Alışveriş tutkunları iyi bilir, internetten bir şey alıp kargosunu o andan itibaren beklemek âdettendir!
Henüz ışınlanma bulunmadı ama bir umut ‘Sipariş durumu’ sorgulama butonuna hemen basılır.
‘Kargo’m nerede?’ telaşı başlar.
Daha hazırlama aşaması bile başlamamıştır çoğu zaman.
Bu alışkanlık pandemi döneminden kalma.
Gezmemek, alışveriş merkezlerine gidememek, evde oturmanın verdiği can sıkıntısı, aktivite bulamama derken herkes ‘alma’ eyleminin bağımlısı oldu. Özellikle site güvenlik noktalarında kargo şirketlerinin bıraktıklarından kuleler oluştu.
Çok iyi biliyorum çünkü paket bekleyenlerden biri de bendim!
O dönemde en çok çalışan kargocular oldu. Bunaldıkları için midir? bilinmez epeyce sorun da yaşandı.
Şirket isimlerini vermeye gerek yok zaten haklarında sosyal medyada çok video yayınlandı.
Kapıya atıp gidenler, kutuyu, koliyi ezerek bırakanlar ya da eve hiç uğramadığı halde ‘adresinizde bulunamadınız, şubeye gelin’ bildirimleri başımıza dert oldu.
Her şey normale döndü ama bu soruna çare üretilmedi.
Bankadan gelen kart için 10 gün boyunca kurye peşinde koştum mesela.
Çağrı merkezinde müşteri danışmanları kurye numarasını paylaşmıyorlar.
Haklı olabilirler çünkü şiddete uğrayan çalışan haberlerini de görmüştük.
Belki ütopik bir örnek olacak ama Japonya sorunu çözmüş.
Japonya'da drone kargo hizmeti: Siparişler evlere gökten iniyor!
Japonya'nın yüzde 70'inin dağlık ve adalardan oluşması, bazı bölgelerde acil ihtiyaçların, siparişlerin teslim ve erişiminde sorunlara yol açabiliyor.
Coğrafya engelini aşmak için çeşitli yöntemler geliştiren Japonlar, acil ihtiyaçları kullanıcı dostu yöntemle birkaç saat içinde tedarik ediyor.
Kargolar, adalar arası dronlarla müşterilere paraşütle atılarak ulaştırılıyor. Göğe mancınıkla fırlatılıp uçuşa geçen kargo teslimat dronları, 50 kilometreyi yarım saatte giderek adalara ulaşıyor.
Strafor yoğunluklu malzemeden yapılmış dronlar, taşıdıkları siparişleri kâğıt paraşütle nokta atışı teslim ediyor.
Nagazaki eyaletine bağlı Goto Adalarında yaşayanlar, ilaç dahil günlük ihtiyaçlarını çevrim içi sipariş veriyor. Havacılık yasalarına riayet eden dronlar, ileri düzey algoritma ve yazılımlar kullanıyor, yüksek güvenlik standartları sayesinde sorunlar da en aza iniyor.
Hizmeti veren, 2021'de kurulan ve ‘Gökyüzü iyidir’ anlamına gelen ‘Sora-iina’ firmasına, Toyota Tsusho tarafından finansman sağlanıyor.
Paraşütlü kargonun hizmet bedeli ise 1000 yen (yaklaşık 7 ABD doları).
Türk lirasına çevirince rakam gözünüzde büyüyebilir, doğrudur.
Gerçi şu anda şirketlerin bize çıkardığı bedel de yüksek.
Bir ürün alınca hemen ‘kargo ücretsiz mi?’ diye bakıyoruz.
Bazı durumlarda kargo ödemesi, üründen daha fazla çıkıyor, o zaman almaktan vazgeçiyoruz.
Japonya’daki sistemi nasıl buldunuz?
Daha uygun fiyatlı haliyle bizde de uygulanırsa ben memnun olurum!
*****************************************************************
Meslekler kaybolmuyor!
Teknolojide yaşanan gelişmeler ve yapay zekânın hayatımızın her alanına sızması sonucu yıllardır ‘meslekler elimizden gidecek’ korkusu kendisini iyice hissettirir oldu.
Hep aynı örnekleri vermek istemiyorum ama en basit hali; yazılımcıların gerekli kodları ChatCPT’ye yazdırması.
Bu işin sınırı yok!
İnsanların okul ve iş hayatında kendi akıllarını kullanmalarına ihtiyaç kalmayacak neredeyse.
O halde neden yaşıyoruz?
Yasal bir düzenleme beklentisi başladı bu noktada.
Ama tabii öncelikli olarak kişisel verilerin ihlalinin önlenmesi gerekiyor. Yüz tarama sistemleri, ortam dinleme vb. başımızı epeyce ağrıtacak gibi duruyor.
İlk adım Avrupa Birliği’nden geldi.
Avrupa Birliği, yapay zekâya düzenleme getirecek yasaları yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
Halka açık alanlarda gerçek zamanlı uzaktan biyometrik tanımlama sistemleri kullanımı yasaklanacağı ve risk temelli yaklaşım uygulanacağı belirtiliyor.
Buna göre, yapay zekâ sistemlerinin insanlar tarafından denetlenmesi, ayrım yapmaması, güvenli, şeffaf ve çevre dostu olması gerekecek.
Oluşabilecek risk düzeyine göre kurallar katılaşacak.
İnsanların güvenliği açısından ‘kabul edilemez’ düzeyde risk içeren yapay zekâ sistemleri yasaklanacak. Bu kapsama, insanları sosyal davranışlarına veya kişisel özelliklerine göre sınıflandıran sistemler de dahil olacak.
Uygulanabilecek mi?
Tartışılır!
Ancak farkında olmadığımız bir gerçek var: meslekler yok olmuyor aksine yapay zekâ sistemlerinin oluşturacağı sorunlar nedeniyle yeni iş kolları oluşuyor.
Özellikle de hukuk alanında!
Belki de şu anda elimizdeki imkânları kullanmanın konforunu yaşamalıyız. Sorunlarla sonra ilgileniriz…