Hava Durumu

Nankör diyoruz ama ‘nan’ ne demek?

Yazının Giriş Tarihi: 07.10.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.10.2024 14:39

Kısa bir moladan sonra tekrar: Merhaba!

Haftaya pozitif başlayabilmek adına -her ne kadar ülke gündemi buna izin vermese de- bir gezi yazısı kaleme almaya karar verdim.

Tatil deyince herkesin aklına Akdeniz, Ege kıyıları gelirken benim rotam Ankara’ydı.

‘Ankara, Ankara güzel Ankara

Seni sever her bahtı kara…’

Dizeleriyle beni uğurlayanlara bürokrasiden sıyrılmış başka bir başkent manzarası sunmaya geldim!

Trafik, kalabalık, gürültü zaten ortak paydamız.

Büyük şehirlerde yaşayanlar birbirlerinden habersiz aynı cümleleri kurmakta ve sızlanmaktalar.

Fark yaratan ise tarihi noktalar benim için.

Anıtkabir başta olmak üzere çok sayıda görülmesi gereken yer var Ankara’da da.

Sosyal medya paylaşımlarıyla oldukça popüler olan ve benim de aklımın kaldığı ‘Kelime Müzesi’ bunlardan biri.

***

Kelime Müzesi, Ankara Kalesi'ndeki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin karşısında yer alıyor.

Geçmiş yıllarda zahire ve tiftik ambarı olarak kullanılan dört katlı yapı, restorasyonla müze haline getirilmiş, çok da güzel olmuş.

Yazar Şermin Yaşar tarafından, Türkçe kelimelerin, atasözlerinin ve deyimlerin anlamını çocuklara ve gençlere öğretmek amacıyla kurulan Türkiye'nin ilk Kelime Müzesi olması açısından da dikkat çekiyor.

Daha önce de belirtmiştim; müze deyince aklımıza hep ödev yapmak için zorla götürüldüğümüz ve camekan arkasından gördüğümüz objeler geliyor. Ama modern müzeler artık hiç can sıkmıyor!

Zaten ben de gezerken okul kafileleriyle gelen çocuklar eğlenerek öğreniyor, öğretmenlerinin sorularına hep bir ağızdan cevap veriyordu.

Peki, müze ne sunuyor?

En alt katta kökler, giriş katında kelimeler, en üst katta da cümlelerle ilgili sergi alanları yer alıyor.

Giriş ve birinci katını birbirine bağlayan merdiven arasında, Türkçe, Uygur, Göktürk ve Arap harflerinin olduğu cam ve pirinç avize dikkati çekiyor. Pek çok sanatçının resim, enstalasyon, seramik gibi eserlerinin sergilendiği müzede, İranlı bir sanatçının, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarından yaptığı üç boyutlu dijital heykeli de yer alıyor.

Harf çekmecelerinin olduğu bölüm ise çok ilgi görüyor.

Ben de sırayla tüm çekmeceleri inceledim.

Türkçe’de hangi harften kaç kelime bulunuyor bunu da yetkili kişi anlatıyor.

Örneğin; ‘K’ harfinde 10 bin 800 kelime var. ‘Ğ’ ile başlayan kelimemiz yok ve en az kelime ‘J’ harfinde bulunuyor. Zaten bunlarda başka dillerden bize gelenler.

Zırnık, şirazeden çıkmak, lipogram, palindrom, tirşe, sefine, ahlat, ağırşak, cihet, düvel, fasıla, babayani, hırpani…

Ve daha nicesi öyle güzel anlatılmış ki bugüne kadar hiç kullanmadığımız kelimeler ahenkle dans ediyor bu müzede.

Ekmeğin kıymetini bilmeyene ‘nankör’ diyoruz ama ‘nan’ın ekmek olduğunu bilmiyoruz.

Ya da eski Türkçe’de ‘yal’ parlak demekken biz bugün parlağa ‘yal’ demiyoruz ama ‘yaldız’ kelimesini kullanıyoruz.

Ve Farsçada ‘saye’ gölge demekken, biz gölgeye saye demiyoruz ancak aracılığıyla, gölgesiyle demek için ‘sayesinde’ diyoruz!

Liste uzayıp gidiyor.

Daha fazla ayrıntıya yer vermiyor, gitmenizi tavsiye ediyorum.

İkinci istikamet ise ‘Geçmişten Geleceğe’ sloganıyla hizmet veren ve saatlerce bitiremeyeceğiniz Rahmi M. Koç Müzesi.

***

2005 yılında Çengel Han binasında kurulan Rahmi M. Koç Müzesi’ne 2016 yılında Safranhan Binası da eklenmiş ve ortaya çok kapsamlı 7 katlı bir tarihi bellek çıkmış.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mihrimah Sultan’ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından 1522’de yaptırılan ve günümüze kadar ayakta kalmayı başaran Çengel Han, tarih boyunca Anadolu kervansaraylarının tipik işlevini üstlenmiş ve şimdi de müze olarak işlevini sürdürüyor.

Arabalar, tarım araçları, sanayi devriminin buharlı makineleri, kıyafetler, şapkalar, televizyon, radyo ve kameralar, trenler, bisikletler…

Düşünüyorum da ‘olmayan bir şey var mıydı?’ diye, bulamıyorum.

Gezerken kaygılar tetikleniyor:

Ya atladığım bir eser olursa, bunu da görmeliyim, şunun da açıklamasını okumalıyım telaşı sarıyor ziyaretçileri.

Hatta oyuncak bölümü bile mevcut.

Onlarca bebek ve küçük objeden sonra gördüğüm oyuncak evlere hayranlıkla baktım.

Onların iç dekorasyonlarını hazırlamak bile günlerce sürer bence.

Bazıları giriş ücretlerinin yüksekliğinden yakınsa da emin olabilirsiniz ki verilen her kuruşa değer.

Çıkışta Vakıf Dua ve Bedduasını okumayı unutmayın…

***

Tabii ki aynı bölgede başka müzeler de mevcut. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi gibi.

Benim favori listeme eklenenleri paylaştım sizinle.

Yolunuz düşerse, şimdiden keyifli gezmeler…

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.