kariyerimi sübvanse ediyor.

Bir yapımcı olarak hiçbir referansa sahip değilim.

Kimse bana müziğimi yapmam için para vermeyecekti ve ilk etapta yapımcı olmam için beni motive eden para değil, caz ve klasik müzik tutkumdu. Bu nedenle, bu yeni sektörde deneyim kazanabilmek için gönüllü oldum...”

Ülkemizde toplumun bireylerden beklentisi, bir baltaya acilen sap olunması!

Bunu iyi bilen her genç acilen, mühendis, doktor, bankacı, öğretmen gibi adı belli mesleklere sahip olmak istiyor ve belki hayatta çok şeyi kaçırıyor.

En önemlisi kimse kendi potansiyelini tam anlamıyla keşfedemeden yaşıyor ve ölüyor.

Gönüllü faaliyetlere katılanlara yaptıkları karşılığında ücret ödenmediği için küçümsenerek bakılıyor, eğitimlere yaşına aldırış etmeden devam edenlere; “Bu daha neyin dersi, kursu” deniyor.

Odak noktası yalnızca geleceği kurtarmaya yetecek kadar kazanılacak para.

Çok haklı bir kaygı.

Çünkü şartlar ortada.

Ama ya hayata geliş amacımız başkaysa ve biz bunu hâlâ bulamamışsak…

Kabir Sehgal açıklamasını:

“Gündelik mesleğim bana sadece albüm yapma ayrıcalığı kazandırmakla kalmadı aynı zamanda yapımcı olarak başarılı olmamı sağladı. Çünkü bu işi yapmak iyi bir üretici olmayı, vizyon oluşturmayı, bir personel işe almayı, zaman çizelgesi oluşturmayı, para kazanmayı gerektiriyor. Bir düzine albüm ve birkaç Grammy’den sonra müzisyenler beni değerlendirmeye başladı. Farklı işlerde çalışırken, fikirlerin nerede etkileşime girdiğini ve daha önemlisi nerede etkileşime girmeleri gerektiğini tanımlayabilirsiniz. Meraklarını ve tutkularını takip ettiğinde, yeni kariyerine de ışık getireceksin. Birden fazla iş yaparak hepsini daha iyi yapmayı sağlayabilirsin” diyerek sonlandırıyor.

***

Peki biz bunu başarabilir miyiz?

Ay sonunu düşünen milyonlarca asgari ücretli çalışandan bunu beklemek zor.

Ama odaklanarak başka kariyer planları da kurabilenler, ilerleyen dönemde sıkışmışlık hissinden kurtulacaklar!