Beklenen gün geldi; Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de ilçe belediyeleri gibi geride bıraktığımız bir yılı değerlendirme toplantısını gerçekleştirdi.
Geçen hafta yapılması planlanıyordu ancak Başkan’ın rahatsızlığı nedeniyle ertelendi.
Ve duyduğuma göre bazıları bunu da eleştirmiş:
‘Madem hasta neden Bursaspor’un şampiyonluk kutlamasına katıldı?’ diye.
O başka, bu başka.
Çünkü saatlerce bir yılın özetini sunmak gerçekten zor.
Nitekim konuşma metni çok uzundu ve yaklaşık 3 saat sürdü.
Bu sunum tarzı -hem anlatanı hem de dinleyeni zorladığı bir gerçek- değiştirilemez mi? diye sormak istiyor ve bir senenin değerlendirilmesine geçiyorum.
***
Aslında sürpriz bir gelişmeyle karşılaşmadık.
Zaten her proje, çalışma, açılış, kültür-sanat etkinliği vb. için yerel yönetimler basınla bir araya geldi.
Bir dönem sekteye uğrasa da sonrasında aylık değerlendirme toplantılarıyla yine bir aradaydık.
Tabii bu sefer daha kapsamlıydı.
BUSKİ borçları yine gündemdeydi.
Bu defa durumu aktarırken Başkan Mustafa Bozbey daha da tepkiliydi:
“BUSKİ inanılmaz tahribata uğramış. Ben Büyükşehir Meclisi’nde 20 yıl görev yaptım. Bir dönem BUSKİ, belediyeye para aktarır, bütçeye destek verirdi. Şimdi tam tersi biz, BUSKİ’ye para vermek zorunda kalıyoruz. Şu kurumun haline bakın, nereden nereye…” dedi.
“9 tane iştirak var; BUSKİ ve BURULAŞ en kötü pozisyonda olanlar” diye de ekledi.
En büyük dert anlatılanlara göre dövizle alınan borçlar.
Döviz kurundaki artış borcu katlanıyor; diğer yandan da on binlerce dolarlık tesislerin de çürümeye terk edildiği belirtiliyor.
Başkan Bozbey, kalem kalem bunları sayarken, “Yazıktır, günahtır, bu milletin parası” ifadesiyle tepki gösterdi.
Zaten millet olarak ödediğimiz vergilerin nereye gittiğini takip edebilseydik bu hâle gelmezdik.
Ne yazık ki seçimle gücü eline geçirene, bir daha söz geçmiyor!
Yatırım yapılıyor denilerek; birileri kaynakları hunharca israf ediyor.
Bunun herhangi bir siyasi partiyle de ilgisi yok.
İsraf listesini dinlemekten, icraatları dinlemeye kimsenin dermanı kalmamış olacak ki toplantıda arada salondan çıkanlar oldu.
Ancak her seferinde dağılan dikkati toplamaya yardımcı o veriyi paylaştı Başkan Bozbey:
“Dış borç 359.541.797 milyon Euro!”
***
Peki, bu kadar para nereye gitmiş?
Ödemelerin kimlere yapıldığına dair bir açıklama yok.
Bildiğimiz; kredilerin dövizle alındığı bununda ciddi külfet yarattığı.
Bir de boşa giden yatırımların listesi var.
Örneğin; Akçalar- Aktopraklık Höyük Arkeopark Açık Hava Müzesi.
Daha önceki toplantılarda da burayı anlatan Başkan Bozbey:
“Müze ve sosyal tesis adı altında iki yer yapılmış. 7 yıldır o tesisler kapalı. Müze gibi yapılan yerde iki kez hırsızlık yaşanmış. Elektrik kabloları sökülmüş. Bursa turizmine bir katkınız olsaydı ya! Göreve geldiğimizde gördük ki israf nedeniyle bölgenin mirası da kaderine terk edilmiş. Bölgeyi yeniden canlandırmak bizim görevimiz.”
Tabii örnekleri çoğaltmak mümkün.
Benzer şekilde bir spor tesisinin yapılması ve devredilmesine dair imzalanan protokolden de bahsetti Başkan ve Uludağ Üniversitesi Rektörü’ne çağrıda bulundu:
“Görükle’de yapımına başladığımız Uludağ Üniversitesi Görükle Gençlik Merkezi’nin son aşamasına geldik. Protokolde spor tesisinin yapılması karşılığında, Gençlik Merkezi’nin Büyükşehir Belediyesi tarafından işletileceği yönünde ibare var. Ancak seçimden sonraya bırakılarak imzalanmamış. Birçok kez görüştüğümüz bu konu için Rektör’den olumlu bir yanıt bekliyoruz!”
***
Ana fikir Bursa Büyükşehir Belediyesi anladığımız kadarıyla borç batağında.
Başkan Bozbey, uygulanan mali disiplinle borcun yüzde 15, iştiraklerin borcunun ise yüzde 19 azaltıldığını ancak dövizle alınan krediler dolayısıyla BUSKİ’nin borcunun yüzde 55 arttığını vurguladı!
Giden para hepimizin.
Hizmet almak için beklerken kaybettiğimiz zaman da hepimizin!
Rivayete göre; Sultan Abdülaziz döneminde siyasetçi Keçecizade Fuad Paşa, Osmanlı Devleti için yabancı bir devlet temsilcisine; “Üç yüz senedir, siz -yani dış devletler- dışarıdan, biz -yani hainler- içeriden devamlı tahribe direnebilmiş olsun! Evet, üç yüz senedir, siz dışarıdan, biz içeriden, Osmanlı’yı yıkamadık!” demiş.
1867’de de aynısı, 2025’te de…
Nereden nereye…