Hava Durumu

Modern ‘kölelik’ çağı

Yazının Giriş Tarihi: 21.07.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.07.2025 00:05

Yeni dünya düzeni alışkın olduğumuz kavramların adını değiştiriyor ama içerikler hep aynı kalıyor.

Bunlardan biri de hiç şüphesiz ki kölelik.

Kula kulluk etmenin kökeni çok eskilere dayanıyor.

Tarihle ilgili metinler okurken; bunun ne kadar berbat bir şey olduğunu düşünüyor, insanlık bu düzene nasıl boyun eğmiş diye iç geçiriyoruz.

Çünkü olup biten bir olay hakkında yargıda bulunmak çok kolay.

Peki, biz adı kölelik olmayan ama içerik olarak farkı bulunmayan bu sistemden çıkabiliyor muyuz?

Dahası modern köleler olduğumuzun farkında mıyız?

Belki bu noktada tanıma ihtiyaç duyulabilir:

Hürriyete sahip olmayan, başkasının hüküm ve tasarrufu altında bulunan, para ile alınıp satılan kimselerdir!

Çağımızda resmi bir alım-satım işlemi söz konusu değil.

Ama emeğini, zamanını bir sermayedara ücret karşılığı devreden çalışanların kendilerini tam anlamıyla hür hissettiklerini de pek sanmıyorum.

Özellikle turizm çalışanlarına getirilen yeni düzenlemeyle!
En büyük kaygı şu:

Uygulama ya turizmden diğer sektörlere de yayılırsa?

Ayrıntı zamanı…

***

Turizm sektöründe çalışan işçilerin haftalık tatil hakkı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen bir yasa değişikliğiyle tartışmaya açıldı.

Yeni düzenleme, turizm sektöründe işçilere haftada bir gün kesintisiz tatil yerine 10 gün aralıksız çalışıp yalnızca 11’inci günde izin yapma olanağı tanıyor. Üstelik bu tatil günü çalışıldığında da fazla mesai ücreti de ödenmeyecek!

Biri bana bunun kölelik olup olmadığını açıklasın.

Turizm sezonluk yoğunluğu olan bir sektör olabilir.

Getirisi yüksek, yazın herkes dişini sıkacak; iyi kazanacak diye savunulabilir.

Her ne olursa olsun aralıksız çalışma insan tabiatına uygun değil; iş kazalarına davetiye çıkaracağı gibi, bireysel psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıklara da yol açacağı kesin.

Pek çok çalışma hayatıyla ilgili uzman ünvanına sahip kişi bu konuyu tartışıyor ve özel sektörde kaygının tırmandığına işaret ediyor.

Zorlayıcı bir dönemden geçiyoruz; biteceğine dair inancımız da kalmadı.

Hafta tatili yapmak ne zamandan beri lüks kabul ediliyor?

***

Pandemi döneminde en çok zarara uğrayan sektörlerden biri turizmdi.

Hatırlarsanız; 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan filmde ‘Enjoy, I’m vaccinated’ -Keyfine bak, ben aşılıyım- yazılı maskelerle sektör çalışanları küçük düşürülmüştü. Tepkiler üzerine bu reklam kaldırılsa da hakların kolaylıkla kazanç uğruna ihlal edilebileceğini görmüştük.

Aposto’da belirtildiği gibi:

“4857 sayılı İş Kanunu’na tabi çalışan işçiler 6 gün çalıştıktan sonra 7. gün hafta tatiline hak kazanıyor. Turizm sektörü çalışanlarına özel bu düzenlemeyle beraber kuralın dışına çıkıldı. Resmî Gazete’de yayımlanan yeni yasayla turizm işletme belgesi olan otellerdeki işçiler 10 gün çalıştırıldıktan sonra 11. gün hafta tatili yapabilecekler.”

Hiçbir gerekçeyi kabul edemeyiz!

Bu düzenleme Anayasa’da bulunan ‘dinlenme’ hakkını güvenceye alan hükümlere de Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere de uyumsuzdur.

Hadi yasaları bir kenara bırakalım; dinlenmek insani bir zorunluluktur.

***

Ülkemizde hep bir başkasının işine methiye vardır.

Turizm çalışanlarına da “Hem tatil yapıyorsun hem çalışıyor iyi de kazanıyorsun” denilir.

Halbuki çoğu otelde turizm işçileri öğrenci yurtlarındaki gibi yaşıyor.

Yatakhanelerde 4-5 kişi bir arada kalıyor; güneşte, sıcakta müşteriler denize ya da havuza girerken onlar hizmet etme gayretinde oluyor.

Kendinizi sorgulayın:

Özendiğiniz işlerde çalışabilir miydiniz?

***

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu Başkanı Arzu Çerkezoğlu; “Bu düzenleme yalnızca turizm işçilerini değil, tüm işçileri ilgilendirmektedir. Bugün turizm sektörüyle sınırlı görünen bu hak gaspı, yarın başka sektörlere de yayılabilir. İnşaat gibi alanlardan benzer taleplerin gelmeye başlaması bunun göstergesidir” açıklamasını yaptı.

Kamu ve özel sektör arasındaki hak ve ücret adaletsizliği gün geçtikçe artıyor.

Ama mecburiyetten biraz da ‘bilmemekten’ sesimiz çıkmıyor.

Kazanda yavaş yavaş ısıtılarak kaynatılan kurbağalardan bir farkımız kalmadı!

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.