Hava Durumu

Şaka değil zorbalık!

Yazının Giriş Tarihi: 03.06.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.06.2025 00:05

Geçerliliğini koruyan ve ne kadar yazarsam yazayım asla eskimeyecek bir konu var:

Akran zorbalığı!
Sanki şiddet çağına doğmuşuz, hayatta kalmaya çalışıyoruz.

Yaşam koşulları yetmez gibi bir de insanlarla uğraşıyoruz.

Ülkemiz bu alanda da dünyada ilk sıraya oturdu.

Türkiye'de yapılan çalışmalarda; öğrencilerin yüzde 6'sının hayatlarında en az bir kez ve yüzde 35'inin de sürekli zorbalığa uğradığı tespit edilmiş.

Tabii bu başına gelenleri anlamlandırabilmeyle ilgili.

Çünkü ne yazık ki toplumumuzda alaysı ifadelerin, görmezden gelmelerin, dedikodunun, küçümseyici söylemlerin savunması:

‘Şaka yaptım’ oluyor.

Sınırlar aşılıyor, küçücük yaşında zorbalıkla karşılaşan çocuklar ne yapacaklarını şaşırıyor ve psikolojik sorunlar yaygınlaşıyor.

Yakın zamanda tanıdığımın başına gelen bir olayı paylaşmıştım sizlerle.

Durumun vahameti artığı için yeniden kaleme aldım ve bu defa bir uzmana da danıştım.

Psikolojik Danışman Serhat Ayşen, akran zorbalığına dair önemli açıklamalarda bulundu.

Bazen başımıza gelenler için kendimizi suçlar, sessizleşir, dünyadan koparız.

Bu durumun ergenlik çağında neticeleri daha ağır olacağı için ailelere bir çağrımız var:

Çocuklarınızı dinleyin ve kendilerini anlatmalarına fırsat verin ki; zorbalığa uğrayıp, uğramadıklarını takip edebilin!

-Yorumlarımla bilgiyi boğmamak adına bundan sonrasını soru-cevap olarak aktaracağım.-

***

ILIMLI TİPLER HEDEFTE

Akran zorbalığı nedir? Hangi davranış zorbalıktır, nasıl ayırt edeceğiz?

Aynı yaştaki çocukların birbirlerine yapmış oldukları fiziksel, duygusal, maddi, manevi olarak verilen zararların toplamıdır. Küçümseyici söylemler, dalga geçmeler, dedikodular, eşyalarına el koyma, ödevini yaptırma veya dışlama, görmezden gelme gibi pek çok yolu var.

Ailesinde şiddet bulunan, kendisinde eksiklikleri olan, huzursuz ve ilgi çekmek isteyen çocukların bir araya gelmesiyle zorbalık uygulayan topluluklar oluşuyor.

Hedeflerinde sakin, ılımlı tipler bulunuyor ve bu insanları zorbalayarak üstünlük sağlamaya çalışıyorlar. Kendinden zayıf olanları etrafında toplayarak, zorbalar. Fiziksel farklılıkları olanlar, gözlük takanlar, kilolular hedeftedir. Sistematik fakat istemsizce olur bu.

Bu çocuklar ailelerinde olanı kopyalıyor. Toplum olarak mübalağa seviyoruz. İnsanların yaklaşımları şakayla karışık laf sokma olabiliyor. Bunu normal bir şey gibi öğrenenler, biriktirdikleri hıncı birilerinden çıkarma ihtiyacı duyuyor. Bu hıncı gidermek için etraflarında gördükleri en zararsız ya da kendilerinden daha fazla şeye sahip olanları seçiyorlar. Böylece öne çıktıklarını sanıyorlar.

İNTİHARA SÜRÜKLENİŞ

Akran zorbalığı sonucunda ne gibi psikolojik etkiler gözlemleniyor?

Öz güvensizlik, iletişime geçemem, kendilerini ifade edememe, depresyon hatta intihara bile gidebiliyor.

ÖNCE AİLEYE BAKIN!

Zorbalıkla nasıl başa çıkılabilir? Bir çocuğun zorbalığa uğradığını nasıl anlarız?

Öncelikle akran zorbalığını yapan çocuğa bakmak gerek; ailesini incelemeliyiz. Maddi durumu nedir, duygusal süreçleri nasıl gelişmiş vb. Zorbalık yalnızca çocukta başlayıp, çocukta bitmez. Ailede şiddet, dedikodu ya da başka sorunlu iletişim şekilleri varsa bunu çocuk okula yansıtır. Çünkü çocuğun öğrendiği normal budur. İçgüdüsel olarak ‘buradayım’ demenin yolu zorbalığa dönüşmüştür. Daha sakin, ılımlı olanları tuhaf karşılar ve onlara karşı ters tepki geliştirir. Eğer evde tartışma varsa okulda da tartışma olmalıdır.

Çocuk baş etme yöntemlerini öğrendiği zaman durum azalır ve tolere edilebilir seviyeye gelir. Öğrenilmesi gereken ‘empati’dir. ‘Arkadaşım bundan etkileniyor bunu yapmamalıyım’ öğrenmeleri gerekir.

FARKINDALIK ARTTI

Türkiye’de vakalarda artış olduğu hatta dünyada ilk sıralarda yer aldığımız bilgisi mevcut. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Öğretmenler bu zamana kadar bunları pek umursamıyordu. Akran zorbalığı ülkemizde yeni yeni fark edilmeye başlandı. Rehberlik birimleri açıldı, tabelalar asıldı: “Kendini kötü hissediyorsan, rehber öğretmeninle konuş” diye. Bu farkındalık yurt dışında çok önce başlamıştı; biz de yeni yeni fark edildiği için sanıyorum fazlaymış gibi yansıyor. Aile içi iletişim sürekli dalga geçmeyle oluyorsa çocuk da öyle davranıyor. Ülkemizde sosyal medyaya ya da dizilere bakın. Eğlence anlayışı zorbalık üzerine inşa edildi. Belirli bir yaş grubu Podcast olarak verilen şeylerde hep zorbalık var. Çocuk ne yapar? Her şeyi mıknatıs olarak kendisine çeker, zorbalamanın güzel bir şey olduğunu öğrenirler.

Yetişkinler için bazı programların tamamen bunun üzerine kurulu olduğunu ve bundan keyif aldıklarını görüyoruz. Hâlbuki dalga geçme ve zorbalama aynı şey değildir. Herkes ‘şaka yaptık’ der ama insanların sınırlarının farkında değillerdir.

FEVRİ TEPKİLER

Ne zaman bir psikoloğa başvurmak gerekir?

Önlem için öncelikle ailelere eğitim verilmesi gerekir.

Çocuklar arkadaşlarıyla değil, aileleriyle iletişime geçebilmelidir. Yalnız olmadıklarını bilirlerse o zaman daha güçlü olur ve kendilerine bunu yapanlara müdahale edebilirler.

Böylece olay şiddete meyil etmediği sürece çocuk yoluna özgüvenle devam eder.

Ancak çocuk içine kapanıyor, iletişim kabiliyeti düşüyor, okuldan döndüğünde ağlıyorsa, ailesine ‘bir şeyim yok, arkadaşlarım beni seviyor’ gibi ifadelerle fevri tepkiler veriyorsa bir ruh sağlığı uzmanından destek alınması gerekir!

Her durumda değil ama okula gitmek istememe, ödevleri tam yapmadan gitmek, öğretmenle yakınlaşıp-öğrencilerden uzaklaşmak, ‘okulda ne yaptın?’ diye sorulduğunda, ‘tek başıma sınıfta oturdum’ gibi verilen cevaplar hep birer göstergedir.

Bu cümleler alınmaya başlandığında çocuk için destek alınması gerekiyordur!

***

Umarım bunu okuyan ailelere ışık olmuşuzdur.

Ve bu durumla karşı karşıya kalanlar, kendilerini derhal kurtarabilirler.

Ne yazık ki hayatı zorlaştıran en yegâne şey insanlar…

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.