‘Kapsül Nesli’ imkânsız değil

Memnuniyetsiz insanlar çağında herkesin sahip olmak istediği ortak şey, teknoloji.

Ülkeler rekabetlerini bu alanda sergiliyor, öne geçebilen geleceğe yön veriyor.

Ama bu telefona daha çok kamera eklemek, elektrikle çalışan araçların batarya şarj süresini kısaltmak, daha hızlı tren yapmak gibi bir şey değil.

Dünyanın yeniden inşası, insanların yeniden tasarlanması söz konusu!

Örnekleri verince ‘bilmemenin verdiği endişe olsa gerek’ tepkiler çığ gibi büyüyor.

İlginçtir ki, evlere akıllı süpürge alırken ya da lokantada siparişi robot getirirken sıkıntı yok.

Hâlbuki hepsi bir işaret değil mi?

Çalışma yükünün altından kalkabilmek için dünyevi işler yapay zekaya devredilecek.

İnsan daha çok çalışacak, kazandığıyla bu teknolojiyi satın alacak.

Ne giyilecek, yenecek, izlenecek hepsine yapay zekâ asistanlar karar verecek.

Ve tabii ki öngörülerin en başında; büyük şehirlerde yaşayanlar doğayı hissedebilmek için küçük yeşillik odalarına müracaat edecek.

En çok tepki çeken ihtimal ise, yapay rahim tesisleri.

Evrimde böyle bir aşama olabileceğini kim tahmin edebilirdi ki?

Bunun için geçen sene ‘EctoLife’ konsepti tanıtıldı.

Hamilelik süreci ortadan kalkacak, yılda genetiği düzenlenmiş 30 bin bebek büyütülebilecek.

Yapılan basın açıklamasında, EctoLife’ın bir konsept olarak tasarladığı ve bu tarz bir çalışmanın çeşitli nedenlerle çocuk sahibi olamayan çiftlere yardımcı olabileceği belirtilmişti.

Tabii ki henüz bu girişimin hayata geçip geçmediği belli değil.

Etik tartışmalar ışığında, bu fikir zaman zaman gündeme geliyor.

Birileri gizlice yapıyorsa da bilmiyoruz!

***

Konu hakkında çok sayıda bilim kurgu filmi var.

Özellikle internet mecraları bu alandan besleniyor, izlenme rekorları kırıyor ve dikkat çekiyor.

Fantastik senaryolara verilen tepkiler genellikle:

“Yapamayacaklar, olması mümkün değil, doğa buna izin vermez” şeklinde.

Doğayı yok etmek için var gücüyle çalışan insanlık aklının sınırları zorlanınca hemen ona sığınıyor, güveniyor.

Sophie Barthes tarafından yazılıp yönetilen, bilim kurgu filmi olan ve 19 Ocak 2023'te ‘2023 Sundance Film Festivali'nde gösterime giren ‘The Pod Generation’ tam da bu bahsettiğim konuyu ele alıyor.

Kapsül Nesli olarak Türkçeye uyarlayabileceğimiz filmde;

Bir bitki bilimci olan Alvy, yapay zekanın, doğanın yerini alarak insanlığa hükmettiği dünyaya olan güvenini yitirmiştir.

Ama Alvy, yeni bir nesil yaratarak dünyaya şans vermeye de hazırdır.

Sevgilisi Rachel ile bebek sahibi olmak isterler ve Rachel'ın çalışması, dev bilimsel teknoloji Pesagus'un imkânlarını kullanmalarını sağlar.

Çiftlere hamilelik deneyimini daha eşit bir şekilde paylaşma fırsatı sunan rahim merkezine başvuru hakkı kazanırlar.

Mobil yapay rahimler veya "podlar" aracılığıyla hamilelik gerçekleştirilir.

Başrollerde; Chiwetel Ejiofor ve Emilia Clarke bulunuyor.

Endişelerini, korkularını tam anlamıyla senaryoya yansıtıyorlar.

Gelecek için pek çok ipucu barındırdığına inandığım ‘Kapsül Nesli’nde psikolog görevini bile yapay zekâ üstleniyor.

Tüm bunlara tepkili olan ve bitkilerden kopmamak için dairesinin içinde botanik bahçesi oluşturan Alvy bile en sonunda her şeye alışıyor ve kapsül bebeğine sahip çıkıyor.

Teknolojide henüz bunun yansımasını görmediğimiz halde, senaryo için kusursuzca tasarlanmış.

Ve tabii ki iç sesimizle, komplo teorisyenleri ortak noktada buluşuyor:

“Bunlar olacak demek ki, bizi alıştırmaya çalışıyorlar” cümlesi yankılanıyor.

Fazla spoiler vermek istemiyorum ama filmde doğaya dönüş var.

Çiftin her şeyi geride bırakarak, aslına koşuşu gelecek için geçerli olur mu?

Bu biraz rüyada tam ölürken uyanmamız gibi bir şey.

Bilimsel çalışmalara göre beyin ölüm sonrasını bilmediği için rüyayı orada kesiyor ve bizi uyandırıyor.

Her senaryonun bir şekilde insanın özüne dönüşüyle bitirilmesi de buna benziyor.

Çünkü bilmiyoruz, bilemiyoruz.

Belki de tekrar doğaya koşamayacağız.

Her şey yapay olduğunda böyle bir seçenek kalmamış olacak.

O nedenle yakıp, yıkıp, hızla yok ettiğimiz ormanların; kirlettiğimiz denizlerin kıymetini bilelim.

Bu arada filmi izlemeyi de unutmayın!

‘Kapsül Nesli’ bence imkânsız değil.