Hava Durumu

‘Kahramanmaraş’ta akrabası ölmeyen yok’

Yazının Giriş Tarihi: 07.02.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.02.2024 18:00

Acı bir ders olan 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi’nin yıl dönümünde Mimarlar Odası Kahramanmaraş Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Emre Kaçamaz, “Şehir merkezinin yaklaşık dörtte biri yok oldu. Kahramanmaraş’ta akrabası ölmeyen insan yok” diyerek deprem gerçeğimizi bir kez daha hatırlattı.

Dün 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi’nin yıl dönümü sebebiyle TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’in görüşlerini paylaşmış ve yazıyı şöyle noktalamıştım:

“Tek örneğimiz tabii ki Kahramanmaraş depremi değil. Ders çıkarılması ve acilen harekete geçilmesi için doğa bizi çokça sınadı. İzmir’de de benzeri yaşandı, diğer pek çok ilde de. Felaketin bölgesinde son durumu ve diğer ayrıntıları Mimarlar Odası İzmir Şubesi 48. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı İlker Kahraman ve Mimarlar Odası Kahramanmaraş Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Emre Kaçamaz ile konuştuk.

İlk bölümde ‘Kahramanmaraş’ın Öğrendikleri-Afetten Felakete’ konulu bir sunum gerçekleştiren Başkan Yunus Emre Kaçamaz’dan Kahramanmaraş hakkında bilgi aldım. Hemen ayrıntılara geçiyor ve soru-cevap kısmıyla sizleri baş başa bırakıyorum.

 

AFAD BİNASI DA ÇÖKTÜ

6 Şubat Deprem’i sonrası şehrin geldiği hâli aktarabilir misiniz? Deprem sonrası süreç iyi yönetilebildi mi?

Depremle şehir merkezinin yaklaşık dörtte biri yok oldu. Kahramanmaraş’ta akrabası ölmeyen insan yok. Bazıları tüm ailesini, bazıları ikinci derece akrabalarını kaybetti. Oda olarak 13 mimar arkadaşımızı yitirdik. Yeni mezunlarımızı kaybettik. Deprem sonrasında ulaşım tamamen kapandı. 10 dakikalık mesafeler saatler sürdü, ulaşamadım. AFAD binası da çöktü. Herkes gibi Belediye Başkanı da bir depremzedeydi. Hayatta kalanlar kesinlikle çok şanslı. Yüzyılda bir olur denilen depremleri biz peş peşe yaşadık. Kriz masası nerede diye aradık çünkü yetkili tüm kurum binaları yıkılmıştı. Hemen hemen tüm binaları gezdim. Bilançonun bu kadar kötü olmasının sebebi zemin ve eski yapılaşma. Bir sorumlu hâlâ yok, tutuklanan mimarlar, mühendisler, müteahhitler var. İnsanların gözünde başka sorumlu yok mu? Yerel yönetimler sınıfta kaldı!

BARINMA PROBLEMİ

Kahramanmaraş’ın son durumu nedir? Şehrin yeniden imarı için atılan adımlar yeterli mi?

Eski Maraş olarak tabir edilen bölgelerde şu anda devletin, TOKİ ve Emlak Konut aracılığıyla yatırımları başladı. 24 saat çalışan şantiyeler var ancak orta ve az hasarlı binalarda ruhsat verme problemini hâlâ yaşıyoruz. Kahramanmaraş’ta deprem alanı haricinde yaklaşık 200 hektarlık alan kapatıldı ve uygun olmayan alan ilan edildi. Hiçbir zemin değerleme, zemin etüdü, mikro bölgeleme haritaları yapılmadan bölge kapatıldı. Bu şehri kilitleyen bir karardı, şimdi yeniden rapor düzenlenecek. Temel sıkıntılarımız hala devam ediyor; barınma ile ilgili problemlerimiz var. İnsanlar orta hasarlı binalara göçmeye başladı. İçme suyu sorunları yaşıyoruz.

 

10 AİLEDEN 4’Ü EVSİZ

Şehrin yeniden imarı için hangi farkındalıklarla hareket ediliyor? İnsanlar bir ders çıkarıp, bilinçlendi mi?

Yıkılan bölgelerde depremden önce 8-10 katlı yapılara ruhsat izni veriliyordu şu anda bu izin zemin artı 3 kata düşürüldü. Aynı zamanda bodrum kat ve fore kazık uygulama zorunluluğu getirildi. Aslında bu afetlerden yapılaşma adına ders çıkardığımızı söyleyebiliriz. Kahramanmaraş’ın temel ihtiyacı geniş bir şehir planlaması. Maalesef bununla ilgili henüz bir çalışma yok, yalnızca kentsel dönüşüm çalışmaları devam ediyor. Sadece yeniden bina yapmak değil asıl mesele. Aynı anda şehri kurtarmamız lazım. Tarlalar imara açılmış, üzerine 10 katlı binalar yapılmış. 10 aileden 4’ü evsiz kaldı! Bu hataların tekrarlanmaması lazım. 30 yıl sonra çocuklarımız bize soracak; “Bu şehir yıkılmış yeniden aynı hataları mı yaptınız?” diye. İnsanlar enkazdan sağ çıkınca birbirlerine teşekkür ediyordu, şimdi maddi çıkarları için birbirlerine dava açmaya başladı. Yaşayanlar olarak da yeterince farkındalığa ulaşmış değiliz!

 

KİM, NASIL YARDIM EDECEK?

Kahramanmaraş’ta olanlar ışığında Bursa’yı olası bir depremde hangi sorunlar bekliyor?

Deprem sonrasını yönetmek çok önemli. Kahramanmaraş’ta tespitler bitti. Şunları sorgulamalıyız: Biz hastaneyi, okulu, AFAD binasını neden yanlış yere yaptık? TOKİ yapılacak yerlerde heyelan riski vardı mesela. Sadece kat sayısı değil, zeminde çok önemli. Depremden sonra yardıma kimse gelemedi bize. Yollar tıkandı. Bursa’da büyük bir deprem olursa kim, nasıl yardım edecek? Bu sorunun yanıtını muhakkak düşünün!

İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde 117 kişi hayatını kaybetmiş, 633 binanın ağır hasarlı olduğu tespit edilmişti. Uzmanların uyarıda bulunduğu ve daha büyük bir depremin olası olduğu İzmir’de önlem alınıyor mu? İzmir için açıklama yapan Mimarlar Odası İzmir Şubesi 48. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı İlker Kahraman; “Yaşadığımız bizim için büyük bir depremdi. Bu bir fragmandı. İzmir’de de şu gerçekle karşılaştık; kurtarma çalışmalarına hiç hazır değiliz! 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’a onların yaralarını çok iyi anladığımızı düşündüğümüz için desteğe gittik ama inanılmaz bir yıkım gördük. Asıl soru şu olmalı: Neden ölüyoruz?” ifadelerini kullandı.

BU BİZİM GERÇEĞİMİZ!

İzmir Depremi’nde neler yaşandı? Yıkımın sebepleri nelerdi?

İzmir’de fragmanı yaşadık. Deprem gündüz oldu, gece olsaydı felaketti. Olan bizim depremimiz değilken bu şekilde hasar aldık. Yeni bir deprem olacak, bundan kaçamayız. Bu bizim gerçeğimiz! 2020’de yaşanılan bizim için çok büyüktü. Deprem esnasında ben Bornova’daydım. Çaresiz hissettik. 8 kat üzerinde ciddi yıkımlar oldu. Kaçak yapılarımız aslında yoktu. Binalar ruhsatlıydı. Nerede hata yapıldı? Ben küçükken Bayraklı’da tarlalar vardı, orada bisiklet sürerdim. Sonra buralarda yapılar yükselmeye başladı. Halkapınar Gölü’nün üzerine de yüksek katlı binalar yapılıyor. Tabii ki kuru alan ama geçmişi nasıl? Kuruyan alanlara gökdelenler yapmak ne kadar mantıklı? Bu bölgelere imar çıkınca, tarla sahipleri bir anda konut zengin oldu. Evler hızlıca satıldı. Bu deprem gerçeğini unutturdu, ta ki afet yaşanana kadar!

BÜYÜK BİR ÇARESİZLİK

Deprem sonrası kriz yönetimi sağlanabildi mi?

Bizim gerçeğimiz; bilgi sahibi olmadan, fikir sahibiyiz! Neyi, nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Kurtarma çalışmalarına hiç hazır değildik, bunu gördük. Deprem sonrasında enkazın altından 8 kişinin cansız bedeninin çıkarıldığı Yağcıoğlu Sitesi’ne gittik. Sadece biz vardık, cep telefonu ışığı ile siteye baktık. Çığlıkları duyuyor ve yardımcı olamıyorsunuz. Büyük bir çaresizlik. Çadırkent nereye kurulacak, kimse bilmiyordu. Birkaç gün sonra tüm Türkiye, İzmir’e aktı, yardıma koştu. İlk günler hepimiz aynı acıyı paylaştık. Ama sonra bireyselleşme başladı. Ölen 117 kişinin aileleriyle dostuz. Bu yaranın kapanması imkânsız. Alışılır, unutulur diye bir şey söz konusu değil. Asıl önemli olan cesede ulaşabilmek ve defnedebilmekmiş, bunu öğrendik. Çünkü aileler enkaz başında bekliyorlar. Bu nedenle çalışmaların sonuna kadar sürmesi gerekiyor. Kalanlar ise “Benim evim ne olacak?” diye sorgulamaya başladı. Kentsel dönüşüm gündeme geldi.

ÖLÜMLE ÖĞRENİYORUZ

Yaşanılandan ders çıkarıldı mı? Bundan sonrası için öngörüleriniz neler?

Depremler oluyor ve biz hemen arkasından unutuyoruz. Sorunu çözmek lazım. Dünyada bunun örnekleri var, Japonya’da, Şili’de insanlar depremle yaşamayı öğrenmişler ama biz ne yazık ki can kayıpları ile öğreniyoruz. Bunun artık çözümünün bulunması lazım. Biz meslek odaları olarak bu durumun bilimsel çözümlerini biliyoruz. Bizim yönetmeliklerimiz ve uygulamada da aslında çok bir problemimiz yok ancak düşünce yapımızı değiştirmemiz gerekiyor. Birlikte hareket ederek, sorunun herkese anlatılıp, çözüm yollarına gitmek gerekiyor. İzmir’de yaşadığımız depremin üzerinden geçen zamanda biz bir şeyler öğrendik. Şimdi geçmişte yapılan hatalardan ders alarak, bunları tekrarlamamak için çabalıyoruz!

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.