Sizlere geçen hafta ‘21 Haziran’da neredesiniz?’ diye sormuştum.
En uzun günde biz İznik’teydik.
‘İznik Türküsü’nün Dünya Prömiyeri için hem heyecanlıydık hem de akşam saati ulaşım zor olur düşüncesiyle gitmekten vazgeçmek üzereydik.
Yaz gelince sıcak nedeniyle bunalıyor; hareket etmeye cesaret edemiyoruz.
Ancak son anda verdiğimiz kararla yola koyulduk.
Açıkçası bu kadar kalabalık, ilgi beklemiyordum!
Malum ülke olarak sanat ve sanatçıya bakış açımız biraz farklı.
Blues, caz ya da klasik müzik tarzımız değil.
Bu nedenle ünlü Piyanist ve Besteci Fazıl Say’ın, Soprano Görkem Ezgi Yıldırım ile sunacağı konsere katılımın bu denli fazla olması Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in haklılığını oraya koydu.
Sanat faaliyetleri nedeniyle eleştirilerin odağındaki Başkan Bozbey; cumartesi günü Uluslararası Bursa Festivali’nin 63. yıl tanıtım toplantısında şu ifadeleri kullandı:
“Sanatın ve sanatçının dostu Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak, bir kentin gülümsemesi ve kent kültürünün gelişmesi için sanatın ne anlama geldiğini geçmiş deneyimlerimizle biliyoruz. Nilüfer’de 20 yıl boyunca uyguladığımız kültür sanat politikalarının birçok yerde örnek alındığını görüyoruz.
Sanat, insana da kente de nefes aldırır.”
Ayrıca yöneltilen bir soru üzerine halkın sanat adına talepte bulunabilmesi, bu kültürün yerleşebilmesi için en az on yıl gerektiğinin de altını çizdi.
Türkiye’de bu ilgi görmez dediğimiz şeyler aslında alışkanlığın olamamasından kaynaklanıyor.
Ne kadar çok etkinlik olursa zamanla katılımın arttığına şahit olacağız.
İznik’teki organizasyon bu süreç için başarılı bir başlangıçtı…

***
21 Haziran gecesinde İznik Gölü kıyısındaki bu eşsiz organizasyonun sunucusu Yazar ve Seslendirme Sanatçısı Yekta Kopan’dı.
Kendi görüşlerini şair edasıyla aktarırken, Fazıl Say’ın parçaları hakkında da bilgiler sundu.
Programın açılış konuşmasında Başkan Bozbey İznik’in tarihine bir kez daha değindi: “Burası, Helenistik dönemden Roma’ya, Bizans’tan Osmanlı’ya uzanan köklü geçmişiyle, doğal güzellikleriyle çok kültürlü bir dünya merkezidir. Dünyanın kalbi bugün İznik’te, Bursa’da atıyor.”
Ardından Fazıl Say’da bir konuşma yaptı:
“İznik Türküsü’nü evrensel bir müzik olarak hazırladık. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla oluşan İznik Türküsü’nün 6 aylık çalışma sürecinin böyle güzel sonuçlanmasından büyük mutluluk duyuyorum. Bugün buraya gelen binlerce sanatsevere de teşekkür ediyorum.”
Ve konser ‘Ses’ ile başladı; Nazım Oratoryosu ile devam etti.
Yekta Kopan, ‘Nazım Oratoryosu’nu Genco Erkala ithaf edelim’ dediği andan itibaren alkışlar daha da kuvvetlendi.
Pek çok mesaj da iletildi, zeytinliklere dokunulmaması gerektiği vurgusuyla Say’ın Kaz Dağları konserine de değinildi.
Beklenen an geldi; ‘İznik Türküsü’ için sahneye Say’a eşlik etmek üzere Soprano Görkem Ezgi Yıldırım çıktı.
15 dakika süren parça bittiğinde herkes ayaktaydı.
Dakikalarca ayakta alkışlanan sanatçılar ilgiden dolayı teşekkür etti.
Dünyanın her yerinde konser veren Fazıl Say, bundan sonra her ‘İznik Türküsü’nü çaldığında hem Bursa’yı hem İznik’i tanıtmış olacak.
İnsanların hareket kabiliyeti sınırlı ancak notaların değil!
Eğer hedeflendiği gibi bir gelişim gösterilirse yalnızca turizm değil, kültürel de bir başarıya imza atılmış olacak.
Çünkü saklı kalan İznik tarihi iştah kabartıcı.

***
Piyanoya alışkın olmayan bir toplum, sessizce ve hayranlıkla konseri takip etti.
Bence bu çok kıymetli.
Çalınan son iki parça; ‘İnsan İnsan’ ve ‘Dört Mevsim’ ile coşku zirve yaptı. Çoğunluğun aşina olduğu bu iki eserle geceye veda ettik.
Dönüş yolu da çok kalabalıktı ancak hiç şikâyet duymadım.
Bunlara alışacağız; hep kötü gelişmeler için değil, biraz da sanat için yollara döküleceğiz…