Haftaya teknolojideki gelişmeler ve bizi bekleyen geleceği konuşarak başlayınca bugün de aynı çizgide devam etmek istiyorum.
Zaten ülkemizde huzur yok, dert çok.
En azından değişik gündemlerle biraz ferahlayalım.
Bundan 30 yıl önce neyi hayal edemezdik?
Robotları, hologram çağını ya da uçan arabaları.
O günler için ütopya olabilecek şeyler üretildi, kullanıma sunuldu.
Bizlerin de vazgeçilmezleri oldu.
Tuşlu cep telefonlarının piyasaya sürülmesi daha dün gibi aklımızda.
Gereksiz bulanlar illaki olmuştur ama kabul edelim ki bulunmaz bir nimetti.
Zamanla eklenen fonksiyonlarla, dokunmatik ekranla gönüllerimize taht kuran telefonlar şimdi aileden biri gibi.
Bundan sonra da gelecek her teknolojik yenilik aynı şekilde kabul görecek, benimsenecek.
‘Ben evime robot almam, kısa devre yapar; bana saldırır’ diyenler almak için en önde koşacak.
Çünkü yeni çağ insanlığı bu şekilde parmağında oynatıyor; tüm itirazları yıkıp, evlere yerleşiyor.
Yine itiraz mekanizmasını devreye sokacak, çoğunluğu rahatsız edecek bir gelişme yaşandı.
Bana göre bunun adı devrim!
Kaliforniya’da ilk kez rüya gören iki kişi birbiriyle iletişim kurdu!
Rüyalar…
Her gördüğümüze mana yüklediğimiz, gelecekten mi haberci yoksa geçmişi mi tekrar ediyoruz muamması taşıyan sonsuz evrenimiz.
Cümleyi tekrar okuyup, biraz düşünün:
Nasıl olabilir böyle bir şey?
Bilim insanları, rüya sırasında bireyler arasında ilk kez çift yönlü iletişimi sağlayarak tarihe geçti.
Kaliforniya merkezli REMspace, iki kişi arasında ‘lucid’ rüya sırasında bilgi alışverişi sağladı.
Burada ‘lucid rüya’yı da tanımlamakta fayda var:
“Kişinin rüyada olduğunu fark edip, süreci kontrol edebildiği özel bir bilinç hâli.”
Sizin de aklınıza ‘Başlangıç-Inception’ filmi geldi mi?
-Başlangıç, Christopher Nolan tarafından yazılmış ve yönetilmiş olan, yapımcılığını eşi Emma Thomas’ın üstlendiği 2010’da çıkan bir bilimkurgu-aksiyon filmi. Başrolünde Leonardo DiCaprio’nun olduğu film çok ses getirmiş, rüyaların kontrol edilip edilemeyeceği tartışılmış; hatta bilinçaltında yaratılan hayatla gerçek yaşamın ayırt edilemezliği derin bir kaygıya sebep olmuştu.-
‘Başlangıç’ için olumsuz yorumlar da çoktu.
Ne yazık ki dikkatli izlemekten yoksunluk ve düşünme gücü gerektirmeyen yapımlara alışkanlık sert ifadelere sebebiyet vermişti.
Aradan geçen 14 sene sonunda film gerçek oldu.
Uykuyu ve rüyaları iyileştiren teknolojiler tasarlayan REMspace'in deneyinde; sunucu, cihaz, Wifi ve sensörler gibi özel tasarlanmış ekipmanlar kullanıldı ancak teknolojileri hakkında tam açıklama yapılmadı.
Katılımcıların beyin dalgaları ve diğer verileri uzaktan izlendi.
İlk katılımcı ‘lucid’ rüya evresine geçtiğinde yüz kaslarının hareketlerinden oluşturulan özel olan ‘Remmyo’ diline ait kelime kulaklık aracılığıyla iletildi.
Katılımcı, rüya içinde bu kelimeyi tekrarladı ve bu yanıt, sunucu tarafından kaydedildi.
Sekiz dakika sonra ikinci katılımcı yine lucid rüyaya geçti ve kaydedilen mesaj ona iletildi.
İkinci katılımcı, uyandıktan sonra mesajı doğru şekilde onaylayarak rüya içi ilk sohbet deneyimin başarıyla tamamlandığını gösterdi.
Lucid rüyalarla iletişim sağlayan bu teknoloji, psikoterapi ve eğitim gibi birçok alanda yeni kapılar açacak.
Şirket, gelecekte daha karmaşık rüya içi iletişim projelerini hayata geçirmeyi hedefliyor ve yakın zamanda gerçek zamanlı iletişim sağlamayı planlıyor.
***
Tabii hemen bu teknolojinin kötü niyetli insanların eline geçmesi doğrultusunda fikirler üretmeye başlayanlar olacaktır.
Haklısınız!
Her şey olabilir.
En tehlikelisi de artık bilinçaltımızın bile müdahalelere açık olması.
Hatırlarsanız geçen sene rüyalara reklam yerleştirileceği bilgisini de paylaşmıştım.
Bu şekilde pazarlama alanında da çığır açmış olacak.
Gün içinde çok sayıda uyarana maruz kaldığımız yetmez gibi uykularımızda da alışveriş güdüsüyle harmanlanacağız.
Elbette birbirimizle başka mecralarda da iletişim kurabilmek çok ilginç.
O halde rüyalarda buluşuruz…