Toplum, yöneticilerden ne ister?
İnsanın temel ihtiyaçları ve hakları vardır; beslenme, barınma ve güvenlik gibi.
Hayatını sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmek için de bazı hizmetleri görmek ister; çevre ve hava temizliği, içilebilir suya erişim ve kaliteli hizmet alabileceği hastaneler…
Kendinize bu maddelerin olduğu -ve benim aklıma gelmeyen daha pek çok seçeneği ekleyerek- bir liste oluşturun.
Sonra hangilerine sahip olup olmadığınızı işaretleyin.
‘Çok şükür hayattayız!
‘Çok şükür eksiklikler mevcut ama idare ediyoruz’ gibi cümleleri duymak istemiyorum.
Bu kadercilik nedeniyle başımıza gelmeyen kalmadı!
Hele büyük şehirde yaşıyorsanız, vay halinize!
Devlet teşvik verse derhal Bursa’yı terk edecekler var.
Evet, gene şikayet yine dert.
Bir buçuk saat boyunca koca şehirde ambulans bulamamanın öyküsü sizleri bekliyor.
***
Anneannem grip ve tansiyon şikayetleriyle fenalaşınca acil hastaneye götürme kararı aldık.
Ancak bilinci yerinde olduğu için devlet hastanesi yerine doğrudan kendi doktorunun olduğu hastaneye gitmenin daha mantıklı olduğunu düşündük.
Güya özel hastane ancak acil müdahale ekipmanı olmadığı gerekçesiyle başka bir hastaneye gitmemizin daha uygun olacağı belirtildi.
Şunu anlıyoruz ki hastane adı altında yalnızca muayenehaneler bulunuyor bir de para kazanabilmek için devamlı istedikleri kan tahlillerinin yapılabileceği birim.
Durum böyle olunca yakındaki hastaneleri tek tek aramaya başladım.
Birinde ‘Hatta bekleyen kişi sayısı 11’ uyarısını dinledim.
Dakikalar geçmesine rağmen bu 11 kişi hiç azalmadı aksine 13’e çıktı.
Daha geniş bir alanda taramaya koyuldum.
İki şubeli bir özel hastane de beni o operatörden bu operatöre aktarıp durdu.
En sonunda telefonu açan hanımefendi:
“Bizim tüm ambulanslarımız dolu. Özel şirketleri ararsanız, buraya getirildiğinde hastayı acil biriminden alırız” dedi.
Ben ilk olarak onları aramıştım zaten.
Bursa’da iki firma bulunuyor; ‘biri hiç aracım yok, hepsi hastaya gitti’ derken diğeri telefona hiç cevap vermedi.
İhtimalleri düşünüyorum da; herhalde çok büyük bir patlama, kaza, afet vb. oldu, herkes hastane yolundaydı ya da ülkede olağanüstü bir durum yaşanıyor, ambulanslar ona göre görevlendirildi.
Tabii ki hiçbiri değildi.
En sonunda 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bağlandım.
Adresi teyit etmek için iki kişiyle görüştükten on dakika sonra ambulans apartmanın önündeydi.
Bana neden önce 112’yi aramadın diye tepki gösterebilirsiniz.
Sorun şu ki hastayı nakletme aşaması iki görevliyle zor oluyor.
***
Hastanede işlemler bitince aynı dertle eve dönüşte de karşılaştık.
Bu defa devlet hastanesindeki görevliler; “En az iki saat beklemeniz gerekiyor, ambulanslar boşa çıkarsa ancak o zaman evinize nakil gerçekleşir” dedi.
Şansımız varsa, kaderde yazılıysa bir şekilde bulacaktık!
En sonunda birisi ‘Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ambulans hizmeti olduğunu hatırlattı. Verilen numarayı aradık ve kısa bir süre içinde gelen araçla eve nakli gerçekleştirdik.
Görevliler yardımcı olmak için çırpındı, saygıda kusur etmediler.
Bunun için bir vatandaş olarak Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyorum!
***
İmkanlar yetmiyor.
Nüfus arttıkça da daha da baş edilemez olacak!
Ben, ‘İyi ki devletin, belediyenin hizmetleri bulunuyor’ diyerek özelleşen sağlık sistemine isyan ederken; bir arkadaşım aynı gün 112’den beklediği ambulansın saatlerce gelmemesi nedeniyle yaşadığı sıkıntıyı anlattı.
Demek ki gerçekten de bu iş tamamen kader, kısmete bağlı!
Sağlık hizmetine ulaşmak istiyorsan önce Allah’a sonra şansına sığınacaksın…