Bir kuşak televizyon dizi tarihine damga vuran ‘Sihirli Annem’ dizisinin Periliçe’si, Oyuncu Ayşen İnci ile tiyatroları ve gençleri konuştuk. Ayşen İnci gençlere, “Hangi mesleği yapacak olursanız olun, onun eğitimini almak daima çok şey kazandırır” mesajını verdi.
Bursa’da ve İstanbul’da faaliyet gösteren TKM Sanat Akademisi şehrimizde ücretsiz Oyunculuk Workshop’u düzenledi. “Oyunculuk hayalini erteleme, ilk oyunculuk dersini ünlü oyuncu Ayşen İnci’den al” sloganıyla bu eğitimleri başlattılar. Bu sayede Ayşen İnci ile tanışma fırsatı buldum. Sihirli Annem ya da Periliçe ismini duyanlar hemen biliyorlar. Şu anda ekranlarda sürekli dram izliyoruz. Psikolojik sorunları olan karakterlerin toplumu da travmaya sürüklemesine izin veriyoruz. Onlarla ağlıyor, cinnet geçiyor, mutsuzluğu ruhumuzun en derininde hissediyoruz. Halbuki mutlu çocuklardık. Eskiden komedi vardı, aile olmanın önemini vurgulayan senaryolar vardı. Çocuklar için kaliteli yapımlar bulunuyordu. Sihirli Annem dizisi bunlardan biriydi. Her karakter özeldi, seviliyordu. Haliyle de unutulmadı!
Periliçe’yi bulunca rolü kabul ediş hikayesini sormadan geçemezdim. Ayrıca Türkiye’de sanatın durumu hakkında görüşlerini de öğrendiğim İnci, gençlerle ilgili de görüşlerini paylaştı. “Oyuncu olmayı çok kazanmak ile özdeşleştirenler maalesef gerekli çabayı sarf etmiyorlar” diyen İnci, en çok kitap okunmamasından şikayetçi. “Bunu bir meziyet gibi sergileyen yeni nesil zaman zaman gelecek için kaygı duymama sebep olsa da yetenekli ve başarılı gençleri gördükçe umutlanıyorum” diye özetliyor durumu usta oyuncu. Aynı zamanda kitapları bulunan ve senaryo yazan, YouTube’da ‘Periliçe’den Masallar’ kanalında çocuklara seslenen Ayşen İnci ile keyifli sohbetimizi sizlerle paylaşıyoruz.

Bu arada çoğumuzun çocukluk travması olan Taci’nin insana çevrilmemesinden duyduğumuz üzüntüyü de kendisine ilettim. Periliçe olarak duruma müdahale edebilirdi gibi geliyor bana.
Kendinizi tanıtır mısınız?
1955 İstanbul doğumluyum. Aslen Ankaralıyım. Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatrosu’nda yüksek lisans yaptım. Okulu bitirdikten hemen sonra Devlet Tiyatrosu’nda mesleğime başladım. Sanat hayatımın 49. yılı bu sene. Çok fazla oyunda oynadım, sayısını bile hatırlamıyorum. Yönetmenlik yaptım, oyun yazdım, eğitmenlik yapıyorum, kitaplarım var. Diziler, filmler hala devam ediyor. 10 yıldır ciddi bir şekilde kitap yazıyorum. İlk okullarda okutulması gerekli kitaplar listesine alınan kitaplarım var. Yazdığım oyunlarım ve sahnelenen çocuk oyunum var. Derece alan senaryolarım var. Kedilerin ağzından yazdığım bir kitabım var: Pisikolojik öyküler. Pisilerin yani kedilerin anlattığı insan hikayeleri.

USTALARDAN ÖĞRENECEKLER
Oyunculukta alaylı-mektepli ayrımı var mı?
Var tabii. Bana göre okullu olmak, hangi mesleği yapacak olursanız olun onun eğitimini almak daima çok fazla şey kazandırır. ‘Konservatuvarda okuma şansı bulamayanlar ne yapacak?’ O zaman mutlaka iyi eğitim veren kurslara gidecekler. Ustaları izleyecekler. Eğer aynı sahneyi paylaşıyorlarsa onlardan öğrenmek için çalışacaklar. Alaylı olmak bu demek. Alaylı olup sahnede çok büyük başarı gösteren yetenekli oyuncular var. Kendilerini geliştiriyorlar, diplomaları yok belki ama sürekli sahnede eğitimin içindeler.
AMAÇ KALICI OLMAKTIR
Oyuncu olmak isteyen çok genç var. Bunu zengin olmanın bir yolu olarak görebiliyorlar. Eğitim almak bu yolculukta yeterli mi? Yoksa öncelikli olan yetenek mi?
Sadece ünlü olmak hevesiyle gelenlerin başarılı olma şansı yok. Çok kazanmayı değil, iyi oyuncu olmayı hedefleyenler daha başarılı oluyor. Şu an dizi sektöründe daha çok para kazanılıyor. Ama iyi bir eğitimle, kendisini geliştirerek oyunculuğa devam edenler kalıcı oluyorlar. Amaç kalıcı olmaktır zaten. Sadece fiziksel özellikleriyle dikkat çekip, başrol oynayanlar daha sonra kendilerine yatırım yapmazlarsa siliniyorlar. Örnek Kıvanç Tatlıtuğ. Mankenlikten oyunculuğa geçti. Çok yakışıklı. Sadece fiziğine güvenseydi olmazdı. Bugün Kıvanç Tatlıtuğ varsa ve biz onun için ‘Başarılı bir oyuncu’ diyorsak kendisini geliştirdiği için.
BİLET FİYATLARI YÜKSELİYOR
Sizin için vazgeçilmez olan sinema mı, tiyatro mu? Türkiye’de tiyatronun durumunu değerlendirir misiniz?
Kesinlikle bu sorunun cevabı tiyatro! Ben bu alanda eğitim aldım. Tiyatro jürisindeyim. Çok fazla oyun izliyorum. Çok yetenekli gençler var ve onlar beni tiyatronun geleceği için umutlandırıyor. Ülkemizde tiyatroların durumuna gelince, Devlet Tiyatroları her zaman seyirci bulur. O açıdan bir problem yok. Ancak özel tiyatrolar ayakta durmakta çok zorlanıyorlar, oyunu sergileyecek sahne bulmakta zorlanıyorlar. Bu yüzden bilet fiyatları da yükseliyor. Onların durumu, ödenekli tiyatroların durumuna göre çok daha zor. ‘Türkiye’de sanata gereken önem veriliyor mu?’ diye sorarsanız, ‘Evet’ diyemem.
BU İŞ ÇOK ZOR
Sanatın herhangi bir dalını meslek edinmek isteyen gençlere bunu hobi olarak yapması, iş olarak başka bir alan seçmesi gerekliliği tembihlenirdi. Bu görüş hala devam ediyor mu?
Çocuk oyuncu, ressam, müzisyen olmak ister. Aileler sen başka bir iş yap, bunu hobi olarak yap derler. Bu devam ediyor hala. Velilerde görüyor ki bu iş çok zor. Tiyatrodan para kazanılmıyor. Bu işin bir boyutu. Diğer yönden televizyon dünyası başka. Minicik bebeklerini ajanslara götüren aileler var. Yeter ki oynasın, para kazansın diye böyle bir zihniyet bulunuyor. Ben olsam çocuğumu bu şekilde dizilerde, filmlerde oynatmam. Çok acı çünkü büyük roller veriliyor bu çocuklara. Bir anda meşhur oluyorlar, havaya giriyorlar. Ondan sonra arkası gelmeyince çocuk mutsuz oluyor. Yani hep bu şekilde dizilerde oynayacakları anlamını taşımıyor. Sonra bunalıma giriyorlar, okullarından geri kalıyorlar.
DİZİLERDE ENTRİKA VAR
Genç kuşak televizyondan koptu, internet dizilerine bağlandı. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Televizyonda diziler bıktıracak kadar uzun. Hiç kimse böyle dakikalarca insanların birbirine bakmasını, bakışmasını seyretmek istemiyor. Genç kuşak bundan sıkılıyor. Son dönemde dram izliyoruz ve tüm diziler birbirine çok benziyor. Mutlaka entrika var, senaryolarda kötülük olmak zorunda nedense. Gençlik dizisi bile çekilse, gençlerin hepsi birbirinden fesat, kötü. Diyorlar ki reyting alanlar bunlar. Her kanalda biri ağlıyor. Bu yüzden birbirine benzeyen bir yığın şey izliyoruz. Ben izlerken mutlu olmuyorum açıkçası. İnsanlarda mutlu olmuyorlar ki dijitale geçiyorlar.

‘İYİ Kİ PERİLİÇE OLDUM’
‘Sihirli Annem’ dizisi bir kuşağı büyüten, televizyona damgasını vuran bir diziydi. Siz ‘Periliçe’ydiniz. Hala bu değişmedi. Ayşen İnci olarak değil de Periliçe olarak tanınmak sizi rahatsız ediyor mu?
Size ilginç bir şey söyleyeceğim. Bu rol teklif edildiğinde zor kabul ettim. Diziyi izlemiyordum çünkü o dönem yoğun bir oyun programım vardı. Yapımcısı çok istedi. Diziye bir baktım, sihirler yapılıyor, insanlar hayvan oluyor, periler havada uçuyor, köpek konuşuyor. İçimden dedim ki, “Ne kadar saçma bir dizi”. Çok ısrar ettiler oynamam için. Kabul etmek zorunda kaldım ve gerçekten hayatım değişti. “Biz sizinle büyüdük” diyenlerle karşılaşıyorum. İyi ki oynamışım sonrasında çok mutlu oldum. Benim dizi hayatımda çok farklı bir yeri var. Hatta YouTube kanalımın adı, Periliçe’den Masallar!

KİTAP OKUMAYAN GENÇLİK
Oyunculuk eğitimlerinde, tiyatroda, sinemada gençlerle bir aradasınız. Genelin gençlere bakış açısı olumsuz. Siz ne düşünüyorsunuz?
Sanırım düşününce gençler ile ilgili mutsuz olduğum anlar daha çok. Bunun sebebi hiç kitap okumuyor, araştırmıyor olmaları. En basit kelimeleri bilmiyorlar. Okumayı gereksiz buluyor ve bununla da övünüyorlar. Bu şekilde ikaz ettiğimde, “Ben hiç okumam” diyorlar. Sorsanız hepsi büyük oyuncu olmak istiyor. Hedef buysa, hiç okumadan, araştırmadan nasıl olacak? Böyle bir kesim var ve bunlar beni çok endişelendiriyor. Seviyenin düştüğünü görüyorum. Beğenileri de çok farklı. Ama tabii ki genelleme yapmak çok zor. Çok yeteneklileri, çalışkanları var. Bazen bir olay oluyor, insan umut doluyor. Korkunç bir deprem yaşadık. Kumbarasındaki parayı, babasının aldığı karne hediyesini depremzedelere gönderen çocukları gördük. Umutlandık, gelecek için, gençlik için. Ne olacağını, yeni çağın gençlerinin toplumu nasıl şekillendireceğini birlikte yaşayacağız.

ŞANS, YETENEK, EĞİTİM
Tiyatrocu olmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler?
Eğitime daha çok önem verilmesi gerekiyor hangi alan olursa olsun sadece oyunculuk için demiyorum. Gençler şanssızlar. O kadar üst üste geldi ki yaşanılanlar. Pandemiyle online eğitim oldu. Neyi, nasıl öğrendiler? Eski kuşak olarak çok iyi eğitim aldık. Ortaokuldaki edindiğim kültürüm şimdi en az liseye bedel. Okulda hem iyi eğitim aldık hem de sürekli okuyan araştıran çocuklardık. Şimdi öyle bir şey yok. Peki, eğitim alan herkes oyuncu olabilir mi? Hayır. Mutlaka yetenekli olmaları da lazım. Bir de kabul edelim ki ‘şans’ hayatta önemli bir faktör!
