Hava Durumu

Ne iş olsa yaparız!

Yazının Giriş Tarihi: 19.03.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.03.2024 15:54

Toplum olarak bazı tabuları yıkamadık.

En kötüsü de buna zaten hiç niyet etmedik!

Ya kara, ya beyaz her şey.

Bu algıyla nesiller yetiştirirken çok sayıda gencin başını da yaktık.

Okul ve meslek seçimleri itibar üzerine kuruldu; geleceğimiz sınıfta kaldı.

Bunun değişmeye başladığını sanmam benim en büyük yanılgımmış, fark ettim.

Z kuşağı sistemleri değiştirecek, kendi dünyalarını kuracaktı.

Maalesef konjonktür izin vermedi.

Umutlar diğer kuşaklara miras artık.

***

Hafta sonu dost meclisinde sohbet ederken, 22 yaşındaki bir arkadaşımız nişanlısının makine mühendisi olduğunu söyledi.

Ben dahil olmak üzere hepimiz; beğendik, sevindik, onayladık.

Hâlbuki inşaatta çalışsa, çöp toplasa ya da uzaya gidiyor olsaydı ne değişirdi?

Mühendis, doktor, öğretmen olunması hepimizin bilinçaltına yerleşmiş durumda.

Değerli olanlar bunlar, ötesi ise çaresizlikten başvurulan işler.

‘Geleceğin meslekleri’ diye bir kavram türetildi ve uzun süre tüm kişisel gelişim seminerlerinin gözdesi oldu.

Fütüristler yazılım tabanlı işleri ön plana çıkarırken, ülke gerçeklerini göz ardı ettiler.

Hatırlarsanız listede şunlar vardı:

“Yapay zekâ mühendisi, robotik mühendisi, veri bilimcisi, büyük veri analisti, siber güvenlik uzmanı, medya ve iletişim uzmanı, marka yöneticisi, sosyal medya uzmanı…”

Peki, bu ihtiyaç belirlenirken hangi değişkenlere bakıldı?

Üniversite sınavına hazırlanan milyonlarca gence bu meslek gruplarını empoze ederken, ülkenin ve dünyanın gidişatına odaklanılmadı.

Binlerce yazılımcıyı istihdam edecek şirketlerimiz, kuluçka merkezlerimiz mi var?

Robotik mühendisleri yetiştirince onların yurt dışına göç etmelerini engelleyecek bir plan mevcut mu?

Yoksa onlar da ‘ne iş olsa yaparız’ ekibine dahil olup, diplomalı işsiz mi olacaklar?

‘Yeter ki üniversite mezunu olunsun’ diye bir nesil diploma peşinde koştu.

Başardı da, haklarını yiyemeyiz.

Sistemin gerekliliğini yerine getirince iyi bir kariyer umanlar, uzun süre işsiz kalmanın verdiği bunalımla başka mesleklere yöneldi.

En büyük ülke gerçeklerinden biri bu:

Uzmanı olduğun mesleği değil, bulabildiğini yaparsın!

Bu durum alanında okuyup, aynı işte devam edebilenleri de çileden çıkarıyor.

Meslek kalitesini alan dışından gelenlerin düşürdüğünü iddia ederek her ortamda sorun yaratanlar, durmadan söyleniyor.

Örneğin gazetecilik mezunu olmayan ama analiz kabiliyeti, iletişimi kuvvetli, sözcük kullanımı iyi olanların basın sektöründe kendilerine yer açması bazılarını rahatsız ediyor.

Bilmiyorlar mı, onların olması gereken yerlerde de başkaları çalışıyor.

Bu zamana kadar olan oldu ama şimdi daha kritik bir noktadayız.

Bilgi ve teknolojinin harmanlandığı bir dünya kurma vakti.

Bunun için yetiştirilmesi gereken kalifiye insan modelinin oluşturulması gerekiyor.

Emekler ziyan olmadan kime, ne kadar ihtiyacımız var, tespiti şart!

***

Şuna da değinmeden geçemeyeceğim; toplum olarak statü eşiğini zihnimizde aşamadığımız için herkes birbirine benzemeye başladı.

Ücret politikası da buna göre şekilleniyor.

Mantık çok basit:

Hizmet ya da ürünün sayısı arttıkça fiyatı düşüyor!

Meslekler için de aynısı geçerli.

Bilişim ve teknoloji alanında çalışmalarıyla tanınan Gazeteci Mehmet Serdar Kuzuloğlu bir açıklamasında şöyle diyor:

“Geleceğin mesleklerinden biri kombi tesisatçılığı. O kombiyi biri takacak ve o bir robot olmayacak. Bunu yapan insan olacak. Ve bizi dinleyenler bir kombi tesisatçısının ne kadar kazandığını bilse, iyi bir memur ya da orta sınıf bir yönetici hayatını sorgular. Evinin sinekliği deliniyor, yaptıramıyorsun…”

Ana fikir, dikiş tutturamadık.

Okuduk ama adam olamadık.

Çoğunluğun mesleğinin adı:

Ne iş olsa yaparım!

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.