Memleketi kim kurtarıyor?

Bitmeyen bir kabusta günler günleri kovalıyor…

Yaşadığımız en zor yaz bu yaz olsa gerek.

Yıllardır orman yangınları ile mücadele için çırpınanlar çağrıda bulunuyor;

“Gece görüşlü yangın söndürme uçakları alınmalı!” diye.

Var da biz mi görmüyoruz?

Bu nasıl bir yanmak, bu nasıl bir acıdır?

Güzel ülkemin dört bir yanı alevlere teslimken, bizim payımıza düşen neden hep çaresizlik oluyor?

Bursa’da Gürsu, Kestel ve Harmancık’ta çıkan yangınları takip ederken bir yandan gözümüz, kulağımız Karabük’te, Ankara Eymir’de ve diğer tüm yanan noktalardaydı.

Kontrol altına alınsa da yangın sürüyor ve elimizden hiçbir şey gelmiyor.

Memleketi, su tankerleriyle köylüler, damacanalarla taşıdıkları sularla motorlu kuryeler kurtarıyor.

Sessizce ağlıyoruz, dua ediyoruz…

Yazıyoruz, sosyal medyada yardım çağrıları paylaşıyoruz neye yarıyor?

Ve en önemli soru bizi kim yakıyor?

***

Haberler canlı bağlantılarla son durumu paylaşıyor.

Yayına katılan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, çiftçiye dağıtılan 100 su tankerinden bahsetti ve daha fazlasının dağıtılacağını bildirdi. İtfaiye için de güçlendirme çalışmaları devam ediyor.

Zaten gecenin kahramanları çiftçiler, köylüler, itfaiye erleri ve kuryelerdi.

Tüm gece dayanışma gösteren herkese teşekkür eden Bozbey, acının ve üzüntünün sonsuz olduğunu, doğanın yine yok olduğunu söyledi:

“Yaklaşık 3 bin hektarlık bir alandan bahsedebiliriz. Belki daha fazlası da olacaktır. Hâlâ yangının devam ettiği yerler var. Avdancık civarında bir sorun var. Büyükşehir Belediyesi olarak an be an hem orman yangınını takip ediyoruz hem de müdahale ediyoruz. Yaklaşık 235 aracımız sahadaydı. 550 civarında personelimiz sahada yangını söndürme ve durdurma çabası gösterdiler. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Orman muhafaza memurlarımız, vatandaşlarımız, mahalle halkımız yangını söndürmek için mücadele etti. Sonrasında nasıl yenileyeceğimizi hep birlikte karar vereceğiz. Dışkaya ve Gürsu TOKİ civarında yine bir sıkıntının olma ihtimaline karşı dozerlerle alan açma çalışmaları devam ediyor. Diğer mahallelerin de etrafında alan açma çalışması yapılacak. Amacımız, bir an önce yangının durması ve soğutma çalışmalarına başlanmasıdır. Ayrıca sabah 6.30 gibi Valimizin talimatlarıyla 3 tane uçak ve bir helikopter yangın söndürmeye destek vermeye başladı” dedi.

Tabii gece uçak ve helikopter olmadığı için rüzgârın etkisiyle köylere kadar sıçradı yangın.

Vatandaşın isyanı da o zaman yükseldi.

Sosyal medyada Cumhurbaşkanı’nı, bakanları etiketleyerek yardım isteyenlerin sayısı hızla arttı.

Başkan Bozbey yaz başladığından beri her toplantıda aldıkları yangın ihbarlarının her geçen gün arttığına değiniyor ve anız yakılmasın, dikkatli olunsun diye uyarıyordu.

Bunca uyarıya rağmen eş zamanlı pek çok noktadan alevlerin yükseliyor olması hep bilinçli yangın çıkarıldığı sonucuna varmamıza neden oluyor!
Ve:

“Orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz!”

Derhal soruşturma başlatılmalı, sebep olanlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır!
Toplum olarak hiçbir şeye dayanacak gücümüz kalmadı.

Yangında, depremde, selde yalnız kalmaktan bıktı herkes.

***

Bursa Valisi Erol Ayyıldız’ın da ekiplerin koordinasyonu konusunda yoğun bir çaba sarf ettiğini hatırlatan Başkan Bozbey, Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan AKOM’un bu yangında da önemli görevler üstlendiğini anlattı: “Gece 3’ten itibaren alanda köylerimizi ziyaret ettik. Yangının durdurulması konusunda çalışmalar devam ediyor.

Bursa’da uzun zamandır 14-15 dakikada bir yangın ihbarı alıyoruz. O düzeye geldik. Bacalarını temizletmelerini, elektrik tesisatlarını yeniletmelerini istiyoruz. İzmaritleri gelişi güzel atmamalarını istiyoruz. Orman alanlarında ateş yakılmamasını, gerekirse bir yaptırımın uygulanmasını istiyoruz. Cezai önlemlerin alınmasını da bekliyoruz” dedi.

***

Hiç ders çıkarmayan ya da duyarsızlaşmayı başararak hayatına devam edenler tüm yaşananlara rağmen yol kenarlarına izmarit atmaya devam ediyor:

Instagram’da yer alan şu paylaşım sanıyorum hepimizin ruh halini yansıtıyor:

“Neyi kurtaracağımızı şaşırdık.

Ağacı mı?

Hayvanı mı?

Toprağı mı?

Çocuğu mu?

Kadını mı?

Güzel olan her şeye mi düşman olur insan?”